Sol Parti: Emperyalist müdahaleye ve savaşa karşı duracağız
NATO-Rusya gerilimine dair açıklama yayımlayan Sol Parti, "Emperyalist müdahaleye ve savaşa karşı duracağız" dedi.
Logo: SOL Parti
Sol Parti, Ukrayna krizindeki son gelişmeler üzerine yayımladığı açıklamada savaşın başta Ukrayna halkı olmak üzere tüm bölge ülkelerine bedelinin çok ağır olacağını vurgulayarak tüm tarafların Minsk protokolüne sadık kalacağını ilan etmesini istedi. AKP iktidarının da emperyalist müdahalenin parçası olma hevesinden vazgeçmesi gerektiğini belirten Sol Parti, "AKP iktidarı, ABD ve NATO’nun dümen suyunda ülkeyi yeni felaketlere götürecek her tür hamleden vazgeçmelidir. SOL Parti anti emperyalist, savaş karşıtı tutumuyla Ukrayna’da ve bölgede kan dökülmesini önlemek, savaş karşıtlarını seferber etmek için bütün gücüyle mücadele edecektir" dedi.
Sol Parti tarafından yapılan değerlendirme şöyle:
"Dünya bir kez daha emperyalist emeller peşinde, ekonomik çıkarlar uğruna, büyük devlet iddialarını kanıtlamak hevesiyle korkunç bir savaşın eşiğinde. Öncelikle vurgulayalım, bu savaşın başta Ukrayna halkı, Rusya’ya da Avrupa’ya da tüm bölge ülkelerine de bedeli çok ağır olacaktır.
Rusya’nın, SSCB’nin dağılması sürecinde Almanya’nın birleşmesine ses çıkarmaması, Kızıl Ordu birliklerinin Doğu Avrupa’dan çekilmesi karşılığı ABD de NATO’nun doğuya doğru genişlemeyeceği garantisini vermişti. Bilindiği gibi bu sözde durulmadı, NATO genişlemeci hamlelerle Doğu Avrupa ülkelerini birer birer bünyesine kattı. 2014’te ise ABD destekli bir darbe ile Ukrayna’nın seçilmiş cumhurbaşkanı devrildi. Ülke fiilen ABD-AB destekli batı ve Rusça konuşanların ağırlıkta bulunduğu doğudaki Donbas bölgesi arasında bölünmüş oldu. Ukrayna halkı IMF kemer sıkma politikalarının boyunduruğunda, kaynaklarını dış borç ödemeleriyle tüketerek, sürekli bir çatışma ortamı içerisinde yoksulluk ve sefaletin pençesine düştü.
2022 yılının girişiyle birlikte ABD, Afganistan’daki fiyaskonun izlerini silmek, önü alınamayan COVID salgınını hasır altı etmek, Demokratik Parti ve Biden’in düşen popülaritesini Kasım 2022 ara seçimleri öncesi canlandırmak gibi nedenlerle Ukrayna sorununu kaşımaya başladı. ABD’nin savaş kışkırtıcılığının altında yatan bir diğer neden ise ABD’nin Baltık denizinin altından geçecek Rus doğalgazını Almanya’ya ulaştıracak Kuzey Akım 2 projesini baltalama isteği. Çünkü bu projenin Rusya ile AB’nin ekonomik entegrasyonunu perçinlemesi, kolektif emperyalizmin lideri ABD’yi aradan çıkarması sakıncalı bulunuyor.
İşte bu nedenlerle ABD bir anda Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin eli kulağında olduğu propagandasını yaymaya başladı. Donbas bölgesinde arka arkaya provokatif olaylar patlak verdi, Ukrayna ordusu doğuda kışkırtıcı faaliyetlere girişti.
Putin de bu durumdan pek şikayetçi görünmüyor. Çünkü ABD’nin Rusya’yı doğrudan karşısına alıp Soğuk Savaş dönemindeki gibi büyük devlet statüsüne oturtması ülke içerisinde Rus milliyetçiliği propagandası yapması, toplumsal muhalefetin sesini kısmasının koşullarını yaratıyor. Kısa vadede petrol, doğalgaz ve diğer hammadde fiyatlarındaki yükseliş de işine geliyor. Nitekim dün Donetsk ve Luhansk cumhuriyetlerini tanıdığını ilan etmesi ve sınırda askeri harekata girişmesi ABD’nin savaş davetini resmen kabul etmesi anlamına geliyor.
Halbuki Ukrayna’nın çıkarı bağımsız, egemen ve tarafsız bir ülke olarak toprak bütünlüğünün korunmasından geçiyor. Donbas bölgesindeki Rusça konuşan halkın kültürel özerkliğinin kabul edilmesi, can ve mal güvenliğinin garanti altına alınması da hayati önem taşıyor. ABD ve NATO, Ukrayna’dan ellerini çektiğini açıklamalı, ülkeye silah ve mühimmat sevkinden bir an önce vazgeçmelidir. Putin de Lenin’in Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı ilkesini bile tanımayan, Ukrayna ve Belarus’u Rusya’ya katmayı meşru gören aşırı şoven tarih okumalarını terk etmeli Ukrayna’nın kayıtsız şartsız bağımsızlığını tanıdığını teyit etmelidir.
2014’te Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Teşkilatı gözetiminde imzalanan Minsk Protokolü çözüm için elverişli çerçeveyi sunuyor. Tüm taraflar bu protokole sadık kalacağını ilan etmelidir. Karşılıklı uygulanarak ekonomik yaptırımlar, Ukrayna halkına daha fazla ekonomik darbe vuracağı gibi, Rusya’ya da Almanya ve Fransa dahil AB ülkelerine de büyük maliyetler getirecektir. Bu felaketten bir an önce dönülmelidir.
Emperyalizm bir kez daha dünya halklarına acılar yaşatıyor, büyük güçler arasındaki çekişme insanlığa ağır bedeller ödetiyor. AKP iktidarı emperyalist müdahalenin parçası olma hevesinden, ABD ve NATO’nun dümen suyunda ülkeyi yeni felaketlere götürecek her tür hamleden vaz geçmelidir. SOL Parti anti emperyalist, savaş karşıtı tutumuyla Ukrayna’da ve bölgede kan dökülmesini önlemek, savaş karşıtlarını seferber etmek için bütün gücüyle mücadele edecektir." (HABER MERKEZİ)