Kimin bayramı

Kimin bayramıYarın bayram. Kimi için, inancı gereği kurban keserek kutlayacağı Kurban Bayramı. Kimi için, dokuz günlük bir tatil fırsatı. Ancak, bu bayramda tatil değil de bayram yapacak, fırsatçı esnaf dışında bir de koronavirüsümüz var.

Aşılandık, yaz geldi; kim korkar koronavirüsden. Bilim insanları, konuyla ilgili uzmanlık dernekleri günlerdir uyarıyor. Bu kadar insan hareketi, özellikle son günlerde ülkemizde de sayısı artan mutasyonların bulaşmasını daha da arttıracak. Korkarım ki, eylül ayında beklenen 4. dalga, bayram sonrasında karşımıza çıkacak. Halkın henüz dörtte biri iki doz aşılanmışken, başta sağlık bakanı olmak üzere; yöneticilerin bu kadar rahat olması, halkın da rahat davranmasına neden oluyor.

Güney ve batıdaki sahil illerinde nüfus yoğunlukları 6-7 katına çıkmış durumda. Esnaf memnun, turizmciler memnun, yöneticiler memnun, denize ve özgürlüğe kavuşan halk da memnun. Bu durumdan benim de mutlu olmam gerekmez mi? Gerçeği sağlık penceresinden görünce memnun olmak mümkün değil. Eğer, sağlık bakanlığı aşılama çalışmalarını zamanında yapsaydı, bugün halkın tamamına 3. doz da yapılmış olacak ve bizler de bunları konuşur olmayacaktık.

Dün koronavirüs nedeniyle hayatını kaybeden hasta sayısı, maalesef 66 kişi idi. Bu sayı, diğer günlere göre bir artışın göstergesi. Korkarım ki, daha da artacak. Bu ülkede yaşamanın bir bedeli var. Özgür ve sağlıklı yaşam hakkımız, sadece bizim ellerimizde. Bu konuda devletin hiçbir katkısı yok. Bu nedenle kişisel olarak bizim çabamız çok kıymetli. Kalabalıktan uzakta, virüsün bulaşma olanaklarını en aza indirecek tedbirleri alarak ve aşı olarak kendimizi, sevdiklerimizi korumalıyız. Yoksa iki hafta sonra, birey ve toplum olarak büyük bir riskin içinde olacağız.

Koronavirüs ve yönetimin acizliği nedeniyle hayatını kaybeden 50 binin üzerinde yurttaşımızın ailesi nasıl bayram yapacak? Asgari ücret ile yaşamak zorunda olan emekçi kardeşlerimiz, ürününü satamayan köylümüz bayram yapabilecek mi? Evine yiyecek bir lokma ekmeği, çocuğuna bayramlık ayakkabıyı götüremeyen asgari ücretli emekçi, dokuz gün nerede tatil yapacağını mı düşünsün, yoksa bayram coşkusunu mu? Üniversiteyi bitirmiş ama iş bulamayan, milyonlarca genç neyin bayramını yapacak? Sadece düşündüğü için, AKP’nin karanlık yönetimini halka anlatmaya çalıştığı için, faşizme karşı toplumsal muhalefeti güçlendirmeye çalıştığı için cezaevinde tutsak olan binlerce düşünür, yazar, gazeteci nasıl bayram yapar?

Biz gerçek bayramı, halkın demokratik ve laik bir ülkede, özgür ve halkların kardeşçe bir arada yaşadığı, emeğin kutsal sayıldığı ve karşılığını aldığı ve emeğin iktidarda olduğu zaman yapacağız. Gerçek bayramları, hep birlikte yaşamak dileğimle.Sağlıkla kalın.