24 Ocak 2022 00:05

Öğretmenlik Meslek Kanunu çifte eşitsizlik getirecek

Bu hafta TBMM'de görüşülecek Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu değerlendiren öğretmenler, tasarının yasalaşması halinde ayrışmanın derinleşeceğini ve bu ayrışmadan öğrencilerin de etkileneceğini söyledi.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Damla KIRMIZITAŞ
Ankara

AKP’nin "Öğretmenlik Meslek Kanunu'na" ilişkin yasa teklifi Meclis Genel Kurulunda bu hafta görüşülecek. Öğretmenliği kariyer haline getirecek düzenleme ile kadrolu, sözleşmeli, ücretli gibi öğretmen sınıflandırmalarına yeni ekler geliyor. Düzenlemeyi sorduğumuz öğretmenler, tasarıyla okul içerisinde ayrışmanın artacağını, eğitimin daha da niteliksizleşmesine neden olacağını dile getirdi.

Son Milli Eğitim Şurası toplantısına yansıyan hali ile iktidarın eğitime dair 3 hedefi olduğunu anlatan Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, “Birincisi okul öncesi dönemde din dersleriydi. Bunu yönetmeliğe aykırı bir biçimde, komisyonlarda görüşülmeden bir önergeyle oylama günü geçirdiler. İkicisi mesleki ve teknik eğitimi devam eden öğrencilerin meslek eğitim merkezlerine kaydırılmasıydı. Bu yolla 4 gün iş yerinde 1 gün okulda olmak üzere çocuk işçiliğin önünü açtılar. Sonuncusu da öğretmenlerin kariyer basamaklarına ayrılması ve aynı işi yapan öğretmenler arasında farklı ücretlendirmeye yol açacak bir düzenleme oldu. Böylece Öğretmenlik Meslek Kanunu tasarısı Meclise geldi. Biz Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunda görüşmelere katıldık ama sadece 5 dakikalık bir söz hakkı verildi. Eğitim sendikalarının görüşlerinin alınmadığını, sendikamızın randevu taleplerine Millî Eğitim Bakanlığının yanıt vermediğini söyledik. Tasarının içeriğini Meclise geldiğimizde öğrendik.” dedi.

TORPİLE AÇIK BİR MEKANİZMA OLUŞTURULUYOR

Düzenleme ile öğretmen seçiminin bakanlık yetkisinden alınarak bakanlık dışında çevrelerin de öğretmen seçimine dahil edilebileceğini söyleyen Kurul, cemaat tehlikesine dikkat çekerek bunun çok ciddi bir özensizlik ya da gerçekten öğretmenleri seçme görevinin kamudan çıkarılması anlamına geldiğini söyledi.

Aday öğretmenlik süreci öncesinde KPSS ile eğitim bilimleri alanında puan alınması gerektiğini söyleyen Kurul, “Ama biz yakın zamanda KPSS’den 95 almış kişilerin sözlü mülakat puanlarının 60’ın altında verilerek otomatik olarak elendiklerini gördük. Adaylık sınavının kaldırılmasını içeriyor tasarı, ama sınavın işlevinin bir değerlendirme komisyonuna devredilmesi kaygı verici. Çünkü adaylık değerlendirme komisyonu kimdir, ne işlev görür, hangi kurumalardan kişiler sürecin bir parçasıdır? Bu konularda tam bir belirsizlik var. Liyakat dışı, keyfi hatta torpil-referans sistemlerinin girişine çok açık bir mekanizma” dedi.

Tasarının ilk kez 15 yıl önce gündeme getirildiğini hatırlatan Kurul, Anayasa Mahkemesinin eşitlik ilkesine aykırılık gerekçesiyle düzenlemeyi iptal ettiğini hatırlattı.

EĞİTİM PROGRAMI ONLINE YAPILACAK

Uzman öğretmen ve başöğretmen olma koşullarını değerlendiren Kurul, “Aday öğretmenlik dahil, öğretmenlikte en az 10 yılı dolduranlar, uzman öğretmenlik için 180 saatlik Uzman Öğretmenlik Eğitim Programına katılacaklar. Bu eğitime 200-300 bin öğretmen katılacaktır. Online yapacağız dediler. Şu ana kadar çevrim içi eğitimlerin niteliğinin ne kadar düşük olduğunu gözlemlemedik mi? Programı tamamlayanlar bir sınava girecekler. Biz sınavsız, tüm okulların fiziksel, öğretmen niteliğinin eşit olduğu bir eğitim tahayyülünü kamuoyuyla paylaşıyoruz” dedi.

Teklifi seçim vaadi olarak niteleyen Kurul “İktidar samimi ise yapması gereken uluslararası düzeyde kabul gören en önemli belge olan ‘Öğretmenlerin Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararı’na uygun bir düzenleme yapmasıdır” dedi.

‘SÖZLEŞMELİ, ÜCRETLİ, KADROLU AYRIMI OLMAMALI’

Ankara Sincan’dan ücretli bir sınıf öğretmeni, tasarının ücretli öğretmenlere dair bir getirisi olmadığını söyleyerek “Sanki biz yokuz gibi davranılıyor. Öğretmenlerin sözleşmeli, kadrolu, ücretli gibi bir adlarla ayrılmasını hiç doğru bulmuyorum. Hepimiz öğretmeniz. Çok sayıda ücretli öğretmenin idare ya da kadrolu öğretmenler tarafından küçük görüldüğünü biliyoruz. Öğretmenler odasında kendileriyle konuşulmayan, varlığı istenilmeyen arkadaşlarım var. Ücretli öğretmenlerin özlük hakları güvence altına alınmalı. Hiçbir hakkımız yok” dedi.

"BU MAAŞLA NASIL KARIN DOYURACAĞIZ?"

İş başvurusu sonrası İlçe Eğitim Müdürlüğünden arandığını anlatan ücretli öğretmen, “Oradaki görevli resmen benimle dalga geçti; ‘Bu insanların gayretine bayılıyorum. Nereden nereye gelecek bu kadar paraya’ dedi. Aradığında saat gece 23.00’tü. Ben hizmetliden düşük maaş alıyorum ama kadroluyla aynı işi yapıyorum. Bu kadar maaşla nasıl karın doyar? Sigortamız da yarım gün yatıyor. Güvencemiz yok. Haklarımızı istiyoruz, güvenceli bir iş istiyoruz” dedi.

"ÖĞRENCİLER ARASINDA DA EŞİTSİZLİK ARTACAK"

Altındağ’da çalışan kadrolu sınıf öğretmeni Nuray Öztürk, düzenlemeyle öğrencilerin arasında da eşitsizliğin artacağına dikkat çekti: “Maaşlara 2 bin lira zam gelecek, koşullar iyi olacak diye allandı pullandı. Ama tasarı öğretmenliği bir kariyer haline getiriyor. Öğretmenleri üç basamağa ayırıyor. Kesinlikle böyle ayrıştırmaya gidilmemeli. Okul içerisinde öğretmenlerin kutuplaşmasına, bölünmesine neden olacak. Veli öğrencisini uzman ya da başöğretmenin sınıfında okutmak isteyecek. Bunun için okula yüklü miktarda bağış yapmak isteyecek. Yapamayan veliler ve yapan velilerin çocukları arasında da ayrışma olacak.”

"MÜLAKAT DEĞİL, YANDAŞ SEÇİYOR"

Ataması yapılmamış bir sınıf öğretmeni ise bir başka soruna dikkat çekti: “Öğretmen lisesi mezunuyum. 14 yaşımdan beri öğretmen adayıyım. KPSS’ye hazırlanıyorum; iyi bir motivasyon gerektiriyor. Fakat hem gelecekte yaşayacağım sorunları düşünmekten hem de var olan sıkıntılarımı çözmeye uğraşmaktan çalışmakta zorlanıyorum. Bir mülakat sistemi var ki ne amaçla yapıldığı belli değil. Sorular iktidarın yandaşını seçiyor, bilgi ölçülmüyor.”

Yeni öğretmen olarak yeniye açık olmanın deneyimli olmakla eş değer olduğunu söyleyen öğretmen buna karşın okullarda yaşanan ayrımcılığa tepki gösteriyor: “Öğretmen değilmiş gözüyle bakılıyor yeni öğretmenlere, ücretlilere, sözleşmelilere. Bu tasarı hem ücret olarak hem de statü olarak ayrımcılığı arttıracak. Bir yandan veliler çocuğunun bir başöğretmenden ders almasını isteyecek, yeni yetme benden değil. Belki veliler bir başöğretmene gösterdiği saygıyı da bana göstermeyecek. Bu yüzden bu tasarı asla yasalaşmamalı.” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Taslağın yenilenmesi için mücadele edeceğiz

SONRAKİ HABER

Diyarbakır'da Ekoloji Derneği açıklama yaptı: Şehirlere rant, halka ve doğaya talan

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa