Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği'nden YÖK'e açık mektup
Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği, YÖK'e yazdığı açık mektupla, üniversitelerin özerk yapılara dönüşümü için girişimlerde bulunmasını, rektörlerin baskıcı keyfi uygulamalarının son bulmasını istedi.
Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenleri | Fotoğraf: Ahmet Emre Saka
Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’na açık mektup yazdı. YÖK'ten Boğaziçi Üniversitesi’nin üzerinde uygulanan siyasi ve dini vesayetin kaldırılması hususunda girişimlerde bulunulması istenen mektupta, "Üniversitelerin kamusal, özerk, demokratik bir yapıya kavuşması kendi yöneticilerini nasıl belirleyeceklerine kendilerinin karar verebileceği özerk yapılara, evrensel üniversiter yapılar haline dönüşümü için girişimler yapılmasını, hukuksuz biçimde işine son verilen, KHK ile atılan BAK akademisyenleri dahil tüm akademisyenlerin işlerine iadesinin sağlanmasını, rektörlerin baskıcı keyfi uygulamalarının son bulmasını talep ediyoruz" denildi.
Boğaziçi Üniversitesi’ne 2021'de Cumhurbaşkanı kararnamesiyle atanan Prof. Dr. Melih Bulu'nun yine bir gece yarısı yayınlanan kararnameyle görevden alındığı ve gerekçesinin kamuoyuna açıklanmadığını belirten Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği, "Bu her iki durum demokratik özerk üniversite ve evrensel üniversiter kriterlere aykırıdır. Bu durum YÖK’ün baskı/vesayet altında olduğunun açık göstergesidir. YÖK, Melih Bulu ile ilgili açıklamasında Bulu’yu hem savunmuş hem de övgüler dizmiştir. Bu kadar savunduğu bir rektörün görevden alınmasına karşı neden duramamıştır. Bu durum YÖK‘ün işlevsiz/yukardan talimat ile görev yaptığının açık göstergesidir" dedi.
Bulu’nun görevden alınmasının ardından YÖK’ün ilan ile başlattığı aday belirleme sürecinin 2 Ağustos’ta sona erdiği, bu sürecin ardından YÖK’ün elinde Boğaziçi Üniversite’nden başvuru yapan ve üniversite paydaşlarından güven oyunu alan 17 aday ile güvenoyu alamayan iki adayın bulunduğu hatırlatılarak şu sorular yöneltildi:
- Boğaziçi Üniversitesi rektörlük atamaları için kaç aday başvurmuştur? Bu adaylar isim isim açıklanmalıdır.
- Boğaziçi Üniversitesi rektörlük atamaları için mülakata çağırılan adayların hangi kriterlere göre seçildiği açıklanmalıdır. Adaylar arasındaki bilim liyakat farklılıkları şeffaf biçimde kamuoyuna sunulmalıdır.
- Boğaziçi Üniversitesi rektörlük atamaları için kaç adayla mülakat yapılmıştır? Mülakat yapılan adaylar kimlerdir? Mülakat sonrası YÖK cumhurbaşkanı makamına hangi adayları göndermiştir. Mülakatta adaylar ile yapılan görüşmeler bilim ve liyakata dayalı ve eşitlik içinde mi olmuştur. Bu mülakatlar kayıt altında olmalıdır ve bunlar açıklanmalıdır.
- Boğaziçi Üniversitesi’nde yapılan demokratik aday belirleme sürecinde 19 aday içerisinde güven/ güvensizlik oylamasında güvensizlik oyu alan iki adaydan biri olan ve akademisyenlerin yüzde 95 inin ret verdiği Prof. Dr. Mehmet Naci İnci’nin atanması hangi kriterler esas alınarak yapılmıştır? Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerinin görüşü neden dikkate alınmamıştır.
- Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan bir önceki rektör Melih Bulu sürecinde yaşanan gerilim ortadayken krizi sonlandıracak ve uzlaşmayı sağlayacak 17 adaydan birinin seçilmesi neden değerlendirilmemiştir? Atanmış Rektör İnci, Bulu’nun rektör yardımcısı ve vekil rektör olarak görev yaptığı süre içinde, Boğaziçi Üniversitesi ve üniversiter kriterlere aykırı uygulamaları göz önünde iken(ekte görebilirsiniz) Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyelerinin taleplerinin yerine getirilmemiş olmasını ve uzlaşma sağlanamamasını açıklamanız mümkün müdür?
- Boğaziçi Üniversitesi’nin akademisyenlerinin teamülleri gereği demokratik seçim sonucu sıralanan 17 adayın kriterleri rektör olmaları açısından neden yetersiz bulunmuştur.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Boğaziçi Üniversitesi bileşenlerinin Bulu’nun atanması sonrası başlattıkları demokratik akademik direniş bu süreçte de devam etmektedir. Boğaziçi Üniversitesi, hem Türkiye’nin hem de dünyanın sayılı nitelikli üniversitesidir. Ancak Cumhurbaşkanı ve YÖK’ün bu antidemokratik uygulamadaki ısrarcı tutumu sonrası üniversite kan kaybetmeye başlamış ve giderek tamiri mümkün olmayacak bir sürece doğru hızla gitmektedir. Hiçbir evrensel üniversiter kritere uymayan tepeden açılan fakülteler, öğretim elemanlarının derslerine ve işlerine son vermeler, tutuklanan ve gözaltına alınan öğrenciler, usulsüz alınan kararlar, usulsüz atamalar ve özellikle Hukuk Fakültesi’ne ve İletişim Fakültesi’ne dışardan yapılacak personel ve akademisyen atamaları ile üniversitenin giderek kimliğinin kaybedilmesi ve yozlaşmasının önü açılmış olacaktır.
Yükseköğretim Kurulu başkan ve yönetimi olarak üniversitelerin özellikle son aylarda Boğaziçi Üniversitesi’nin üzerinde uygulanan siyasi ve dini vesayetin kaldırılması hususunda girişimler yapmanızı bekliyoruz. Üniversitelerin kamusal, Özerk/Demokratik (gerek yönetimsel gerekse mali yönden) bir yapıya kavuşması kendi yöneticilerini nasıl belirleyeceklerine kendilerinin karar verebileceği özerk yapılara, evrensel üniversiter yapılar haline dönüşümü için girişimler yapılmasını, hukuksuz biçimde işine son verilen, KHK ile atılan BAK akademisyenleri dahil tüm akademisyenlerin işlerine iadesinin sağlanmasını, rektörlerin baskıcı keyfi uygulamalarının son bulmasını talep ediyoruz. Akademyanın olmazsa olmazı akademik özgürlüktür ve bu çerçevede eşitlikçi, kamusal, parasız, Özerk/Demokratik üniversite talebimizi yineliyoruz. Üniversitelerin bu olumsuz gidişinde en büyük sorumluluk sizdedir. Gereğini bilgilerinize arz ederiz." (HABER MERKEZİ)