31 Ağustos 2021 01:44

PETKİM işçisi: Lojman hakkımız için birlik olmalıyız

“Yıllardır bu lojmanlarda yaşayan işçiler olarak, birlikte yaşama kültürünü öğrendiğimiz lojman hakkımızın elimizden alınmak istenmesine karşı birlikte olmalıyız.”

PETKİM işçisi: Lojman hakkımız için birlik olmalıyız

Fotoğraf: Evrensel

Lojmanlarda yaşayan bir PETKİM işçisi
İzmir

Senelerdir PETKİM’de çalışan ve PETKİM’e ait lojmanlarda yaşayan bir işçi olarak uzun süredir yaşadığımız sıkıntıyı anlatmak istiyorum. Lojmanlarımızın yıkılacak olması ve burada oturan 1200 hanenin başka yere taşınmak zorunda kalacak olması sıkıntısı ile bir süredir yüz yüzeyiz. Bu sıkıntının kaynağını anlatmadan önce belki de lojmanların nasıl kurulduğundan ve biz işçiler için ne ifade ettiğinden de biraz bahsetmem gerekecek.

Aliağa’da PETKİM rafinerisinin açılmasının ardından 1985 yılında görev evi statüsünde fabrikaların devreye alınmasıyla eş zamanlı lojmanları kullanmaya başladık. Genç fabrikanın genç işçileri iş saatlerinde fabrikadan geriye kalan zamanlarında işçi arkadaşları ve aileleriyle lojmanda bir arada el ele omuz omuza güzel ve zor zamanlarda hep bir arada oldular. Fabrikayla birlikte çocuklarını da beraber büyütüp geliştirdiler. Cefasını da çektiler bu arada. Henüz tamamlanmamış, yolları çamurlu, yeni dikilmiş fidanları ağaç olmamış, şimdi var olan okullar açılmamıştı.

Yıllar geçti, özelleştirme gerçekleşti. Lojmanlarla ilgili yok etme faaliyetlerinin tohumu işte bu özelleştirme günlerinde atılmaya başlandı. Lojmanların bakım, tadilat ve onarımı ile ilgilenen site bakım onarım işçileri 40 kişiden 10 kişiye sonrasında ise 5 kişiye düşürüldü. Hem birim kapanma noktasına geldi hem örgütlülük azaltıldı hem de lojmanlar taşeron eliyle çürümeye terk edildi.

Ayrıca SOCAR yönetimi ilk kez haziran 2015 tarihinde lojmanların bulunduğu 1.18 milyon metrekare alan için imar değişikliği başvurusu yaptı.

2016 yılına gelindiğinde ise bazı lojmanların oturmaya uygun olmadığına dair raporlar alınıp, yaklaşık 30 arkadaşımız evlerinden çıkarıldı. Bu durum ise lojmanların boşaltılması planının ikinci aşamasıydı. 30 arkadaşımızın evlerinden ayrılması, başka yerlere taşınmaları istendiğinde bir refleks göstermedik.

Bu arada 30 Ekim 2020’de İzmir’de gerçekleşen depremi bahane edip, konut testleri aldırmak ve çıkan sonuca göre gerekli girişimleri yapmak üzere yeni plan devreye sokuldu. Binaların çoğunluğunun yüksek riskli olduğu öne sürüldü. Yıkım için tüm bahane hazır. Bilmediğimiz konu ise lojmanlarımızın yıkıldıktan sonra hangi kârlı amaç için kullanılacağı. Bu alanın SOCAR tarafından depolama alanı olarak kullanılacağı, konteyner sahası yapılacağı, imar planı değişikliği ile lüks konutlar yapılıp satılacağı gibi bir sürü söylenti dolaşıyor. Ancak imar planında yapılmak istenen değişikliğin iptal edilme kararını çeşitli haber kaynaklarından okuduğumuzda bir nebze de olsa rahatladık.

İzmir ilinin ve Aliağa ilçesinin kültürel, sosyal, siyasal ve ekonomik yönden uğrayacağı zarar, karşılaşacağı olumsuzluklar göz ardı ediliyor. Amaç ne olursa olsun bu 1200 konutun başka bir yere taşınması demek. Öncelikle Aliağa’nın bu kapasiteyi kaldıracak gücü yok. Aliağa kaymakamının SOCAR yönetimi ile yaptığı görüşmede bu kararın ertelenmesini istediği söyleniyor. Önümüzdeki yıl yaz ayına kadar lojmanları boşaltmakta kararlı olan şirket yönetiminin bu talebe ne yanıt verdiğini de bilmiyoruz. Ama bu kararda ısrar aynı zamanda Aliağa’da ev kiralarının ve satış fiyatlarının artması demek olacaktır, bunu biliyoruz. Aliağa’da yaşayan bir tek görece ekonomik durumu yüksek olarak adlandırılan PETKİM işçisi değil. Ekonomik anlamda kiralardaki artış ev arayan asgari ücretli işçileri de olumsuz etkileyecek. Lojmanların içerisinde üç adet okul bulunmakta. Burada eğitim alan çocuklar lojmanların yıkılması ve ailelerinin başka yerlere taşınması nedeniyle bu süreçten elbette etkilenecekler. Bir de gittikleri okulların sınıf mevcutlarının artmasına, bu okulda görev yapan öğretmenlerin başka bölgelere kaydırılarak düzenlerinin bozulmasına neden olacak.

PETKİM lojmanları Aliağa’nın nadir yeşil alanlarından biri. Neredeyse kırk yıllık çam ve zeytin ağaçları, palmiyeler, lojmanlarda kalanların bahçelerine diktiği meyve ağaçlarıyla birlikte binlerce ağacın olduğu geniş bir alan. Bu alanda ağaçların yanı sıra çokça hayvan da bizler gibi lojmanların bir parçası durumunda. Lojmanların yıkılması planında binlerce ağacın nereye taşınacağı muğlak, yerine kurulacak her ne olursa olsun Aliağa’nın ekolojik dengesini de bozacağı kesin.

Yıllardır bu lojmanlarda yaşayan işçiler olarak, çocuklarını burada güvenle okula gönderen, pandemi zamanı bahçelerinde açık alanda oturabilmenin, akşamüzeri kahvelerimizi içebildiğimiz, örgütlülüğümüzü arttırdığımız, birlikte yaşama kültürünü öğrendiğimiz lojman hakkımızın elimizden alınmak istenmesine karşı birlikte olmalıyız. Sus payı olarak teklif edilen parayı kabul etmeden geçmişten bugüne bizi bir arada tutan lojmanlarımızı terk etmemeliyiz.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Başpınar'da yüzde 30 kavgası

Başpınar'da yüzde 30 kavgası

Asgari ücrete yapılan yüzde 30’luk sefalet zammı, tüm ücret artışlarına üst sınır çizen bir bıçağa dönüştü. Ücret zammı ve toplu sözleşme dönemindeki tüm emekçiler o bıçağı kemiğinde hissediyor. Antep Başpınar OSB’de de bu yüzde 30 dayatmasına karşı kavga sürüyor. Bir arada durmayı başaran işçiler kazanıyor.

Şireci Tekstil 2023’te vergi öncesi kârı 1.6 milyar TL ama 2023’te hiç vergi ödemedi. İşçilere teklifi yüzde 30 zam.

Karafiber 2023’te 6.6 milyar TL değerinde net satış geliri elde etti. Bu satışlardan “kâr etmediğini” öne sürerek vergi ödemedi.

Yalçın Kardeşler Halı 2023’te kendi beyanıyla 44.4 milyon TL vergiye esas kâr elde etti. İşçilere yüzde 34 zam dayatıyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
RTÜK Başkanı “Ülkemizde olumlu olaylar olmuyormuş gibi haber servis ediliyor” deyip ‘yandık’, ‘bittik’ haberleriyle karamsarlık aşılandığını savundu, ceza tehdidinde bulundu.

Evrensel'i Takip Et