30 Kasım 2021 23:51

Genç Hayat 400. sayısı ile bayilerde | Her bir gencin eli dergimize, birbirinin eline değerek…

“Neredeyse 30 yıla dayanan bir yolculuktan söz ediyoruz. Elbette yol yürüyüşü de öğretiyor. Dergimiz binlerce gençle birlikte var oluyor.”

Fotoğraf: Genç Hayat

Paylaş

Gazetemizin gençlik eki Genç Hayat’ın 400. sayısı bugün okurlarıyla buluştu. İşçi, işsiz ve öğrenci gençliğin kürsüsü konumundaki Genç Hayat, 30 yıla yaklaşan yayıncılık deneyimiyle sokakta, kampüste, atölye ve fabrikalarda… kısaca hayatın her alanında gençlerin ortaklaşan sorunlarını, öne çıkan taleplerini yansıttı; yereldeki mücadeleyi genele taşıdı. Gençlerin mektup, haber ve yazılarıyla içeriğini kolektif şekilde hazırladığı Genç Hayat, elden ele sıralarda, tezgahlarda dağıtıldı.

Genç Hayat’ı ve gençlik yayıncılığını dergimizin yayın kurulunda yer alan Zehra Özöcal ile konuştuk.

‘GENÇLERİN ORTAK SESİ, ÖZLEMLERİNİN KÜRSÜSÜ’

Genç Hayat nasıl bir ihtiyacın sonucu ortaya çıktı; bugün gençler arasında nasıl bir yer tutuyor?

Bu soruya en iyi cevap dergimizin adıdır. Hayatın akışı eskiyi, insanlığa ayak bağı olanı değil yeniyi ve gelişimi geleceğe taşır. Toplumların da geleceği gençliktir. Gençlik, mevcut olanı fakat aslında çoktan ölmeye başlayanı değil yeni doğanı, değişimi temsil eder. Bu gerçeğin yanı sıra her dönem egemen sınıflar da gençliğin önemine vurgu yaparlar. Oysa gençliğin ihtiyaçları ve talepleri onlar için birer ‘propaganda’ malzemesinin ötesinde anlam ifade etmez. Kendi egemenliklerini, gençliğin geleceğinden çalan bu sistemi korumak için çalışırlar. Gençlik neredeyse gelecek de oradadır. Bu nedenle en çok gençliğin kendi geleceği için harekete geçmesinden korkarlar. Eğitim müfredatıyla, çalışma ve yaşam koşullarıyla gençleri her açıdan kuşatıp hareketsiz kılmaya çalışırlar. İşte dergimiz de gençliğin sesinin soluğunun kesilmeye çalışıldığı bu koşullarda ve bu koşullara karşı; geleceği temsil edenlerin, gençlerin ortak sesi; istek ve özlemlerinin kürsüsü olarak ortaya çıktı.

‘ELDEN ELE, KAMPÜSLERİ, ATÖLYELERİ DOLAŞIYOR’

Bugünün koşulları ise başta işçi gençler olmak üzere tüm gençliği çıkmaza sürüklüyor. Başını sokacak bir yer bulmak, karnını doyurmak yani en temel insani ihtiyaçları karşılamak bile lüks haline geldi. İşçi gençler 12-13 saat çalışarak asgari ücrete mahkum ediliyor. Gelişme yaşında çocuklar çıraklık övgüsüyle sömürünün içine çekiliyor. Üniversiteler iktidarın atamalarıyla birlikte sermayenin hizmetine amade alanlar haline getirilmeye çalışılıyor. Lise gençliğinin hayatı içi boşaltılmış bir müfredata dayanan ticarileşmiş bir eğitim sistemiyle gelecek kurma kıskacında. Genç işsizlik had safhada.

Dergimiz demokratik ve özerk üniversite, insanca bir ücret ve çalışma koşulları, parasız ve bilimsel öğrenim mücadelesinin aracı olarak gençlerin elinde atölyeleri, liseli, kampüsleri ve sokakları dolaşıyor. Gençliğin bu kadar baskılandığı ve tek adam iktidarının sesinin her yerde duyulduğu bu süreçte binlerce gencin çok yönlü, yaratıcı ve kabuğuna sığmayan sesini birbirine ulaştırıyor.

SADECE OKUR DEĞİL; YAZAR, EDİTÖR, DAĞITICI…

Genç Hayat öğrenci ve işçi gençlerin kolektif çabasının ürünü; bu kolektif akıl nasıl oluşturuluyor, nasıl örgütleniyor?

Her şeyden önce dergimiz hayat mücadelesi verenlerin, hayatı var edenlerin yani emeğin safında yer alıyor. Doğal olarak dergimize ulaşan her bir genç onun sadece okuyucusu değil yazarı, editörü, dağıtıcısı olabiliyor. Özellikle iktidar medyasında kalem tutanların yatlarını, katlarını biliyoruz. Bu medyanın nasıl fonlandığını, nasıl kaynak bulduğunu da… Bizim dergimiz hangi genç onu nasıl kullanır ayrımı gözetmeksizin, Türkiye’nin dört bir yanından gençlerin gönüllü birlikteliğiyle var oluyor. İstanbul’dan Diyarbakır’a, Van’dan Muğla’ya dek uzanıyor. Dergiye yazan bir genç onu kendi çevresine, arkadaşlarına ulaştırarak bir çıkış yollarının daha olduğunu, kendi yollarının olabileceğini gösteriyor. Bu okurlar edebiyattan, spora ve politikaya ilgi duyduğu herhangi bir alandan doğru dergimizi besleyebiliyor. Ayrıca sosyal medya hesapları, video röportajları vb. birçok araç da dergimiz bünyesinde işliyor. Bu çok önemli, birlikte ve kişisel çıkar gözetmeksizin var etme, üretme duygusu dergimizin temel harcını oluşturuyor.

‘YOL YÜRÜYÜŞÜ DE ÖĞRETİYOR’

’93’te Gençliğin Sesi olarak başlayan ve 400 sayıdır devam eden bir Genç Hayat yayıncılığından söz ediyoruz. İleriye dönük planlarınız neler?

Neredeyse 30 yıla dayanan bir yolculuk. Elbette yol yürüyüşü de öğretiyor. Dediğimiz gibi dergimiz binlerce gençle birlikte var oluyor. Bu sorunun cevabı da aslında bu gençlerin dergiyi nereye götürmek istediğinde yatıyor. Binlerce üniversiteli Boğaziçi süreciyle demokratik üniversite talebiyle meydanlardaydı. Yemekhane, yurt talebiyle; artan yaşam pahalılığına karşı sokaklar, kampüsler gençlerin sesiyle yankılanmaya devam ediyor. Dergimiz de mücadele neredeyse orada oldu ve önümüzdeki süreçte de olmaya devam edecek. Dolayısıyla aslında Genç Hayat yalnızca bir dergi değil, gençlerin mücadelesinin de canlı bir parçası. Önümüzdeki süreçte gençliğin mücadelesinin daha da gelişeceği bir dönem olacak. Biz de dergimizin artık ilk sayısının çıktığı koşullara göre daha gelişmiş teknik ve teknolojik olanaklara sahip olduğunu biliyoruz. Bu olanakları da sonuna kadar kullanarak yayıncılığımızı geliştirmek için çalışıyoruz. Her bir gencin eli dergimize, birbirinin eline değerek yan yana gelmeyi sürdüreceğiz.

‘UNUTTURULAN BAĞLARIMIZI HATIRLATIYOR’

Senin Genç Hayat’la tanışma hikayen nasıl oldu?

Genç Hayat; gençlerin iş, bilim ve özgürlük mücadelesinde yalnız olmadığını görmesinin, birbirini tanımasının, birlikte tartışıp üretmesinin bir aracı olarak bize unutturulan bağlarımızı hatırlatıyor. Okuduğu okulda, çalıştığı atölyede sorunlarına bir çözüm arayan her genç böyle buluşuyor dergimizle. Dolayısıyla bulunduğumuz alanlar farklı olsa da yukarıda anlattığım gibi on binlerce gençten biriyim ben de. (İstanbul/EVRENSEL)

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

"CHP'nin 'Ekonomik Sosyal Konseyi topla' çağrısı sermaye yanlısı düzenlemeleri meşrulaştırır"

SONRAKİ HABER

Doğa lodosla bir kez daha uyardı: Depreme hazırlıksızız

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa