Kılıçdaroğlu'ndan tezkereye hayır sinyali: Suriye'ye TÜGVA'cılar gitsin, Bilal Erdoğan komutan olsun
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Irak ve Suriye tezkeresine "hayır" diyecekleri sinyalini verdi: "Biz hiçbir askerimizin ve polisimizin Suriye'de şehit olmasını istemiyoruz."
Kemal Kılıçdaroğlu | Fotoğraf: Ali Balıkçı/AA
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada Türk Silahlı Kuvvetlerinin Irak ve Suriye’ye sınır ötesi operasyon yetkisini iki yıl daha uzatan tezkereye hayır oyu vereceklerinin sinyalini verdi. "Biz hiçbir askerimizin ve polisimizin Suriye'de şehit olmasını istemiyoruz" diyen Kılıçdaroğlu, "Komando marşı söyleyen TÜGVA'cılar var. En büyük komutanımız da Erdoğan diyorlar. E gönder kardeşim onları Suriye'ye. Oradaki komutanı da Bilal Erdoğan olsun" ifadelerini kullandı.
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Her evde araba var, kapıcısında araba var. İkinci elde araç yetişmiyor" açıklamasına tepki gösteren Kılıçdaroğlu, "Onun arabası var diye Türkiye zengin sanıyor?" dedi. Büyükelçi krizi ile ilgili de konuşan Kılıçdaroğlu, "Bir devlet bir kişinin iki dudağına teslim edilemez. Teslim ederseniz bu tür garip olaylarla karşılaşırsınız" ifadelerini kullandı.
ASİSTAN DOKTORLAR 36 SAAT ÇALIŞIYOR, 740 BİN SAĞLIK ÇALIŞANI ATAMA BEKLİYOR
Yoğun çalışma süreleri olan sağlık çalışanlarının çalışma saatlerinin özellikle pandemi döneminde daha da arttığını belirten Kılıçdaroğlu, Asistan Doktor Rümeysa Berin Şen’in 36 saatlik nöbetin ardından evine dönerken trafik kazasında yaşamını yitirmesi üzerinden sağlık çalışanlarının durumuna değindi:
"36 saat gözünü kırpmadan çalışmak ne demektir? 36 saat bit hastayı daha kurtarabilirim diye çalışmak ne demektir? 36 saatin sonunda evime gideyim diye yola çıkıyorsunuz ve trafik kazasında hayatınızı kaybediyorsunuz. Bir çalışanın, bir sağlık çalışanının 36 saat çalışması demek, kadro eksikliği var demektir. Dışarıda atama bekleyenler var demektir. Neden varolan kadroları boş tutuyorsunuz? Kimler boş tutuyor? Atama yapın. 740 bin sağlık çalışanı atama bekliyor. Personel eksikliği nedeniyle insanlar olağanüstü gayret sarf ediyorlar. İnsanı robot olarak gören bir anlayış olabilir mi? Sağlık çalışanlarına sesleniyorum; sakın moralinizi bozmayın. Yurtdışına gideceğim diye bir telaşa kapılmayın. Size her türlü olanağı sağlayacağız. Söz veriyorum bütün sağlık çalışanlarını başımızın üstünde taşıyacağız."
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
7 AYDIR MHP'NİN VERDİĞİ TEKLİF BEKLİYOR
"Terörle Mücadele Sırasında Yaralanıp Gazi Sayılmayanlar Derneği var. Yaralanıyorsunuz ama gazi sayılmıyorsunuz. Bu kardeşlerimiz örgütlendiler dernekler kurdular. Bize de geldiler söz verdim kanun teklifi hazırlayacağız diye. Diğer partilere de gidin dedik. Gittiler, gezdiler. MHP'ye gittiler söz verildi onlara da. 7 aydır MHP'nin verdiği kanun teklifi bekliyor. Neden bekliyor? Saray'dan irade alınmadığı için bekliyor. Saray hâlâ bizim yanımızda diye düşünüyorsunuz, Saray sizin yanınızda değil, beşli çetenin yanında.
İKTİDARA 'GRİ LİSTE' TEPKİSİ
Kendi bölgesinde ve dünyada saygınlığı ve itibarı olan Türkiye bunları yitirmeye başladı. OECD'nin kurduğu Mali Eylem Görev Gücü, Türkiye kurucu ülkelerinden birisi. Kara para ve terörü finanse eden ilanlarla mücadele edecekler. Türkiye'yi gri listeye aldılar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin itibarını bu hükümetin ayaklar altına almaya ne hakkı ne yetkisi vardır? 'Terörle mücadele ediyoruz' gibi bir sürü laf ediyor iktidar tarafı ama El Kaide, IŞİD olunca onların para hareketlerine ses çıkarmıyorlar. Sanıyorlar ki dünya görmüyor. Dünya tamamını görüyor.
"ONUN ARABASI VAR DİYE TÜRKİYE'Yİ ZENGİN SANIYOR"
Sosyal devlet ne demektir? Sosyal hukuk devleti güçsüzleri, güçlüler karşısında koruyarak gerçek eşitliği yani toplumsal dengeyi sağlamakla yükümlü devlet demektir. Sosyal devlet bu felsefeden yola çıkınca işsizine iş bulan, ekonomik kalkınmayı büyüten, adaletle vergi alan, ekonomik büyümeyi adaletle sağlayan devlet demektir.
'Her evde araba var. Kapıcısında da araba var. İkinci ele araba yetişmiyor' demiş. Ona mı göz diktin sen? Onun arabası var diye Türkiye'yi zengin sayıyor. Sen o kişinin araba, cep telefonu alırken ne kadar vergi ödediğini biliyor musun?
Dönüyorsun apartman görevlisinin arabasına göz dikiyorsun. Sen apartman görevlisinin kaç para aldığını, asgari ücretin ne kadar olduğunu biliyor musun?
Devleti yönetemezler, yönetmiyorlar da zaten. Devleti soyulacak organ olarak görüyorsanız yönetemezsiniz zaten. Acaba o şahıs 'yaşam kalitesi' diye bir deyimin olduğunu biliyor mu acaba?
BÜYÜKELÇİ KRİZİ
Büyükelçiler olayı. Türkiye daha önce böyle bir rezaleti yaşamadı. Ekonomi allak bullak oldu. Dışişleri bürokratları devreye girdiler, gece gündüz çalıştılar. Olayı telafi etmeye çalıştılar. Dolar ne oldu? Fatura 83 milyonun sırtına yüklendi. Bu, şunu gösteriyor; bir devlet bir kişinin iki dudağına teslim edilemez. Teslim ederseniz bu tür garip olaylarla karşılaşırsınız.
Gelir dağılımında büyük bir dengesizlik ortaya çıkacak. Dolar tırmandı, kim kazandı? Esnaf, manav, berber, balıkçı hiçbirisi kazanamaz. Kazanan devlete dolarla borç verenler, dolarla ihale alanlar, dolarla geçiş ücretlerini tespit edenler, kaybeden 83 milyon.
"ZAM YAĞMURUNU HEPİMİZ BİLİYORUZ"
Dolar her 10 kuruş arttığında vatandaşın sırtına yüklenen yük 24 milyar Türk Lirası. Bir zam yağmurunu hepimiz biliyoruz. Memleketi bu hale kim getirdi? Dış güçler diyorlarsa o zaman 20 yıldır Türkiye'yi dış güçler yönetiyor bizim mi haberimiz olmadı? Sen yönetemiyorsun ve Türkiye'yi felakete hazırlıyorsun. Kara kışla karşı karşıya herkes.
Elektriğe son bir yılda 3, doğalgaza 8, yerli kömüre yüzde 30, benzine 1 yılda 10, mazota 9 kez zam yapıldı. Bakın bunların içinde yiyecek, içecek yok hiç. Günlük hayatta kullanmak zorunda olduğu şeyler bunlar. TÜİK'in verilerine bakıyoruz. Domatese yüzde 70, yumurta yüzde 69, salatalık yüzde 64, patates yüzde 58 zam. Türkiye Cumhuriyeti Tarihinde asgari ücret açlık sınırının altına düşmemişti. Kendilerine 'Kara Kış Fonu' çağrısı yaptık ama kulak asmadılar.
TEZKEREYE "HAYIR" SİNYALİ
Torba tezkere dönemi başladı. Her şeyi koymuşlar bir tezkerenin içine gelin buna evet deyin diyorlar. Niye kardeşim? Biz senin her dediğinin altına mühür mü basacağız. Ne ne değildir nedir bir anlat. Bunları anlatmıyorsun. Tezkereler gelirdi terörle mücadele konusunda 6 ay bir yıl gelinir bilgi verilir. Arkasından yeni bir tezkere gelir veya olay biterdi. Şimdi iki yıl. Niçin? Bilen var mı? Bu işle ilgilenenler de bilmiyor. Ben iki yıl getiriyorum sen de oy vermek zorundasın niye kardeşim? Herkesi papağan gibi görme alışkanlığı var. Onu herkes yapabilir ama biz Cumhuriyet Halk Partisiyiz. Senin her dediğine evet deseydik o zaman niye ayrı parti kuruyoruz. MHP her dediğine evet diyebilir. Ama biz milli kurtuluş savaşı geleneğinden gelen bir partiyiz.
Biz bütün Suriyeli kardeşlerimizi kendi ülkelerine göndereceğiz diyoruz, kavga olmayacak Suriye'de diyoruz. Beyefendinin bakış açısı ise 3.5 milyon Suriyeli az geldi şimdi bir de İdlib'den bir ordu gelsin. Niye kardeşim? Suriye ile savaş değil, Suriye ile barışacağız. Büyükelçilikleri açacağız karşılıklı. Daha fazla sığınmacı mülteci istemiyoruz. Bunu öngören büyün düzenlemelere karşıyız. Biz hiçbir askerimizin ve polisimizin Suriye'de şehit olmasını istemiyoruz. Suriye'de askerimiz şehidimiz gitti, mücadele. Ne mücadelesi? Barış varken neden kavga? 33 askerimizi Ruslar şehit ettiler. Soruyorum 33 askerimiz şehir edilirken sen ne yaptın? Koşa koşa Putin'in ayağına gittin. O gideceğine sen gittin. Bu benim onuruma dokunuyor. Bir de kapıda beklettiler, bir de onu televizyonlarda yayımladılar. Böyle bir devlet yönetimi olur mu!
Suriye'ye barış getireceğiz, bütün komşularımız barışacağız. Büyük Ortadoğu projesini hayata geçireceğiz. Bizim askerlerimiz şehit olsun istiyor beyefendi. Komando marşı söyleyen TÜGVA'cılar var. En büyük komutanımız da Erdoğan diyorlar. E gönder kardeşim onları Suriye'ye. Oradaki komutanı da Bilal Erdoğan olsun." (HABER MERKEZİ)