İzmir Enternasyonal Fuarı’nda "Mısranın Haysiyeti, Şairin Coğrafyası" konuşuldu
90. İzmir Enternasyonal Fuar etkinlikleri kapsamında “Mısranın Haysiyeti, Şairin Coğrafyası” konulu söyleşi düzenlendi.
Fotoğraf: Evrensel
90. İzmir Enternasyonal Fuarı kapsamında düzenlenen Kitap Sokağı ve Yüz Yüze Sohbetler Etkinliklerinde “Mısranın Haysiyeti, Şairin Coğrafyası” konulu söyleşi düzenlendi. Söyleşiye konuşmacı olarak Şeyhmus Diken ve Lal Laleş katıldı.
MISRANIN HAYSİYETİ DENİLDİĞİNDE AKLA GELEN AHMET ARİF
Kültürpark Eski Göl Gazinosu önünde gerçekleşen “Mısranın Haysiyeti, Şairin Coğrafyası” konulu söyleşide ilk söz alan Şeyhmus Diken, edebiyatta ‘mısranın haysiyeti’ denilince aklına ilk Ahmed Arif’in geldiğini söyleyerek sözlerine başladı. Diken, “Baktığımız zaman haysiyet meselesini her daim muktedirin, zalim olanın mazlumun direncini kırmak üzere ürettiği politikalarda görüyoruz. Örneğin günümüzde insanlar muhalif duruşları sebebiyle işlerini, konumlarını kaybedebiliyorlar. Zalimler burada o kişilerin haysiyetleriyle oynadıklarını düşünüyorlar. Ancak esasen haysiyet kaybı muhalif konumu kaybetmektir” dedi.
Öte yandan haysiyetin kombine bir kavram olduğunu belirten Diken, sözlerine şöyle devam etti: “Haysiyet, başkasının değerlerine de hürmeti gerektirir. Cumhuriyet tarihine baktığımızda dil meselesi bir haysiyet meselesidir. Bir halkın dilini inkar etmek, onu inkar etmek haysiyet ile bağdaşmaz. Bununla beraber bu yalnızca Kürtlerin meselesi değildir. Haysiyet şemsiyesi altında egemen ulusun da meselesidir. Kendinden olmayanın değerlerine de haysiyet etiğiyle yaklaşmak gerekir.”
“ŞAİRİN COĞRAFYASI…”
Yakın zamanda “Coğrafya Kederdir” adıyla içinde şiirlerinin yer aldığı kitabı yayınlanan Diken “Şairin Coğrafyası” başlığına da değindi. Öncelikle kendisinin şair olmadığını lakin, eli kalem tutan herkesin heybesinde şiirlerinin bulunabileceğini belirten Diken, şairin coğrafyasıyla her zaman hem dem olduğunu aktardı. Diken, “Son birkaç yılda Amed, Amida yani Diyarbekir bir cinayete kurban gitti. Surların içindeki nazik ve narin kent çok büyük tahribata uğradı. Bu açıdan biz coğrafyamızda kederliyiz. Ancak, cinayetin faili meçhul değil” dedi.
“COĞRAFYA KADERDİR’DEN BAŞKA CÜMLE KURMANIN VAKTİ”
Diken’in ardından söz alan ve yakın zamanda “Nora İstanbul Bir Hiçtir” adıyla bir şiir kitabı yayımlayan Lal Laleş, söyleşide coğrafya ve haysiyet kelimelerine nasıl anlamlar atfettiğini açıkladı. Laleş, “Sanırım Türkiye’de birçok yazar, şair ve kendini demokrasi sınırları içerisinde konumlandıran kişilerin temel dayanağı haysiyettir. Coğrafya ise ikincildir, hasbelkaderdir. Bizler, esasen bütün ile haysiyet üzerinden bağ kuruyoruz. Öyle ki hukuksuzluklara, haksızlıklara karşı haysiyet şemsiyesi altında yol alıyoruz. Coğrafya da işte bu şemsiye altındadır. Öte yandan, yerelden çıkıp küresel olmalıdır. Yeryüzü cenneti olmalıdır” diye konuştu.
Ülke coğrafyasının payına kederin düştüğünü dile getiren Laleş son olarak, “Mağdur oluyoruz, çok mağdur olduk ancak mağrur da olmalıyız. Daha adil bir coğrafyanın hep beraber yollarını aramalıyız. Bu kederden ve kaderden kurtulmanın yollarını hep beraber bulmalıyız. ‘Coğrafya kaderdir’ den başka bir cümle kurmanın tam vaktidir” dedi.
(İzmir/EVRENSEL)