İktidar destekliyor, muhalefet susuyor, Enes’ler ölüyor!
Enes Kara’nın hayatını kaybetmesinin ardında yatan cemaat ilişkilerini, barınma sorununu ve iktidar ve muhalefetin Enes’in vefatı üzerine aldıkları pozisyonları İTÜ öğrencileriyle konuştuk.
Fotoğraf: Google Streetview
Bahadır ÖZTÜRK
Metin Berk SÜER
İTÜ
Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğrencisi Enes Kara’nın hayatını kaybetmesinin ardında yatan tarikat-cemaat ilişkilerini, öğrencilerin barınma sorununu ve iktidar-muhalefet ittifaklarının Enes’in vefatı üzerine aldıkları pozisyonları İTÜ öğrencileri ile konuştuk.
Şehir ve bölge planlama 3. sınıf öğrencisi aile baskısının ve kaldığı yurttaki koşulların Enes’in psikolojisine zarar verdiğini belirterek; “Ben de belli bir dönem 10-12 yaşlarında yaz ayında dini bir eğitim için ailemin isteğiyle 1 ay kadar kalmıştım. Sabah namazlarına kaldırmaları, sıkı bir düzen veya uzun süren ders saatleri gençliğini yaşayan bir insanı, hayatı sorgulatır cinsten. Enes’in okuduğu bölümün tıp olması ve aynı zamanda fazlaca ders çalışıyor olması, bir yandan da bu sıkı kurallara ve düzene uymak zorunda kalması ona ağır gelmiş ve kaldıramamış. Ailesinin Enes’in de insan olduğunu unutması, sosyal ihtiyaçları var mı veya oğlumuz burada kalmak istiyor mu? gibi basit soruları soramadığı için ne yazık ki Enes zamanla daha hızlı depresyona sürüklenmiş. Bu durum çok acı çünkü gençlere içinde bulundukları durumdan çıkabileceklerine inanmıyorlar veya inandırılamıyorlar. Başka fırsatları var mı yok mu göremiyorlar çünkü bir yanda reşit değilsiniz ve sizin iyiliğinize emin olduğunuz ailenizden de vazgeçemiyorsunuz. Bu durumu yaşayan çok fazla üniversiteli genç olduğunu düşünüyorum. Çok fazla bir baskı var din konusunda üzerlerinde. Öğrencilerin aileleri tarafından bu yurtlarda kalmaya mecbur bırakıldıklarını düşünüyorum. Özellikle aşırı dindar ve muhafazakar aileler, çocuklarının fikirlerini almadan sanki iradesi yokmuş gibi davranıp bu yurtlara gönderiyorlar” dedi.
"İKTİDAR CEMAAT YURTLARINI DESTEKLİYOR"
İktidardın cemaat yurtlarını desteklediğinin altını çizen öğrenci şöyle devam etti; “Bu ilişkinin çok sağlıksız bir boyuta geldiğini düşünüyorum ve birilerinin artık buna ‘dur’ demesi gerekiyor. Devlet bunu sorun olarak görmüyor göreceğini de sanmıyorum. Ama sorun olarak görürse eğer önce bu yurtlara psikologlar atanmalı. Orada kalan öğrencilerle birebir konuşup gerçekten orada kalmak isteyip istemediğinin, buna zorlanıp zorlanmadığının veya ruhsal sağlığının durumu, tarafsız bir göz tarafından değerlendirilmeli. Sonra eğer öğrenci orada kalmak istemiyorsa ve buna mecbur bırakıldıysa ona barınma imkanı sağlanıp Enes gibi parlak geleceklerin sönmesinin önüne geçilebilir diye düşünüyorum.”
"MUHALEFET DUYARSIZ KALDI"
Muhalefetin yaşanan bu acı olayı içten hissettiğini bazı kesimin ise bunu siyasi bir olaya dönüştürmeme bahanesiyle tamamen duyarsız kaldığını ifade eden şehir ve bölge planlama 3. sınıf öğrencisi; “Halk ve muhalefet birlik olursa önlem alınabilir diye düşünüyorum. Gerçekten büyük çaplı bir araştırma yapılmalı diye düşünüyorum. Hiçbir çocuk ya da gencin çaresiz olmadığını ve seçeneklerin var olduğunu onlara göstermeliyiz ki başka gençlerimizin ışığı sönmesin” dedi.
"ÜLKEDEKİ UMUTSUZLUK HALİ, EKONOMİK NEDENLER ETKİLİYOR"
Peyzaj mimarlığı 1. sınıf öğrencisi ise Enes’in yaşadığı çevreden, ailesinden gördüğü dini zorlama ve yaşam tarzına, meslek seçimine yönelik baskı-zorlamanın kendisini buna ittiğini düşündüğünü belirterek; “Bunun yanı sıra en etkili sebep olmasa da ülkede genel olarak hakim olan umutsuzluk- mutsuzluk hali, ekonomik sebepler de tuz biber olmuştur. Ben sadece ekonomik kısmından etkilendiğimi düşünüyorum. Fakat çok sayıda üniversiteli benzer şartlar altında” dedi.
Bazı öğrencilerin cemaat yurtlarında kalmaya mecbur bırakıldığını belirten öğrenci şöyle devam etti; “Kimi öğrenciler ekonomik sebeplerden dolayı zor durumda kaldığından seçme şansına sahip olmuyor. Bunu bilen tarikat yurtları özellikle bütçelerini düşük tutuyor. Kimi öğrenciler ise cemaat üyesi aile fertleri tarafından yine ekonomik olarak ailelerine bağımlı oldukları için başka şartlar altında üniversiteye gidemeyeceklerini bildiklerinden tarikat yurtlarında konaklamaya zorlanıyor. İktidar partisinin cemaatlerle organik ilişki içinde olduğu aşikar, kimisine doğrudan destek veriyor, kimisinin bizzat kurucusu, yürütücüsü. Devlet bu sorunu ancak çözmek isterse çözer. Buna yönelik bir adım atılacağına inanmıyorum. Yakın gelecekte hükümet değişmeden barınma problemi tamamen çözülemez. Ancak İBB yurtları gibi bölgesel küçük çaplı iyileştirmeler yapılabilir.”
"CHP YETERSİZ VE PASİF KALDI"
Enes’in yaşamına son vermesiyle ilgili ana muhalefet partisi CHP’nin kesinlikle yetersiz ve pasif kaldığına dikkat çeken peyzaj mimarlığı 1. sınıf öğrencisi; “Cemaat yurtlarında bu derece politik bir öğrenci ölümünün ardından Kemal Kılıçdaroğlu’nun etik sebeplerle açıklama yapmak istememesi yönündeki cümlesi kesinlikle iktidar-cemaat korkusuna kapılıp halkın yanında yer alamadığını gösteriyor. İktidarın temel amacı zaten ilk etapta insanların cemaatlerden gözünü çevirip intiharın sebebinin öğrencinin dini inancının olmayışına odaklanmak. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ise ilk etapta en kaba tabirle milletin gazını alıp bir iki soruşturma açıp, takipsizlik kararı verecek. Kesinlikle bu tepkiler gelecek olayların önünü alamaz, aksine bunların devamı gelecek. Cemaat yurtlarında bunalıma giren, baskı altındaki öğrenciler bu tepkisizliğin ardından daha da umutsuzluğa düşecek” diye konuştu.