29 Kasım 2021 05:07

Sağlığa bütçe

Sağlık Bakanlığı hiç ders çıkarmamış 2021 yılından. 2022 bütçesini de aynı mantıkla hazırlamış. Tek farkla! Şehir hastanelerine ayrılan pay artmış.

İzmir | Fotoğraf: Evrensel

Fatih Sürenkök
Fatih Sürenkök

Halkın hak ettiği, koruyucu hekimliği önceleyen ve yeterince bir bütçe acaba ne zaman gerçekleşir? Bu sorunun karşılığını vermek kolay. Ancak devrimden sonra! Geçen sene kasım ayında 2021 bütçesini eleştirirken yazdığım yazıda; bütçenin halka ve koruyucu hekimliğe değil; tedavi ve tüketim kalemlerine ayrıldığını söylemiştim.

“Bir salgının tüm aşamalarını geçiren sağlık bakanlığı bütçesi; diğer yıllardan hiç farklı değil. 2021 için sağlık bakanlığına ayrılan bütçe 77 milyar 616 milyon lira. Bunun 54 milyar 633 milyon lirası “tedavi edici sağlık kalemi”ne ayrılırken, “koruyucu sağlık kalemine” ayrılan pay ise 19 milyar 48 milyon. Şehir hastaneleri için ödenecek para 16 milyar 392 milyon lira.”

Pandeminin ikinci yılı içindeyiz. Sağlık Bakanlığı hiç ders çıkarmamış 2021 yılından. 2022 bütçesini de aynı mantıkla hazırlamış. Tek farkla! Şehir hastanelerine ayrılan pay artmış. Çünkü açılan şehir hastanesi sayısı arttı diye düşünebiliriz, ama bu yetmiyor. Bütçe TL olarak hesaplanıyor, şehir hastanelerine dolar olarak ödüyoruz. Bu nedenle, şehir hastanelerinin ve ithal tıbbi malzemelerin bütçe içindeki yükü daha da artıyor. Bütçe kalemlerinin detayına; Sağlık Bakanlığı bütçesi Meclis’te kabul edildikten sonra tekrar geleceğim. Bugün alandaki bir hastanenin bu bütçeden nasıl etkilendiğini anlatmaya çalışacağım.

Sağlık Bakanlığına bağlı her hastane doğal olarak kendi bütçesini yapıyor. Bu bütçe içinde yıllık yatırımlar, alınan demirbaş ve kullanılan tıbbi malzemeler, 4-d statüsünde çalışan sağlık çalışanlarının ücretleri, nöbet ve performans ücretleri, sabit döner ücretleri var. Hastaneler yaptığı bu bütçe ile yılı geçirmek durumunda. Ancak bakanlık hastanenin istediğini değil, kendi uygun gördüğü parayı gönderiyor. Bu paranın azlığı nedeniyle, her yıl hastaneler bütçelerini arttırmak yerine, bütçesini geriye çekmek zorunda kalıyor.

Bunun sonucunda hastanenin daha iyi sağlık hizmeti vermesi için gereken tıbbi donanım ve fiziki yatırımları sürekli erteleniyor. Yatan hastanın tedavisinde gerekli olan ya da ameliyat sırasında kullanılacak ilaç ve malzemeler temin edilemez hale geliyor. Bunu hastaneye satan firmalara faturalar artık en erken 15 ay sonra ödenebiliyor. Bir hastane düşünün, yıllık bütçesi bakanlık tarafından kabul edilmiş ama yıl içinde bakanlık yeterince para göndermiyor. Sebep? Bakanlık başka yerlerde yatırım yapıyor. Hastane kendi içinde sıkıntısını nasıl halledecek bilinmez.

Sağlık Müdürlüğü aracılığı ile bakanlık hastanelere şu mesajı gönderiyor: “Yatırım yapma. Tıbbi cihaz ve demirbaş alma. Ama halkın sağlık taleplerini de en iyi karşıla.” Tüm devlet hastaneleri, sağlık bakanlığının şehir hastanelerine döviz karşılığı yaptığı yatırımlar nedeniyle sıkıntı içinde ve bu sıkıntılar gittikçe artacak. Bu sıkıntı, hem bu hastanelerden hizmet alan halkı hem de bu hastanelerde hizmet veren sağlık çalışanlarını derinden etkileyecek. Bu etki sağlıkta bir yıkım. Bu yıkımın nedeni AKP’nin sağlık politikaları. Bu politikalardan kurtulmak için mücadele etmemiz gerekiyor. Artık halk adına bütçe zamanı. Artık “ranta değil sağlığa bütçe” sloganını gerçeğe çevirmek zamanı. Sağlıkla kalın.

Reklam
YAZARIN DİĞER YAZILARI