Leyla Güven hakkında hazırlanan yeni iddianame, mevcut dava dosyasıyla birleştirildi
DTK Eş Başkanı Leyla Güven hakkında "terör örgütü propagandası" iddiasıyla yeni bir iddianame hazırlandı. Diyarbakır'da görülen davada yeni iddianame mevcut dosyayla birleştirildi.
Leyla Güven | Fotoğraf: MA
Elazığ Kadın Kapalı Cezaevi'nde tutulan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Leyla Güven'in, "terör örgütü propagandası" iddiasıyla yargılandığı davanının 2'nci duruşması görüldü.
Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya Güven, cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Güven'in avukatı Serdar Çelebi ise salonda hazır bulundu.
İDDİANAME BİRLEŞTİRİLDİ
Mahkeme Başkanı, sanık avukatının önceki duruşmada dile getirdiği "reddi hakim" talebinin Diyarbakır 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesince reddedildiğini belirtti.
Duruşmada Güven hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca "terör örgütü propagandası" suçundan yeni bir iddianame daha hazırlandığı ortaya çıktı.
Hazırlanan iddianame, birleştirme talebiyle gönderildiği mahkemece kabul edilip mevcut dava dosyası ile birleştirildi.
Hakkında hazırlanan iddianameye karşı savunması alınan Güven, incelemek üzere iddianamenin kendisine gönderilmesini istedi.
"BİLİRKİŞİ RAPORU ÇEVİRİ HATALARIYLA DOLU"
Dosyadaki Kürtçe konuşmalarından oluşan ses kayıtlarına ilişkin bilirkişi tarafından hazırlanan raporun çeviri hatalarıyla dolu olduğunu söyleyen Güven, suç delili sayılan sosyal medya paylaşımlarına ait ekran görüntülerinin kendisine gönderilmesini talep etti.
Müvekkilinin taleplerine iştirak ettiklerini belirten avukat Serdar Çelebi, savunma için ek süre talebinde bulundu.
İddia makamı, taleplerin kabul edilmesi yönünde görüş bildirdi.
Mahkeme Başkanı, tüm taleplerin kabulüne karar verip duruşmayı 11 Nisan'a erteledi. (Diyarbakır/MA)
Gelişmelerin anlamı üzerine
Arka taraf!
AKP'nin eğitim ve bütçeleme anlayışı: Lime lime ayrıştırmanın, imam hatipleştirmenin, metalaştırmanın, peşkeş çekmenin binbir türü
Enkaz altında Ali'nin yarım bacağı!
Bir Almanya gerçeği: İşçilere yoksulluk, CEO’lara zenginlik
