Erdoğan'ın Diyarbakır ziyareti: Erdoğan kaptırdığı oyları geri kazanma derdinde
Siyaset Bilimci Cuma Çiçek: Erdoğan’ın Diyarbakır ziyaretini oy kayıplarını durdurma arayışı kapsamında da değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum.
Çağrı SARI
İstanbul
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, en son yerel seçim mitingi için 9 Mart 2019’da ziyaret ettiği Diyarbakır’ı uzun bir aradan sonra ziyaret etti. Ziyarette HDP, CHP ve İyi Partiye sert eleştiriler yöneltti, PKK’yi hedef aldı. HDP ve PKK’yi çözüm sürecini bozmakla suçladı. Erdoğan, CHP ve İyi Partinin de HDP ile birlikte hareket ettiğini savundu. Peki bu ziyaret neden gerçekleşti? Erdoğan’ın çözüm sürecini sahiplenmesinin nedenleri ne? Yeniden sürecin başlamasının işareti mi verildi? Kapıda bir seçim mi var? Tüm bu soruları Siyaset Bilimci Cuma Çiçek’ e sorduk.
Kürt sorununa çözüm çalışmalarını yıllardır yakından takip eden Cuma Çiçek, Türkiye’de seçim takvimi ile Kürt meselesinin çözümüne dönük siyasi girişimlerin takvimi arasında bir paralellik olduğunu ifade ederek, “2 yıl gibi bir süreç kaldı seçimlere. Kamuoyu araştırmalarının gösterdiği üzere hem Ak Parti hem MHP oy kaybediyor. AK Parti açısından zor bir seçim olacak ve Ak Parti seçeneklerini artırmaya çalışıyor. Yani, seçimlere dair yeni bir pozisyon almak için kamuoyu yoklaması gibi. Diyarbakır’da çözüm sürecini sahiplenmesi bu gezinin en önemli mesajıydı zira” dedi.
OY KAYIPLARINI DURDURMAK İSTİYOR
Ak Parti’nin son beş yıldır bölgede güvenlik eksenli bir politika yürüttüğünü ifade eden Çiçek Bunun bölgedeki yansımasının devasa bir oy kaybı olduğunu ifade etti. Bu kayıpların daha çok AK Parti’den kopan DEVA ya da Gelecek Partisine geçtiğini ifade eden Çiçek, “Araştırmalar bu iki partinin bölgeden yüksek oy aldığını gösteriyor. Kürt oylarında kaymalar daha çok bu iki partiye yöneliyor. Erdoğan’ın Diyarbakır ziyaretini oy kayıplarını durdurma arayışı kapsamında da değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum” dedi.
HDP’yi dışarıda bıraktığımızda, Cumhur İttifakı ve Millet İttifakının başa baş gittiğini ifade eden Çiçek, “Seçim sonucunu esas olarak Kürt seçmen belirleyecek gibi görünüyor. Burada kastım hem HDP seçmeni hem AK Parti’ye daha önce oy vermiş olan Kürt seçmeni. AK Parti de bu durumu dikkate alarak yeni bir siyaset inşa edebilir ve Diyarbakır gezisi bu anlamda bir ön hazırlık ya da başlangıç adımı olabilir” dedi. Erdoğan’ın Diyarbakır’da HDP tabanını kazanmak gibi bir niyeti olmadığını ifade eden Cuma Çiçek “Bunun tabanda bir karşılık bulmayacağını iyi biliyor. Kayyumlar, iki eş başkanın hâlâ içeride olması birçok milletvekilinin tutuklanması, birçoğunun yurt dışına çıkmak zorunda kalması, HDP’ye dönük devam eden blokaj ve dışlama gibi bir tablo ortadayken böylesi bir beklentinin rasyonel olmadığı çok açık” dedi.
ERDOĞAN’IN 3 ANA HEDEFİ VAR
Erdoğan’ın Diyarbakır ziyaretine ilişkin üç ana hedefin altını çizen Cuma Çiçek şöyle açıkladı:
1) Kürt meselesi konusunda çözüm arayışının devam ettiği konusunda kamuoyuna mesaj vermek. Erdoğan’ın çözüm sürecini sahiplenmesi bu anlama geliyor.
2) Yeni bir gündem-tartışma açmak. “Süreci biz bitirmedik, HDP bitirdi” diyerek, aslında yeni bir tartışma açmayı amaçlıyor. Bu anlamda gündem oluşturma arzusu ve yeni bir kamusal tartışma başlatma hedefleniyor gibi.
3) DEVA ve Gelecek Partisine kayan seçmen kitlesini toparlama.
‘ŞU BİTİRDİ’ DİYECEK KADAR NET BİR BİLGİYE SAHİP DEĞİLİZ
Erdoğan’ın çözüm sürecine ilişkin açıklamalarını sorduğumuz Çiçek o dönem sürecin şeffaf yürütülmediği için eleştirdi ve AKP kitlesinin Erdoğan’ın propagandasından etkilendiğini söyledi: Çözüm sürecini doğrudan “Şu bitirdi” diyecek kadar net bir bilgiye sahip değiliz. Süreç bu anlamda toplumun, sivil toplum aktörlerinin, diğer siyasi partilerin müdahil olabileceği ölçüde açık değildi. Bununla birlikte “Süreci HDP bitirdi” gibi bir söylemin AK Parti tabanında bir karşılığı var. AK Parti’nin çözüm sürecine ilişkin söylemlerinin kendi kitlesi üzerinde etkili olduğunu düşünüyorum. Yani sokakta AK Parti’li Kürt seçmene “Çözüm sürecini kim bitirdi” diye sorduğunuzda, muhtemelen çoğu “HDP- PKK” cevabını verecektir.
KÜRT MESELESİNDE RADİKAL DÖNÜŞÜM OLMAZ
“Yeni bir çözüm süreci başlar mı” sorusuna ise Siyaset Bilimci Cuma Çiçek seçim sathına girildiğinde Kürtçeye ilişkin küçük adımlar atılabileceğini ancak, bir çözüm süreci olmayacağını söyledi: HDP ile yeni bir çözüm sürecine girileceği kanaatinde değilim. İşin doğrusu 5 yıllık sert güvenlik politikaları ve uygulamalarından sonra bu kadar radikal bir dönüşün olması pek mümkün değil. AK Parti’nin bunu yapabilmesi için siyasi koalisyonlarını değiştirmesi ve yeni ortaklar bulması gerekiyor. Bu çok kolay bir iş değil. İkinci olarak 20 yıllık yorgun bir partiden bahsediyoruz. AK Parti teşkilat yapılanmasıyla Türkiye’nin en modern partisiydi. Son yıllarda teşkilat yapılanmasının gücünü büyük oranda kaybetti, toplumsal aktörlerle ilişkileri zayıfladı, toplumdan beslenme kanalları büyük oranda zayıfladı. Bu anlamda yenilenme potansiyeli oldukça düşük bir parti AK Parti.
Özetle, Kürt meselesinde bir radikal dönüşüm beklemiyorum. Bununla birlikte bir yandan HDP’ye dönük dışlayıcı sert siyaset devam ederken, belediyelerde Kürtçeye ilişkin küçük adımlar atabilir AK Parti. Kürt meselesinde koalisyon ortağı MHP’yi çok zorlamayacak ama kendi Kürt seçmeninin de gönlünü kazanmaya dönük küçük sembolik adımlar gelebilir.
Evrensel'i Takip Et