Evrensel için yeni bir dönem
Reklamları Kapat
9 Aralık 2021 19:27

Eğitim Sen: Devletin eğitim harcamaları azalırken velilerin artıyor

"Türkiye’de eğitimin özelleştirilmesi yolunda büyük yol alınmış, bu nedenle öğrenci velileri çocuklarını okutmak için giderek artan oranda cepten ödeme yapmak zorunda bırakılmıştır."

Eğitim Sen: Devletin eğitim harcamaları azalırken velilerin artıyor

Fotoğraf: MA

Eğitim Sen, TÜİK’in Eğitim Harcamaları 2020 araştırmasına ilişkin yazılı açıklamada bulundu. Eğitim harcamaları içinde hane halkının yaptığı harcamaların payının yüzde 20,2 olduğu ve bu oranın OECD ortalamasının iki katından fazla olduğu belirtilen açıklamada, “Eğitim-öğretimin hukuken parasız olduğu temel eğitimde velilerin ceplerinden yapmak zorunda kaldığı eğitim harcamaları her geçen yıl artmaktadır. Bu durumun sorumlusu, halkın ödediği vergileri, halkın ihtiyaçları için harcamaktan kaçınanlar, herkesin eşit ve parasız olarak yararlanması gereken eğitim hakkını para ile satmaya çalışanlardır” denildi.

Yapılan açıklamada, TÜİK verilerinin velilerinin içine itildiği ağır ekonomik koşulların eğitim harcamaları üzerindeki etkisini doğruladığı belirtildi. Türkiye'de eğitim harcamaları 2020 yılında, 2019 yılına göre yüzde 4,5 artarak 270 milyar 921 milyon TL olduğu aktarılan açıklamada, “2020 yılında yapılan eğitim harcamalarının yüzde 74,7'si devlet tarafından finanse edilmiştir. Ancak devletin eğitim harcamalarının gayrisafi yurt içi hasıla içindeki payı 2019 yılında yüzde 4,4 iken, 2020 yılında bu oran yüzde 4’e gerilemiştir. TÜİK, tıpkı enflasyon hesabında yaptığı gibi, kâğıt üstünde devletin eğitim harcamalarına katkısının arttığını göstermeye çalışmış, ancak durumun tam tersi olduğunu gizleyememiştir. TÜİK Eğitim Harcamaları araştırmasının açıklama metninin ekinde yer alan ayrıntılarına bakıldığında, devlet eğitim kurumlarının personele yapılan ödemeler dışındaki cari harcama tutarının sadece 35 milyar 297 milyon TL olduğu görülmektedir. Merkezi eğitim bütçesinde olduğu gibi, devlet eğitim harcamalarında da aslan payının personel harcamalarına gittiği anlaşılmaktadır” denildi.

2020-2021 eğitim öğretim yılının büyük bölümünde uzaktan eğitim yapılması nedeniyle eğitim harcamalarındaki artış oranı önceki yıllara göre düşük kaldığı belirtilen açıklamada, “Türk lirasında yaşanan değer kaybının kaçınılmaz sonucu olarak dolar bazında toplam eğitim harcamaları 2019’a göre 7 milyar 12 milyon dolar; öğrenci başına eğitim harcaması ise 317 milyon dolar azalmıştır. OECD ülkeleri ortalamasında ilköğretim ve ortaöğretim kademelerinde kamu kaynaklarından yapılan harcamalar eğitim harcamalarının yüzde 90’ını, hane halkı ve özel kaynaklardan yapılan harcamalar ise yüzde 9’unu oluşturmaktadır. Türkiye’de ise eğitimde yaşanan ticarileşmenin sonucu olarak kamusal eğitim harcamalarının oranı yüzde 75, hane halkı ve özel kaynaklardan yapılan eğitim harcamalarının oranı yüzde 25’tir. Eğitim harcamaları içinde hane halkının yaptığı harcamaların payı yüzde 20,2’dir ve bu oran OECD ortalamasının iki katından fazladır. 2011 yılında hane halkının yaptığı eğitim harcamaları toplamı 13 milyar 782 milyon TL iken, 2020 sonu itibariyle bu rakam yaklaşık dört kat artarak 54 milyar 754 milyon TL’ye yükselmiştir. Başka bir ifadeyle öğrenci velilerinin ceplerinden yaptığı eğitim harcamaları her geçen yıl artmaktadır” ifadeleri yer aldı.

Eğitim-öğretimin hukuken parasız olduğu temel eğitimde velilerin ceplerinden yapmak zorunda kaldığı eğitim harcamaları her geçen yıl arttığı ifade edilen açıklamada, “Veliler çocuklarını kimi zaman borçlanarak, kimi zaman bankalardan ‘eğitim kredisi’ çekerek, kimi zaman da gıda harcamalarından kısarak okutmak zorunda bırakılmıştır.  Devletin eğitim harcamalarına yaptığı katkı yıllar içinde ihtiyacın çok altında artarken, hane halkının cebinden yaptığı eğitim harcamalarının payı artmaya devam etmektedir. Türkiye’nin ‘eğitime en çok payı ayırıyoruz’ söyleminin gerçeği yansıtmadığını görmek için eğitim yatırımlarına ayrılan payın seyrine ve hane halkının cebinden yaptığı eğitim harcamalarının artış hızına bakmak yeterlidir. TÜİK’in 2020 Eğitim Harcamaları araştırmasının da açıkça gösterdiği gibi, Türkiye’de kamusal eğitim adım adım tasfiye edilmekte, eğitime ayrılan kamu kaynakları oransal olarak her geçen yıl azalırken, hane halkının cebinden yaptığı eğitim harcamaları kademeli olarak artmaktadır. Geçtiğimiz 20 yıl içinde Türkiye’de eğitimin ticarileşmesi ve özelleştirilmesi yolunda büyük yol alınmış, bu nedenle öğrenci velileri çocuklarını okutmak için giderek artan oranda cepten ödeme yapmak zorunda bırakılmıştır” denildi.

Eğitim sisteminin, her geçen yıl daha fazla paralı hale getirildiği ve milyonlarca öğrenci velisi çocuklarını okutabilmek için bütçelerine göre çok yüksek rakamlarla harcama yapmak zorunda bırakıldığı belirtilen açıklamada, “Bu durumun sorumlusu, halkın ödediği vergileri, halkın ihtiyaçları için harcamaktan kaçınanlar, herkesin eşit ve parasız olarak yararlanması gereken eğitim hakkını para ile satmaya çalışanlardır. Her yıl eğitimde ve diğer kamu hizmetleri alanında çeşitli adlar altında yapılan ‘büyük soygun’a artık son verilmeli, herkes için gerçek anlamda eşit ve parasız eğitim hakkı hayata geçirilmelidir. Devlet okullarına, yurtlarına ayrılmayan eğitim bütçe kaynaklarının, eğitim yatırımları yerine çeşitli adlar altında özel okullara transfer edilmesi, ülkenin tüm yurttaşlarının vergilerinin, emeğinin kamu yararına aykırı bir şeklide kullanılması anlamına gelmektedir. Ayrıca devletin asli sorumluluğu olan kamusal eğitim hakkının en temel ilkelerinden birisi eğitimin herkes için eşit koşullarda ulaşılabilir olmasının sağlanmasıdır.Herkese eşit ve parasız eğitim hakkı hayata geçirilmeden, bunun için ülke çapında kamusal eğitim uygulamaları için somut adımlar atılmadan, ekonomik krizle satın alma gücü ciddi anlamda azalan halkın cebinden yaptığı eğitim harcamalarındaki artışı durdurabilmek mümkün değildir” denildi. (Ankara/EVRENSEL)

Evrensel'i Takip Et