25 Ağustos 2021 13:15

SES Samsun Şubesi: Üretimden gelen gücümüzü kullanarak 27 Ağustos’ta iş bırakıyoruz

SES Samsun Şubesi: Yoksulluk sınırı altında sefalet ücretini devam ettiren satış sözleşmesini de ASM’lerdeki ceza yönetmeliğini de kabul etmiyoruz.

Fotoğraf: SES Samsun Şube

Paylaş

Sağlık Ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Samsun Şubesi yaptığı açıklamada, “Toplu sözleşme taleplerimizi tam da bu salgının ortasında hazırladık. Sesimizi duymayanlara inat taleplerimizi toplu sözleşme masasına kadar gönderdik. Bir sendika olmanın sorumluluğuyla mali, özlük, sosyal ve demokratik haklarımızın yanı sıra çalışma ortamının iyileştirilmesi, iş güvenliği, çocuk ve ebeveyn hakları, olağanüstü dönemlere özgün talepleri de toplu sözleşme masasına götürdük. Ayrıca birinci basamak sağlık hizmetleri, üniversite hastaneleri ve sosyal hizmetler alanının kendine özgü sorunlarının giderilmesine yönelik TİS taleplerini de belirledik. Bizi ve bizim taleplerimizi duymayanlara karşı elimizdeki en önemli savunma aracı olarak TİS sürecini bekledik” denildi.

Açıklamada, “Memur Sen ve Kamu sen tarafından yapılan gizli pazarlık ve satış sözleşmesi 22 Ağustos’ta imza altına alındı. Daha önceki satış sözleşmelerinde de sergilenen oyunun baş aktörlerinin kimi değişse de ana karakter oyuncuları değişmeden kendini tekrar etti” ifadeleri yer aldı.

Sendika açıklamasında mutabakatta yer almayan talepler sıralandı:

  • Kamu emekçilerinin yıllardır yaşadığı gelir vergisi adaletsizliğine son verilmesi, emekli olduğumuzda maaşlarımızın yarı yarıya düşmemesi için ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması, yoksulluk sınırı üzerinde temel ücret talebimiz,
  • Farklı adlar altında güvencesiz istihdam edilenlerin kadrolu-güvenceli istihdama geçirilmesi,
  • “4/C’li 4/B’liler” olarak bilinen kamu emekçilerinin ek ödeme, emeklilik gibi temel sorunlarının çözümü,
  • Sayıları yüz bini aşan Yardımcı Hizmetler Sınıfının yaşadığı mağduriyetlerin giderilmesi,
  • Torpilin, kayırmanın kapsını sonuna kadar açan mülakat sitemine son verilmesi,
  • OHAL KHK’leri ile sorgusuz-sualsiz işinden, ekmeğinden edilen kamu emekçilerinin görevine iadesi,
  • Kadın kamu emekçilerine yönelik ayrımcılığın önüne geçilmesi için kadın taleplerinin kadın emekçiler tarafından görüşülmesi ve mutabakat metninde ayrı bir başlık altında yer alması,
  • Kovid-19’un meslek hastalığı ve iş kazası sayılması için illiyet bağı aranmasından vazgeçilmesi,
  • Sosyal hizmetlerde meslek çalışmaları, mesleklerin sorumluluk alanları ve sınırları çerçevesinde tanımlanmalı talebimiz,
  • Sağlık hizmetlerinden alınan katkı-katılım payı ve ilave ücretlerin kaldırılması için çalışma yürütülmesi,
  • Çalışma yaşamının demokratikleşmesi,
  • Kamu kurumlarında ücretsiz kreşler açılması, söz konusu kreşler açılıncaya kadar kreş yardımı verilmesi.

 

“Sağlık ve sosyal hizmet emekçileri “keşke ay çiçek yağı olsaydım, daha çok zam alırdım” demektedir. İğneden ipliğe her şeye zam yağmur gibi devam ederken iktidar, “şahlanan ekonomi” söylemleriyle “vatandaşımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz” nutuklarıyla yoluna devam etmeye çalışmaktadır” denilen açıklamada, “Bu sözleşmeyi kabul etmiyoruz, bu sözleşmede emekçinin kazanımından bahsetmek mümkün olmadığı için üretimden gelen gücümüzü kullanarak 27 Ağustos’ta iş bırakıyoruz” ifadeleri kullanıldı.

Öte yandan açıklamada şunlara dikkat çekildi:

“Birinci basamak sağlık hizmetleri alanında yaşanan sorunların çözümsüz bırakılması, pandemiyle birlikte artan iş yükünün sayıları aynı kalan ASM çalışanlarınca yürütülmeye çalışması, çalışma kurallarının en temel insan hak ve hürriyetlerini ihlal eden yönetmeliklerle yeniden düzenlenmesi çalışma barışını bozmuştur. Söz konusu yönetmeliğin geri çekilmesi ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi için 16 Ağustos’ta iş bırakmıştık. O günden bu zamana ceza yönetmeliği geri çekilmemiştir. Aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanları istifa etmeye ve birinci basmak sağlık hizmetlerinden çekilmeye başlamıştır. Acil önlem alınmazsa birinci basamak sağlık hizmetleri yürütülemeyecek hale gelecektir. Bu nedenle 27 Ağustos’ta yeniden iş bırakıyoruz. Toplu sözleşme mutabakatında tüm kamu emekçileri gibi birinci basamakta çalışan sağlık emekçilerinin talepleri de yok sayılmıştır.  Bu nedenle Aile sağlığı merkezlerinden, Toplum Sağlığı Merkezlerinden, cezaevi hekimlerinden başlayan iş bırakma eylemleri tüm sağlık ve sosyal hizmet alanına doğru genişlemiştir. Sorunlarımızın çözümü için üretimden gelen gücümüzü kullanmaktan başka çaremiz de kalmadığı gibi bizim ve emeğimizin yok sayılmasına dayanacak gücümüz de kalmamıştır.”

(HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

ÇHD: Kredilendirme yoluyla yangınzedeler borçlu durumuna sokulacak

SONRAKİ HABER

Uluslararası Paralimpik Komitesi: Afgan sporcular, ülke dışında güvenli bir yerde

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa