Hacettepe Üniversitesi öğrencileri: Boğaziçi kazanımı mücadelenin önemini gösteriyor
Hacettepe Üniversitesi'nden öğrenciler Boğaziçi Üniversitesi bileşenlerinin kazanımı yazdı: "Bütün tek adamlar gidene kadar mücadele etmeye devam edeceğiz" dedi.
İLGİLİ HABERLER
ODTÜ'lü öğrenciler: Melih Bulu gibi Verşan Kök de gitmeli
Ayhan Sümer Anadolu Lisesi öğrencisi: Birlikte değiştirebiliriz!
Berfin EMİR
Hacettepe Üniversitesi
Melih Bulu’nun atandığı ilk günden itibaren kendi içimizde yaptığımız tartışmalardan, sosyal medyada karşımıza çıkan ifadelere baktığımızda, iktidarın atadığı rektörlerin bir gecede sessiz, sedasız atandığı, öğrencilerin de aynı şekilde durumu karşıladığı gibi ifadeleri sıklıkla gördük. Ya da Boğaziçi öğrencileri seslerini çıkarsa da bir süre sonra değişecek bir şeyin olmayacağı hemen hemen herkesçe duyulmuştur. Ancak Boğaziçili öğrencilerin ilk günden itibaren hızlıca kendi üniversitelerinde bir araya geldiği, uzun süre boyunca kendini gösterdiği, akademisyenlerin öğrencilerine destek olup, aylarca rektörlüğe sırtını dönmesi kimin galip geleceğini gösterdi. Bundan sonrası için konuşulacaklar bir tarafa, gidenin Melih Bulu olduğu açık. Boğaziçi mücadelesi uzun ve zorluklara karşı karşıya bir mücadele olsa da bu ısrarın sonucunda kazananı gösterdi.
Kendi üniversitemde Boğaziçi’nde süren olaylar tartışılırken Hacettepe’de de benzer sorunların ortada olduğunu açıktı. Üniversite içerisinden olsa da rektör iktidar tarafından atandı. Üniversite içerisinde ‘ ne, nasıl yönetiliyor?’ gibi soruların cevabından bile oldukça uzak bir durumdayız. Hacettepe’de yıllardan beridir bu olaylar karşısında sessiz kalındığı, önünün direk tıkandığı gibi cevapları oldukça duydum. Yine Ankara’da olan üniversite öğrencilerin kampüste bir araya gelmesi, whatsapp gruplarında bir araya gelip, sosyal medyadan destek göstermesi Boğaziçi direnişinin önemini bizlere gösteriyor. Öğrenciler karşısında süren bu baskıyı kabullenmenin yanı sıra çözüm bulana kadar mücadele edecek bir ortamı yaratmanın karşılığının kazanım olduğunu gördük.
Pandemiden kaynaklı öğrencilerin kampüste olmadığı, başımızda salgın gibi sıkıntılı bir sürecin olduğu dönemde bunları yapabilmek bizlere umut oldu desek yeridir. Tüm bunlara rağmen başta Boğaziçili öğrenciler olmak üzere birçok üniversiteden öğrenci fikirlerini söyleyebilecek ortamlar yarattı. Kendi bölümlerimizden arkadaşlarımızı çağırdığımız gruplar, online etkinlikler, topluluk etkinlikleri gibi işlere katıldığım bu süreçte bu tür alanların yaratılabileceğini fark ettim. Ülke içerisinde gençlerin istediği ötelendikçe, salgında yeni sorunlar ortaya çıktıkça; umutsuzluğun, karamsarlığın hepimizi etkilediği dönemleri yaşıyoruz. Boğaziçi’nin kazandığı, Melih Bulu’nun gittiği bu tablo ise en azından benim açımdan bir nefes oldu. Üniversite öğrencilerinin kendi eğitimlerinden, fikrine, kültürüne baskının arttığı dönemlerdeyiz. Daha fazlası için daha çok bir araya gelmeyi, birlikte istemeyi başarmalıyız.
BOĞAZİÇİ BİLEŞENLERİNİN KAZANIMI MÜCADELENİN ÖNEMİNİ GÖSTERİYOR
Suna ŞAHİN
Hacettepe Üniversitesi
Tek adam yönetiminin bir geleneği olarak, bir gece kararname ile atanan Melih Bulu yine gece yayınlanan bir kararname ile görevden alındı. Haberi okuduğumda hissettiğim şey Boğaziçi Direnişi’nin hiç de küçük olmadığı, ısrarlı ve kararlı mücadelenin er geç kazanımla sonuçlanacağı oldu. ‘Altı ay dahi dayanamazlar’ denen Boğaziçililer, öğrencilerinden akademisyenlerine kadar haklarına sahip çıkmak için tüm baskı ve şiddete karşı üniversitelerini terk etmediler. Tüm demokratik unsurlar dışarıda bırakılarak rektörlüğe atanan Melih Bulu’nun görevden alınması, Boğaziçi Üniversitesi bileşenlerinin ve onları kendi alanlarından ortak taleplerle destekleyen biz öğrencilerin mücadelesinin sonucudur. Rektör olarak atanmasından bu yana bilimsel, demokratik ve özerk üniversitelerin gerekliliğini çeşitli yollarla bir araya gelerek tartıştığımız ve taleplerimizi önümüze koyarak atama rektörlere karşı mücadelede bulunduğumuz bu sürecin sonunda Boğaziçi bileşenlerinin kazanımı, mücadelenin önemini gösteriyor. Süreç içerisinde, direnen Boğaziçili arkadaşlarımızın taleplerini destekleyip kendi üniversitelerimizde atama rektöre ve benzer ihlallere karşı hakkımız olanı almak için taleplerimizi dillendirdik. Bugün Hacettepe’de dahil, üniversitelerde, üniversite bileşenlerinin söz hakkının tanınmaması ve tüm antidemokratik uygulamalar karşımızda duruyor. Boğaziçi Üniversitesi’nin direnişinin kazanımı, bu mücadeleyi büyütmeyi gösteriyor. Çünkü biliyoruz ki Melih Bulu’nun görevden alınması ne tesadüf ne de kendi başına olmuş bir şeydir, bu ancak Boğaziçi bileşenlerinin kararlı ve ısrarlı duruşuyla açıklanabilir. Üniversite yönetimlerini atanmış rektörler ile iktidara bağlı bir biçimde yönetmek, bu kararların devamını geleceğini gösteriyor. Tek adam iktidarının üniversiteleri kendi inisiyatifine bağladığı bir şekilde ilerliyor. Dolayısıyla Boğaziçi direnişi bu kazanımı büyütmenin, birlikte mücadelenin önemini gösteriyor.
"BÜTÜN TEK ADAMLAR GİDENE KADAR MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ"
Hukuk Fakültesi İkinci Sınıf Öğrencisi
Hacettepe Üniversitesi
Bu altı aylık süreçte sadece Boğaziçi öğrencileri değil, direnişe kulak veren tüm öğrenciler olarak büyük sıkıntılarla karşı karşıya kaldık. Yeri geldi gözaltına alınan arkadaşlarımız için geç saatlerde avukatlar bulmaya çalıştık, yeri geldi arkadaşlarımıza ulaşamadık, götürüldükleri yerleri öğrenemedik. Eski kayyum rektör Melih Bulu’da bu altı ay boyunca öğrencilerle resmen alay ederek hiçbir talebi karşılamadı. Kendilerini yuhalayan öğrencilere alkışlarla karşılık verdi, "hocam sizin hiç utanmanız yok mu?" sorusunu haklı çıkararak televizyonlara küstah tavırlarla çıktı. Birçok şehirde direnişe katılıp gözaltına alınan arkadaşlarımız hakkında disiplin soruşturması başlatıldı, KYK bursları kesildi. Resmen devletin gözünde kendi öğrencisinin zerre değerinin olmadığını öğrendik, aynı zamanda öğrencilerin polisler tarafından orantısız şiddet uygulanarak defalarca zevk uğruna dövülmelerine şahit olduk. Ama zafer geç de olsa gelecek, adalet geç de olsa yerini bulacaktı. Bizim mücadelemiz topyekün bir mücadeleydi. Bizzat Melih Bulu için değil, tüm kayyum rektörler adına ayağa kalktık ve mücadelemiz burada son bulmayacak. Kâh evimizde, kâh meydanlarda, kâh sosyal medyada biz olacağız. Bütün tek adamlar gidene kadar, üniversiteler özerk olana kadar ve bilimsel çatı altında eğitim verilene kadar mücadele etmeye devam edeceğiz.
Evrensel'i Takip Et