20 Aralık 2021 06:22
Son Güncellenme Tarihi: 20 Aralık 2021 13:46

CHP, HDP ve İYİ Parti "stokçuluk" ve "limanın işletme sürelerinin uzatılması" teklifine şerh düştü

CHP, HDP ve İYİ Parti, stokçulara para cezasını artıran ve limanların işletme süresini uzatan kanun teklifine şerh düştü.

TBMM Genel Kurulu | Fotoğraf: Mustafa Murat Kaynak / AA

Paylaş

CHP, HDP ve İYİ Parti kamuoyunda “stokçulara para cezasını artıran teklif” olarak bilinen kanun teklifine ve limanların işletme sürelerinin uzatılmasına şerh düştü. Muhalefetin şerhlerinde düzenleme ile Katarlıların işlettiği Antalya Limanı’nın işletme süresinin 2047 yılına kadar, Singapurlu PSA tarafından işletilen Mersin Limanı'nın işletme hakkı devir süresinin 2056 yılına kadar, Limak’ın işlettiği İskenderun limanının işletme süresinin 2061’e kadar, Albayrak Holding tarafından işletilen Trabzon Limanının süresinin 2033’e kadar, Ciner Grubu tarafından işletilen Hopa Limanının süresinin de 2027’ye kadar uzatılacağına dikkat çekildi.

Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu tarafından 16 Aralık’ta görüşülen “2/4018 esas Nolu Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi” kabul edildi. Teklifle 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun, 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu, 5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanunu, 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve 6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda, değişikler yapılması öngörülüyor. 9 maddelik kanun teklifinde 6 kanunda düzenleme yapılıyor. Meclis Genel Kurulu’nda hafta içi görüşülmesi beklenen ve kamuoyunda “stokçulara para cezasını artıran teklifi” torba kanuna CHP, HDP ve İYİ Parti tarafından şerh düşüldü.

HDP: 6 KANUNDA DEĞİŞİKLİK

HDP, şerhinde Türkiye Denizcilik İşletmeleri Anonim Şirketi’ne ait 13 liman ile TCDD Genel Müdürlüğü’ne ait olan 5 limanın sözleşme sürelerinin 49 yıla çıkarıldığının altını çizerek, Türkiye’nin en stratejik limanlarının en erken 2046, en geç 2067 yılına kadar aralarında yabancıların da olduğu şirketler tarafından işletileceğini belirtti.

Teklifin birinci maddesinde yer alan ve limanların ihalesiz kiraya verilmesi, kira süresinin uzatılmasının Genel Kurul’da görüşmeleri tamamlanmayan, kanunlaşmayan, 287 sıra sayılı kanun teklifindeki aynı madde geri çekildikten sonra bir kez daha yeni bir torba kanunu ile getirildiğinin altı çizilen şerhte, “Üzerinde teknik değişiklikler yaparak adeta hülle yöntemiyle tekrar bu kanun teklifine eklenmesi başlı başına bir skandaldır. Yasama yılı tamamlanmadan aynı kanun maddesi teklifinin yeniden komisyona getirilmesinin AKP iktidarına yakışan, bizi şaşırtmayan bir yöntem olduğunu belirtmek gerekiyor” denildi.

Bu madde ile Türkiye Denizcilik İşletmeleri Anonim Şirketi’ne ait 13 liman ile TCDD Genel Müdürlüğü’ne ait olan 5 limanın sözleşme süreleri 49 yıla çıkmış olacak. Şerhte, süre uzatımına karar verilmesi halinde ek sözleşme düzenlemesi, sözleşme bedelinin de Sermaye Piyasası Kanunu’na göre değerleme yapmaya yetkili en az iki kuruluş tarafından belirleneceği, süre uzatımı ile adrese teslim uzatmaların otomatik olarak devreye gireceği belirtildi.

49 YIL UZATILIYOR

Şerhte, şu noktalara dikkat çekildi:

“Kamu ihalelerinin gözde şirketleri olan LİMAK, AKFEN, CİNER Grubu, Albayrak, Çelebi ve Doğuş Grubu’nun aralarında olduğu şirketler ile Antalya Limanı’nın işletmesini devralan QTerminals isimli şirkete 10, 13 ve 19 yıl olmak üzere yeni işletme süreleri verilecektir. Bu durumda sözleşmesi 20 yıl olan ve 2028’de sona erecek Katarlı şirketin sözleşme süresi 19 yıl daha uzatılarak Antalya Limanı’nı 2047 yılına kadar işletmesi sağlanacaktır. Park Denizcilik Ciner, Doğuş Bilgili, Ulusoy, Marmaris Liman İşletmeciliği, Albayrak, Ceyport, Riport, Giresun Port, Siport, Mehmet Güneş İnş. ve Dikili Port’un devraldıkları limanları 13 ile 19 yıl arasında değişen uzatma süreleri ile 49 yıl süreyle işletmesinin önü açılmış olacaktır.

"GELECEK İPOTEK EDİLİYOR"

1- TCDD Genel Müdürlüğünün özelleştirilen 5 limanı, PSA Singapur-Akfen, Limak, Çelebi, Ceynak, Safiport şirketleri de işletmelerindeki limanlar için 10 ile 13 yıl arasında değişen ek süre alacaktır. Böylelikle Türkiye’nin en stratejik limanları en erken 2046, en geç ise 2067 yılına kadar aralarında yabancıların da olduğu şirketler tarafından işletilecektir. Teklifin yasalaşmasının ardından dört ay içerisinde başvuran şirketlerin işletme hakkını otomatikman 49 yıla kadar uzatacaktır. Tabi bu konuda açılmış dava varsa bu davalardan vazgeçilmesi şartını koyarak yandaş işletmelere yeni kıyakların yolu açılmaktadır. Söz konusu dönemde iktidarın büyük olasılıkla seçimle değişeceği ve bu kadar uzun bir süre için AKP iktidarının bu uygulamaya yetkisinin olmadığı açıktır. Geleceğin ipotek altına alınmasıdır. Ayrıca halkın iktidar değişikliği kararı durumunda halkın iradesine saygısızlıktır. Bu maddenin kabul edilmesi mümkün değildir ve kesinlikle teklif metninden çıkarılmalıdır.

TEİAŞ ÖZELLEŞTİRİLMESİ BAŞLADI

2- Teklifin 6’ncı maddesi ile ETİBANK, TEK, TEÜİAŞ ve Elektrik Dağıtım Şirketleri adına kayıtlı tesislerin; faaliyetlerin niteliğine göre TEİAŞ veya TEDAŞ’a bedelsiz devrinin sağlanması ve işlemlerin harç ve döner sermaye hizmet bedelinden muaf tutulması suretiyle de ek bir yük getirilmemesi ile ortaya çıkan ilave iş ve işlemler için oluşacak iş gücü ve zaman kayıplarının önüne geçilmesinin amaçlandığı söylenmektedir. Kamu kuruluşlarını bir bir özelleştiren AKP iktidarının, şimdide rotayı TEİAŞ’a çevirdiği anlaşılmaktadır. AKP İktidarının, TEİAŞ’ı özelleştirmeye özendirecek, cazibeli hale getirecek düzenlemeyi gündemine aldığı görülmektedir. Kararla birlikte halka arza yönelik özelleştirmeye hazırlık işlemlerine bu teklif ile start verilmiş olacaktır. TEİAŞ’ın özelleştirilmesine yönelik hazırlık işlemlerinin 31 Aralık 2022 tarihine kadar tamamlanması amaçlanmaktadır. Teklif ile özelleştirme öncesinde TEİAŞ’a yeni mülk kazandırılmış olacaktır. Ayrıca Etibank’ın denize sıfır noktalarda bulunan tesislerinin de bu teklif ile ya TEDAŞ’a ya da özelleştirilecek olan TEİAŞ’a devredilmesinin önü açılmış olacaktır.

"AKP KENDİNİ TEMİZE ÇEKME GAYRETİNDE"

3- Teklifin 7’nci maddesi piyasa dengesini ve serbest rekabeti bozucu faaliyetler ile tüketicinin mallara ulaşmasını engelleyici faaliyetlerde bulunulması durumunda, öngörülen cezaların ağırlaştırılarak cezanın etkinliğinin ve caydırıcılığının artırılması amaçlanmaktadır.

Stokçuluğun gündeme gelmesi, fiyat artışlarının iktidardan, uygulamalarından kaynaklanmadığı algısının yaratılmasıyla ilgilidir. Siyasi iktidar, fiyat artışlarının stokçular tarafından oluşturulduğunu, dış güçlerin oyunu olduğunu söyleyerek, her zamanki gibi yönetme sorumluluğunu başka kesimlerin üzerine atmakta, kendisini temize çekme gayretindedir. Bugün Türkiye'de yaşanan bütün bu fiyat artışlarının sebebinin iktidarın yürüttüğü ekonomi politikalarından kaynaklandığı görülmelidir.

Dolayısıyla bu teklifle öngörülen bu cezaların artırılması ile fiyat artışlarının müsebbibi olarak gösterilen ve stokçu olduğu iddia edilen kimi üreticiler, sözde ‘patates soğan teröristleri’ gibi günah keçisi ilan edilmeye çalışılmaktadır. Depolama ile stokçuluk arasında hassas çizginin iyi tahlil edilmesi gerekir."

"REKABET KURUMU GÖREVİNİ YAPMALI"

Piyasada serbest rekabeti bozucu faaliyet gösterenler varsa ceza artırmaktansa öncelikle Rekabet Kurumu harekete geçmelidir. Piyasada rekabeti bozucu sektörlerin varsa eğer üzerine gitmesi gereken kurum Rekabet Kurumu’dur ve görevini yapmalıdır. Ayrıca, iş dünyasında sipariş üzerine çalışılan sektörlerde stokçulukla ilgili kullanılan ‘minimum stok, maksimum stok’ gibi başka terimler de vardır. Sipariş üzerine veya seri üretim ile çalışılan sektörler bu stok tercihlerini buna göre belirleyebilirler. Buradaki ayrım tespit edilmelidir. Yüksek enflasyonun nedenini sadece stokçulara yüklemek, hedef şaşırtarak toplumu manipüle etmek, AKP iktidarının alışkanlık haline getirdiği bir yöntem haline gelmiştir.”

CHP: "STOKÇULUK MADDESİ İDAREYE GENİŞ BİR TAKDİR YETKİSİ TANIYOR"

CHP şerhinde limanların çoğunun “yandaş” ve “yabancı sermaye” tarafından işletildiğine dikkat çekerek, Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) tarafından yayımlanan raporlara göre, limanların işletme hakkı devirleri için ideal süre 20 ila 25 yıl olduğunu belirtti. CHP, “Limanlar sadece sanayi ve ticaret alanındaki öneminin ötesinde milli güvenlikle de ilgili önemli unsurlardır. Özellikle gelişen ve değişen dünya ticaretinde limanlar stratejik önem kazanmışlardır. Teklifin yasalaşmasıyla, Dünya’da ticaret savaşlarının en önemli silahları olan limanlar yabancıların eline geçecek ve tek bir kurşun atılmadan Türk Sanayii ve Ticareti teslim alınacaktır” dedi.

Teklif yasalaştığı takdirde stokçuluk yapanlara verilen en düşük ceza 50 binden 100 bine, en yüksek ceza ise 500 binden 2 milyon TL’ye yükselecek. CHP şerhinde, “Ceza aralığının bu kadar geniş tutulması, her bir mal ya da hizmet çeşidi için net bir ceza tutarı öngörülmemesi, cezaların kanuniliği yönünden de tartışmalıdır” diye belirtti. 

Şerhte, "Sorun, uygulanan tarım ve ekonomi politikalarında, faiz ve enflasyona yaklaşımda, üretim maliyetlerindeki artışta, eksik desteklemelerde, yerli üretime verilmeyen önemde, kurumların özerkliğini yitirmesinde ve liyakatin çöküşünde gizlidir. Sorunu önce kendi politikalarında değil, zincir marketlerde ve üreticide, tedarikçide arayan iktidar, her geçen ay bir başka sektöre ve işletmeye sorumluluk yükleyerek, cezaları artırarak temel ihtiyaçlarda enflasyonu, fahiş fiyat artışını ve stokçuluğu dizginleyeceğini sanma hatasına düşmekte veya sorumluluğu kendi üzerinden atmak için farklı aktörleri bilinçli olarak seçmektedir.” ifadelerine yer verildi.

İYİ PARTİ: "DALGALANMALARIN ÖNÜNE GEÇİLSİN"

İYİ Parti de “Kendi öz kaynaklarımız olan limanlarımızın bazı imtiyazlı gruplar ve yabancılar tarafından uzun bir süre daha kullanılmasına imkân tanınmasının önünü açmaktadır” diyerek şerh düştü. İYİ Parti stokçuluk ile ilgili maddeye de "TÜİK verilerine göre dahi artışın temel sebebi ‘stok’ değildir. Bunun sebeplerinden birisi, 31 Aralık 2020 günü 7,37 lira olan dolar kurunun 16 Aralık 2021’de 15,65 liraya yükselmesi, vergilerin plansız ve adaletsiz toplanması, üretim ekonomisi yerine borçla geçinmenin benimsenmesi, özellikle gıda üretiminde girdi ürünlerinin maliyetli olması ve dolayısıyla üretimin yetersiz kalmasıdır. Fahiş fiyatların önüne geçilmek isteniyorsa ekonomik dalgalanmaların önüne geçilmeli, üretim desteklenmelidir.” diyerek itiraz etti. (HABER MERKEZİ)

{{450641}}​

ÖNCEKİ HABER

Muharrem Sarıkaya hakkında yeni iddia: Hamileydim, beni itti sandalyeden düştüm

SONRAKİ HABER

Yurt dışı üretici fiyatları geçen yıla göre yüzde 47,89 arttı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa