17 Ocak 2022 23:15

"Cemaat yurdunda kalmaya mecbur bırakıldık"

Enes Kara ile benzer koşullarda barınmaya çalışan YTÜ öğrencileri KYK yurtlarında yer bulamadıkları koşullarda aile baskısı sebebiyle cemaat yurtlarında kalmaya mecbur bırakıldıklarını söyledi.

"Cemaat yurdunda kalmaya mecbur bırakıldık"

Fotoğraf: Google Maps

Cemaat yurdunda hayatına son veren Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğrencisi Enes Kara ile benzer koşullarda barınmaya çalışan Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencilerine neler yaşadıklarını ve hissettiklerini sorduk. Üniversitenin kendi yurdunun olmayışının büyük bir problem olduğunu ve KYK yurtlarının da yetersiz kaldığını dile getiren öğrenciler, KYK yurtlarında kendilerine yer bulamadıkları koşullarda aile baskısı sebebiyle de cemaat yurtlarında kalmaya mecbur bırakıldıklarını ifade etti.

Bir dönem TÜRGEV yurdunda kalmaya mecbur bırakıldığını söyleyen kadın öğrenci, bu tür yurtların muhafazakar ve dindar ailelere pazarlandığını ifade etti. Ailelerin de genellikle öğrencileri bu yurtlarda kalmaya zorlayarak hatta “Bu yurtta kalmazsan okula da gidemezsin” gibi tehditlerle bu yurtlarda kalmaya mecbur bıraktıklarını söyleyerek yurt atmosferini şöyle anlattı: “Yurt içerisindeki etkinliklere katılmayınca yurttan atılma tehliken oluyor ve aynı zamanda ailene şikayet ediyorlar. Bu da dayatmanın şiddetini artıyor çünkü istemediğin bir şeye barınma hakkını kaybetmemek ve aile ilişkilerine zarar vermemek için katılmak zorunda kalıyorsun. Sürekli dini gerekliliklerden bahsediliyor, cehennem ve ceza korkusu verilmeye çalışılıyor. Sadece etkinlik de değil namaz kılma zorunluluğu gibi zorunluluklar insanın elinden tüm özgürlüklerinin alındığını düşündürüyor. En basitinden o günün o saati için başka bir şey planlamış olabiliyorsun ama bu özgürlüğünü de elinden alıyorlar, yani yaşamının belli bir süresine el koyuyorlar. Özellikle kadınlar için giriş saatleri genellikle 8-9 gibi erken saatler oluyor.”

"FİZİKSEL VE ZİHİNSEL TACİZE UĞRUYORUZ"

Kalacak yer bulamayan ve birçok farklı tarikat yurdunda kalan bir öğrenci de sohbetlere katılmayanların atılmakla tehdit edildiğini ifade ederek; “Süleyman Hilmi Tunahan Tarikatına bağlı bir yurtta zorunlu olarak kalıyorum. Daha önce aile baskısından Nur Vakfına ait yurtta ve yine Süleymancıların yurdunda kaldım. Günlük verdikleri programa göre sabah namazından önce bizleri kaldırıyorlar sonra okula gidiyoruz. Okul dönüşü akşam 6’dan 10-11’e kadar program var. Şu an kaldığım yurtta sürekli arayıp sohbetlere katılmanız bekleniyor, katılmazsanız atmakla tehdit ediyorlar. Kalacak başka yeri olmayan öğrencileri özellikle tehdit ediyorlar. Eğer kalacak yeriniz varsa tehdit etmiyorlar veya daha basit uyarılar veriliyor. Dinde zorlama vardır ilkesini benimsiyorlar. Fiziksel ve zihinsel tacize uğruyoruz.”

"ÇIKIŞ YOLU GÖREMİYORUM"

Çıkış yolu göremediğini belirterek sözlerine devam eden Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencisi “Yetkili kişiler bize önem vermiyor, e-postalara dönmüyor, cevap vermiyor. Bu meseleyi okulumuzun rektörüne yazdığımda ise bana hak verdiğini ancak KYK yurdunun çıkmasını beklemem gerektiğini söyleyerek telkin ediyor. Burada kalmaya mecbur bırakılıyorum. Gelecekteki hayatımız için bu cehenneme katlanmamız bekleniyor ve soruyorum bu psikoloji ile yetişmiş bir öğretmen gelecek nesilleri nasıl aydınlatabilir” dedi.

"SAĞLIKLI BİR NESİL İÇİN TARİKAT YURTLARI KAPATILMALI"

“Uykusuz bir şekilde derslere girmeye çalışıyorum. Günde en fazla uyuma sürem dört saat, ders çalışacak vaktim kalmıyor. Ben ateist bir bireyim ve bu yurda gelince doğru karar verdiğime tamamen emin oldum. Akıl sağlığı olan bir nesil isteniyorsa tüm tarikat yurtları kapatılmalı” diyen öğrenci; dersler ve sunumlar dolayısıyla zorunlu katılımın dayatıldığı sohbetlere ve namaza katılamadığı için yurt yönetimi tarafından ailesinin arandığını ve yurttan ayrılması gerektiğini söylediklerini belirtti.

"SORUMLU BARINMA SORUNUNA KULAK TIKAYANLARDIR"

Konuyla ilgili YTÜ Emek Gençliği ise şu şekilde açıklamada bulundu;

“Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi arkadaşımız Enes Kara, gelecek kaygısından, kaldığı cemaat yurdunun baskısından, hissettiği sıkışmışlıktan dolayı yaşamına son verdi. Enes Kara ne ilk ne de cemaat yurtları kapatılmadıkça son olacak. Bugün Enes Kara gibi binlerce genç cemaat yurtlarında kalmaya mahkûm ediliyor. Enes gibi Yıldız Teknik Üniversitesi’nde de birçok öğrenci aynı baskıları, sıkışmışlığı yaşıyor. Üniversitenin kendi yurtlarının olmaması, mevcut KYK yurtlarının yetersiz kalması öğrencileri cemaat yurtlarına, baskılara mecbur bırakıyor. Bu sıkışmışlık içerisinde çıkış yolu göremeyen öğrenciler intihara sürükleniyor. Bu intiharların sorumlusu öğrencilerin barınma sorunlarına kulaklarını tıkayanlar, öğrencileri tarikat yurtlarına mahkûm edenlerdir. Yıldız Teknik Üniversitesi rektörlüğü okulun öğrenci kapasitesine uygun yurtlar inşa etmeli, cemaat-yurtlarına terk edilen öğrencilere kulaklarını tıkamayıp barınma sorunlarını derhal çözmelidir. Bizler gelecek kaygısına, baskılara, tarikat-cemaat yurtlarında kalmak zorunda kalmayacağımız bir geleceği inşa etmek için, Enes ve daha nice arkadaşlarımız için bu düzen değişene dek mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu koşullara mahkûm edilen hiçbir arkadaşımız yalnız değildir! Tüm YTÜ öğrencilerini eşit ve özgür bir gelecek için, bu karanlıktan hep birlikte çıkmak için mücadeleye çağırıyoruz!" (İstanbul/EVRENSEL)

Evrensel'i Takip Et