24 Temmuz 2021 02:30

Tatile çıkamayan milyonlar: Küçültecek porsiyon kalmadı

“Açız” feryatlarına “Porsiyonu küçültün” cevaplarının verilmesine tepkiler dinmiyor.

Fotoğraf: Mahsum Kara/Evrensel

Paylaş

Nuray ÖZTÜRK
İzmir

Elektrik ve doğal gaza gelen zamlar, gıda ürünlerinin fiyatlarındaki fahiş artış yoksulluğu alabildiğine artırdı. “Açız” feryatlarına “Porsiyonu küçültün” cevaplarının verilmesine tepkiler dinmiyor.

Kurban Bayramı’nda neredeyse 2 yıldır süren pandemiden bunalmış emekçilerin borç harç tatil beldelerine akın ettiği yansıyor hükümete yakın medya kanallarına. Ancak yansımayan milyonlar bırakın bayram tatilini adımını dahi dışarı atamaz durumda.

İzmir’in Bornova ilçesi Naldöken Mahallesi pazarında tezgah açan ve alışverişe gelenlerle zamları ve tatili konuştuk.  

İsmini vermek istemeyen 46 yaşındaki bir kadın, “Eşim kamyon şoförü, pandemi döneminde etkilenmedik. Yani işsiz kalmadı. Ama kazancının yarısından fazlası, mazot, vergi, arabanın kaskosu, arabanın bandrolü, arabanın bilmem nesi… Yani eve gelen bir şey olmuyor. Tamam eşim çalıştı, hiç boş durmadı ama karşılığını aldı mı hayır, geçinebiliyor muyuz hayır. Yaşıyoruz sadece” diye konuştu.

"BİZE KALAN AZLA YAŞAMAK"

Vergide adalet olmadığını dile getiren kadın, “Eşimin günde 18 saat çalıştığı oluyor, iki gün eve gelmediği oluyor. Çok güzel de para kazanıyor ama o para eve girmiyor. Vergi, harcı, bandrolü bize kalan azla yaşamak. Bana bir mutfak harçlığı veriyor o kadar. Gerisi gidiyor” diyerek küçültecek porsiyonlarının olmadığını söylüyor.

Gıda fiyatlarındaki artışlar yüzünden pazara gelip doğru düzgün alışveriş yapamadan geri döndüklerini söyleyen kadın, “Meyve 10 lira olur mu, fasulyenin kilosu 20 lira, domates 2 kilosu 10 lira, her şey çok pahalı. Bunlar baştan gitmeli, onlar gitmediği sürece ne enflasyon düşer ne halk nefes alır. Millet aç, işsiz, kendileri 25-30 bin lira maaş alıyor hâlâ beğenmiyorlar kendi aylıklarına zam yapıyorlar. Her şeyi talan ettiler. İnşallah seçimde giderler de aklı başında birileri gelir, vicdanı olan. Kim olduğu, hangi partiden olduğu önemli değil. Yeter ki adil olsun” diye tepki gösteriyor.

"KORKUDAN İSMİMİ BİLE VERMEDİM"

İptal edilen, tekrar tekrar yapılan seçimleri, seçilmişlerin hukuksuzca cezaevlerinde tutulduğunu, Sedat Peker’in ifşalarını ve hiçbir hukuki girişim olmadığını hatırlattığımda ise, “Kendisine karşı geleni sen vatan hainisin, ‘FETÖ’cüsün şusun busun diye içeri atıyor, millet korkudan bir şey yapamıyor. Farkındaysanız ismimi vermedim korkudan. Aslında söylediğim bir şey yok, beğenmediklerimi söylüyorum, en doğal hakkım ama bunları söylerken bile korkuyorum. Bu adamlar milleti kokuta korkuta bu hale geldi. Halk olarak biz sadece konuşuyoruz. Meydanlara çıkmamız gerekiyor” diye cevap veriyor.

"BIRAKIN BAYRAM TATİLİNİ KENDİ İHTİYACIMI DAHİ GİDEREMİYORUM"

38 yaşındaki Ayten ise işsiz. 3 çocuğu var. Eşi turizm işçisi, asgari ücrete bir apartta çalışıyor, evleri kira. “Geçinebiliyor musunuz” diye soruyorum, “Zor ama geçinmeye çalışıyoruz” diyor Ayten.

“Gerçekten bizim ülkemiz bu kadar kötü durumdayken neden böyle her şeye zam her şeye zam. İnsanlar yoksulluktan, işsizlikten intihar ediyor. İş bulamıyor. Kendi ülkelerini düşünecekleri yerde ceplerini düşünüyorlar” diyen Ayten iktidara tepki gösteriyor.

Ayten, “Geçen yıl 100 liraya pazar alışverişi yapıyorduk, eksik gedik. Bu yıl 200 liraya yapamıyoruz. Yarımşar kilo, yarımşar kilo alıyorum. 3 çocuğum var. Biri lise, ikisi ortaokulda okuyor. Bırakın bayram tatilini kendime ait hiçbir şey yapamıyorum. Geleceğe dair umudum yok, kendim için değil ama çocuklarım için çok kaygılıyım. Gelecekleri ne olacak belli değil. Hep çocuklarımı düşünmek zorundayım. Öncelik çocuklarım. Biri zaten hasta, astım hastası sürekli aşı ve ilaçları oluyor. Pandemi yüzünden 1 yıl ilaçları gelmedi. İlaçları 750 lira, parayla alıyoruz, sigorta yüzde 20’sini karşılıyor. Onu bile peşin parayla… yurt dışından turist geliyor. Aşı gelmiyor. Üç yıl uğraştık bu hastalıkla, aşıları gelmediği için 3 yıl boşa gitti” diyerek yaşadıkları zorlukları anlatıyor. 

"HERKES TANEYLE ALIYOR, TATİL BİZE LÜKS"

33 yaşında 15 yıldır pazarcılık yapan İbrahim ise, işlerinin çok kötü olduğunu geçinemediklerini, tatil gibi şeylerin de kendileri için lüks olduğunu söylüyor. “Domatesin kilosu 5 lira, eskiden 50 kuruştu. Herkes taneyle alır oldu” diyen İbrahim, çözüm için seçimi işaret ediyor. “Erken seçim olur, seçim yapmak lazım. Adaletli bir seçim inşallah olur. Çözüm ancak seçimde” diyor.

"BU TEKÇİ ANLAYIŞLA HİÇBİR ŞEY DÜZELMEZ"

Pazar Esnafı Ali Yıldız’ın da 3 çocuğu var. Biri okuyor diğer ikisi tekstil işçisi. “Şu an hangi esnafa sorsanız, kimse hayatımdan, kazancımdan memnunum demez” diyen Yıldız, “3 kişi çalıştığımız halde zor yetiştiriyoruz. Çocuklar asgari ücrete çalışıyor, tekstil işçisi. Ben pazara çıkıyorum. Yine de yetmiyor. Vergi var, BAĞ-KUR var, elektrik, su, kira derken geçinmek zor, Allahtan doğal gazım yok” diyerek acı acı gülüyor.

Yılmaz, “Biberden salatalığa kadar hepsinin tohumu İsrail’den, üretim yok. Çiftçi ölmüş, küçük esnaf ölmüş, esnaf bitmiş ne olacak. Çıkar, yağma talan politikasıyla Ortadoğu’ya müdahale ediliyor. Sosyalist bir rejim olmadığı sürece bu ülkede hiçbir şey düzelmez. Bu tekçi anlayış olduğu sürece böyle” diyor. 

ÖNCEKİ HABER

Fransa'da El-Kaide tehdidi nedeniyle "terör alarmı" verildi

SONRAKİ HABER

Aşılama oranının düşük olduğu Diyarbakır'da risk haritası kırmızıya döndü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa