Pazarda etiketler artık yarım kilo!
Takvimler ‘bayram’ dese de, gerçek bayram halktan uzaklaşıyor. Porsiyonlar zorunlu olarak küçülüyor, pazarlarda artık etiketler ‘yarım kilo’yu gösteriyor.
Tuğba EROĞLU
Volkan PEKAL
Gülcan AVCI
Adana
Adana’nın Seyhan ilçesine bağlı Ova Mmahallesi’nde pazar alışverişinde konuştuğumuz vatandaşlar artık meyveleri yarımşar kilo aldıklarını, pazar arabasını dolduramadan eve döndüklerini anlattı.
Pazar yerinde konuştuğumuz kadınlar pazara 30 ila 60 lira arasında bir bütçe ile geldiklerini anlattılar. Durumu biraz daha iyi olan 100 lira ile gelebiliyor, ancak yüksek fiyatlar nedeni ile vatandaş eve pazar arabası boş dönüyor. Yaz aylarında düşmesi beklenen meyve fiyatları fahiş bir artış yaşayınca pazarcı da müşterinin dikkatini çekmek için etiketlere meyvenin yarım kilosunun fiyatını yazmaya başladı. Etiketleri sorduğumuz esnaf ise “Millette alım gücü yok. Yarım kilo alıyorlar. Mesela 6 lira yazınca bakmadan geçiyorlar. O yüzden yarım kilo fiyatını yazıyoruz” dedi.
BİR MAAŞLA 10 KİŞİ GEÇİNİYOR
Pazar alışverişi yaparken konuştuğumuz Halime Kinay’ın anlattıkları yarım kilo etikete rağbetin nedenlerini ortaya koyuyor. Maaşlara yapılan zamla temel ihtiyaçların fiyatının artışı arasında uçurum olduğu için pazardan her istediklerini alamadan döndüklerini anlatan Kinay, evde yaşanan bir başka soruna da dikkat çekiyor: İşsizlik! Bugünlerde işsiz olan erkek kardeşi, eşi ve çocukları ile birlikte evde 10 kişi yaşadıklarını anlatan Kinay, “Babam inşaatlarda çalışıyor. Evimiz kira. Bir inşaatçı maaşıyla 10 kişiyi geçindirmek zor. Yasaklardan dolayı hepimiz evdeydik. Yetişkinler, çocuklar, evin masrafı da arttı. Çocuk bezleri mesela aldı başını gidiyor. Zor yetiştiriyoruz. Her şeyden kısmak zorunda kalıyoruz” dedi.
"MEYVEYE SADECE BAKIP GEÇİYORUZ"
Sebze meyve fiyatlarının ülkede yaşayan insanların gelir düzeyine göre çok yüksek olduğunu ifade eden Kinay, “Bu mahallenin maddi durumu ortada. Aile kalabalık olduğundan dolayı bizim giderlerimiz daha fazla oluyor. En az 100 TL ile gelmek gerekiyor ama 60 lira ile geliyorum. 60 TL ile biber, domates, patlıcan, karpuz aldım. Bakıldığı zaman çok bir şey yok ama giden para çok. Meyveleri hiç alamıyoruz sadece bakıp geçiyoruz. Ya fiyatları düşürecekler ya da maaşları ona göre arttıracaklar. Bir dengenin olması gerekiyor. Fiyatlar bir yükseliyor, bir düşüyor. Asgari ücretin yükseltilmesi gerekiyor” dedi.
"HER ÇEŞİTTEN ALABİLMEK İÇİN BİRER, YARIMŞAR KİLO ALIYORUM"
İpek Merve Türkeş, evde sadece eşi ve kendisi yaşadığı için bir maaşla çok da zorlanmadıklarını söyledi. Haftalık 100 lira ile pazara gelen Türkeş, “İki kişilik bir pazar alışverişinde bile her çeşitten alabilmek için ya birer ya da yarımşar kilo almak zorundayım. Mesela 1 kilo üzüm 5 TL. 1 kilo alıyorum. 3 kilo aldığımda 15 lira oluyor. Onu da alamam. Pandemide fiyatların daha uygun olması lazım. İnsanların sağlığı için meyve tüketmeleri gerekir” dedi.
PAZARA 30-50 LİRA İLE GELİYOR
Ekonominin kötü gidişatından şikayetçi olan Melek Akar, sadece pazarda değil, marketlerden aldıkları ürünlerde de yüksek fiyatların kendilerini zorladığını anlattı. Marketlerin kıyısından bile geçilemediğini ifade eden Akar şunları söyledi: “Bu insanlar nereden alacak, nereden yiyecek, nasıl geçinecek, neden maaşlara zam yapılmıyor da sürekli gıdada, giyimde, meyvede, sebzede zam yapılıyor? Pazara giriyorsun pazar arabasını doldurmadan çıkıp gidiyorsun. Giyim kuşam çocukların masrafı nasıl karşılanacak, insanlar nasıl geçinecek? Birini alıyorsan da 3’ünü 5’ini alamıyorsun.” Eşinin gündelik işlerde yevmiye ile çalıştığını ve dört çocuğu olduğunu dile getiren Akar, bu yüzden en fazla 30 ya da 50 TL ile pazara gidebildiğini söyledi.
İKİ KİŞİ BİR PAZAR ARABASINI DOLDURAMADI
Komşusu ile birlikte pazara geldiğini ifade eden Akar, “İki kişi geldik, arabayı dolduramadık. Aldığımızdan kısıtlı kısıtlı alabildik. Bazen hiç alamadığımız da oluyor. Gönlümüz kiraz istiyor ama fiyatları düşmüyor. Alamadığımız meyve çok fazla” dedi. Geçtiğimiz yıllarda ucuza aldıkları salatalığı bile yiyemez olduklarını dile getiren Akar, “Pazarda sadece patates, soğan, domates, salatalık… Başka da bir şey alamıyoruz, geri evimize arabamız boş gidiyoruz” dedi.
"90 LİRAYA YAĞ ALSAK O GÜN AÇIZ"
Eşinin günlük 80-90 liraya çalıştığını dile getiren Akar, “Markete giriyorsun, bir yağ olmuş 80-90 lira. Marketten yağ alsam o gün başka bir şey alamayacağım. Çocuklar aç susuz evde bekleyeceğiz. Temel ihtiyaçlar çok. Bir tişört almaya gidiyorsun, 100 liradan aşağı bulamıyorsun. Bir ayakkabıyı 200-300 liradan aşağı bulamıyorsun. Çocukların her istediğini alamıyorsun. Hayat çok zor ama inşallah düzelir” dedi.
"MİLLETİN ALIM GÜCÜ KALMADI"
Etikette yarım kilo fiyatların yazılı olmasını sorduğumuz Esnaf Sait Şendur, “Müşteriler fiyatı yüksek buluyor. Millette alım gücü yok. Bu yüzden yarım kilo yazmak zorunda kalıyoruz. 6 lira yazarsak bakmadan geçip gidiyorlar. Biz de yarım kilo fiyatını yazmak zorunda kalıyoruz” dedi. Kilo başına 50 kuruş, 1 lira kazandıklarını ifade eden Şendur, “Biz zaten halden yüksek fiyata alıyoruz. Milletin gerçekten alım gücü kalmadı” dedi.
Pandemide çok zorluk çektiklerini dile getiren Şendur, “Hafta sonu kapandı. Millet hep marketlere yöneldi. O yüzden pazara kimse kolay kolay gelmiyor. Zamlar biz esnafları da zorladı. Kendi sigortamızı kendimiz yatırıyoruz. Çok fazla elektrik faturası geliyor. Evde tek çalışan benim 3 çocuğum var onları geçindirmek zor oluyor” dedi.
"NE BİZ KAZANIYORUZ NE ÇİFTÇİ KAZANIYOR"
Lezgin Yılmaz isimli esnaf da fiyatların sorumlusunun ne kendileri ne de üretici olduğunu belirterek, “9’a alıyoruz, 10’a satıyoruz. Millette para yok. Gitmiyor. Üzüm, 4 liraya alışı, 5 liraya satışı. Kiraz. 6 lira alışı, 8 lira satışı. O da yarım kilo, 250 gram, en fazlası 1 kilo. Geçen sene zaten bir kriz vardı. Pandemi de üzerine geldi. Ne biz kazanıyoruz ne çiftçi kazanıyor. Biz bunu sattığımız halde kendi evimde yenmiyor” dedi.