28 Ocak 2022 23:57

Yüzde 2,5 yeterli değil, ek zam mücadelesi sürecek

"Yüzde 2,5 ek ilave zam kamu işçisini kurtarır mı? Elbette hayır. Daha geçtiğimiz günlerde elektriğe kademeli zam, doğal gaza yüzde 25 zam yapıldı..."

Yüzde 2,5 yeterli değil, ek zam mücadelesi sürecek

Fotoğraf: Pixabay

Demir yolu işçisi
Ankara

Demir yolu işçisi olarak üyesi olduğum Türk-İş Konfederasyonu Başkanının “Memurların aldığı ek ilave yüzde 2,5 zammı kamu işçisi de alacaktır” ifadesinin arkasında neler yatıyor onları paylaşmak istedim.

Geçtiğimiz aralık ayı enflasyonunun rekor kırmasıyla birlikte memurların beklentisi de yüksek oldu. Doların yükselişi, enflasyonun artışı, gıda fiyatlarının uçuşu, elektrik ve doğal gaza gelen yüksek zamlar memurun da kamu işçisinin de belini büker hale gelmişti. Bu nedenle de hem kamu işçisi hem memurlar seslerini çıkarmaya başlamışlardı.

Hem memur sendikalarının temsilcisi hem de kamu işçilerinin temsilcisi tabandaki bu rahatsızlığı duydukları için Erdoğan’la, çalışma bakanıyla, maliye bakanıyla hızlıca görüşmeler yaptılar. Çünkü biliyorlar ki bu tepkiyi görmezlerse duymazlarsa başlarına kaynar su dökülecek.

Dün akşam da Cumhurbaşkanı Erdoğan hem Ergün Atalay’ı onaylar biçimde hem de kamu işçisinin de tabandan gelen homurtusunu bastırmak için yüzde 2,5 zam ek ilave edilecek, canlı yayında gereken işlemler yapılacaktır talimatı verdi.

Yüzde 2,5 ek ilave zam kamu işçisini kurtarır mı? Elbette hayır. Daha geçtiğimiz günlerde elektriğe kademeli zam, doğal gaza yüzde 25 zam yapıldı. Ben kendi yaşamımdan örnek vererek ilerlemek istiyorum. 

Geçen yıl bu ay elektrik faturam 80 TL iken bu yıl 140 TL, geçen yıl doğal gaz faturam 375 TL iken bu yıl 500 TL’yi geceli çok oldu. En temel ihtiyaçlarımızın başında gelen un, yağ, şeker, çay, peynir, zeytin, kuru baklagiller fiyatları ikiye katlandı.

Geçen yıl mutfak masrafımla bu yılki mutfak masrafım arasında yüzde 50 artış varken, yüzde 2,5 ilave zammı kabul etmek kamu işçisine ihanet etmektir. Şu an zaten kamu işçisi mart ayında yüzde 5 sözleşme farkı, eylül ayından bu tarafa da biriken enflasyon farkı yüzde 20 iken önümüzdeki çıkacak farkları hesaba katmadan alın yüzde 2,5, susun demek oluyor. 

Kamu işçileri mart ve eylül aylarında toplu sözleşmelerde belirlenen zam oranlarını ve enflasyonun geçen kısmının farkını alırlar. Türk-İş yaklaşık 20 yıldır kamu işçilerini gerçek enflasyona ezdiren sözleşmelere imza atmıştır. Bu nedenle de kamu işçileri enflasyondan doğan farkları istemiştir ve isteyecektir. İstemek kamu işçisinin ak sütü kadar helaldir.

Geldiğimiz noktada kamu işçilerini hep satan sözleşmelere imza atan sendikacılarla, AKP hükümeti ve ortağıyla ahbaplıkları bulunur. Bunlar birbirlerine ‘Abi’ diye seslenirler. Hatta üyesi olduğum sendika başkanı AKP’yi Sakarya’da Demiryol-İş Sendikasında kurduk diye anlatır durur.

Son zamanlarda bu sendikaya üye AKP-MHP’ye oy vermiş, gönül vermiş işçilerin de ekonominin kötü olduğuna, gelen zamlara, enflasyonun artışına tepki gösterdiklerini söyleyebilirim. Hal böyle olunca kamu işçisi ilerleyen günlerde sesini daha gür çıkaracaktır. Çünkü artık kamu işçisinin de bu ekonomik tablodan rahatsız olduğu, AKP ve MHP’nin miadının dolduğunu söyleyenlerin sayısının çoğaldığını söyleyebilirim.

Sadece ekonomik meselede değil ülkenin diğer meselelerinde de desteğin azaldığını azalacağını söyleyebilirim.

Bir atasözüyle noktalamak istiyorum. “Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır.”

Kamu işçileri de hem sendikacılara hem hükümete kazma kürek yaktıracağı için bir nebze önlemlerini almışlardır. Önlemlerini alsalar da önümüzdeki aylarda hiperenflasyon olacağı tartışmaları varken hem kamu işçisi hem diğer işçiler tekrardan ek zam talebiyle mücadele edeceğiz.

Evrensel'i Takip Et