28 Şubat 2022 14:11

6 partinin toplantısından izlenim: Bu sistemde halkın yönetime doğrudan katılımı mümkün mü?

"Ancak metnin bu halinde bile “güçlendirilmiş parlamento” çalışmasının yüzde 3 barajına takıldığını söylemek mümkün."

Arşiv | Fotoğraf: DHA

Paylaş

Birkan BULUT
Ankara

CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi ve DEVA'nın aylardır üzerinde çalıştıkları “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni” Ankara'da geniş katılımlı bir basın açıklamasıyla paylaşıldı. Açıklamaya işçi ve memur sendikaları, işveren örgütleri, demokratik kitle örgütleri, baro temsilcilerinin yer aldığı geniş bir katılım oldu. 6 partinin genel başkanının metni imzaladığı açıklamada, liderler ikinci kez birlikte fotoğraf verdi. Parti genel başkanlarının salona birlikte girmesinden, alfabetik sıraya göre oturma düzeninin ayarlanmasına kadar birçok detayla birlik mesajının vurgulanmasına özen gösterildi. Konuştuğumuz parti yöneticileri özellikle yan yana fotoğraf vermenin önemli olduğunu vurgularken, açıklamaya katılan parti kurmayları arasında bir rahatlama havası hakimdi. CHP üst düzey yöneticilerinden biri “Buraya kadar getirdiğimiz süreç en zor olanıydı. Birbirinden çok farklı görüşlere sahip partileri ortak bir metinde buluşturmayı başardık” derken, esprili bir dille ekledi, “Artık vitesi boşa alabiliriz.”

Güçlendirilmiş parlamenter sistem çalışmasında neler olacağı basına sıkça yansıdığı için sürpriz bir maddeyle karşılaşılmadığı söylenebilir. Açıklamanın ardından siyasetçiler, demokratik kitle örgütleri, ve gazeteciler arasında yapılan değerlendirmelerde, metnin cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine yönelik eleştiriler üzerine kurulduğu yönünde değerlendirmeler yapıldı.

MECLİS İŞLEYİŞİNDE DÜZENLEMELER

Mevcut sisteme yönelik “tek adam rejimi” eleştirisine dayanan “güçlendirilmiş parlamenter sistem” çalışmasının nasıl bir yönetim biçimini esas alacağı en temel soruydu. Güçlendirilmiş parlamenter sistemin eskiye dönüş olmadığı, Meclisin eskisinden daha güçlü bir pozisyonu olacağı sıkça vurgulandı. Bu anlamda 6 partinin oluşturduğu sistem çalışmasının ana hatları cumhurbaşkanının temsili yetkilere sahip, tarafsız ve bir kez seçilebilir olmasının yanı sıra Meclis'in denetim ve yetkilerinin güçlendirilmesi üzerine kuruldu. Uzlaşılan konular arasında yasama çalışmalarının katılımcı ve şeffaf olması, muhalefetin etkinliğinin artırılması, torba yasa uygulamasına son verilmesi, Cumhurbaşkanın veto yetkisinin kaldırılması, kanun yapım süreçlerinde sivil toplum kuruluşları ve meslek kuruluşlarına söz hakkı tanınması gibi konular yer aldı.

GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTO YÜZDE 3 BARAJINA TAKILDI

Ancak yasama faaliyetine yönelik bu düzenlemelerin Meclis'in gücünü artıracağı belirtilse de seçim barajının yüzde 3 olmasında anlaşılması, halkın ülke yönetimine sadece seçimden seçime olmayacak bir şekilde doğrudan katılımı için mekanizmaların kurulması bir yana hala seçim barajının neden korunduğu sorusunu gündeme getirdi. Meclis işleyişine yönelik düzenlemeler ve kanun yapım süreçlerinde ilgili kurumlardan görüş almak dışında parlamento sınırlarına aşacak mekanizmaların oluşturulması partiler arasındaki görüşmelerde de masaya gelmemişti. Ancak metnin bu halinde bile “güçlendirilmiş parlamento” çalışmasının yüzde 3 barajına takıldığını söylemek mümkün. 

KÜRT SORUNU METİNDE NEDEN YER ALMADI?

Metinde Türkiye'nin en temel sorunlarından biri olan Kürt sorununa yer verilmemesi de dikkat çekti. Eşit yurttaşlık sorununa ilişkin “temel hak ve özgürlükler; dil, din, mezhep, ırk, cinsiyet, siyasi ve sosyal aidiyet farkı gözetmeksizin tüm insanlar için güvenceye kavuşturulacak ve iç hukukumuz uluslararası standartlarla uyumlu kılınacaktır. Ötekileştirme hissi doğuran tüm uygulamalar ortadan kaldırılacaktır” denilse de meselenin adıyla konulmaması eleştiri konusu oldu. Bu konuda sohbet ettiğimiz bir CHP Genel Başkan Yardımcısı yurttaşların hakları konusunda bireyi güçlendiren bir yaklaşım içerisinde olduklarını söyledi. Yerel yönetimlerde kayyum uygulamasına son verilmesi gibi maddelerin aslında Kürt sorununa yaklaşımlarına işaret ettiğini söyleyen parti yöneticisi, bu çalışmada her partinin ortaklaşabileceği konulara yer verdiklerini, bu süreçte başka bir partiyi kendilerine benzetme çabasında olmadıklarını söyledi.

LAİKLİK KONUSUNDA GENEL BİR YAKLAŞIM

Çalışmanın bileşenleri düşünüldüğünde merak edilen konulardan biri de laiklik konusuydu. Laiklik sorunu metinde “Din ve Vicdan Özgürlüğü’nü güvence altına alan, demokratik laik hukuk devletinin, çoğulcu toplum düzeninin temeli olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle bizler, herkesin inancına, kanaatine ve yaşam tarzına saygı duyulduğu, kişilerin din, inanç ve yaşam tarzı fark etmeksizin özgürce yaşadığı, herkesin kendi kimliğiyle ve kendisi olarak eşit şekilde toplumsal, kamusal ve siyasal yaşama katıldığı bir sistemi hep birlikte inşa edeceğiz” ifadeleriyle yer aldı. Salonda genel bir ilke olarak olumlu karşılanan laiklik konusunun, uygulamada nasıl olması gerektiği veya Diyanet İşleri Başkanlığının pozisyonu gibi somut bir yaklaşım ise yer metinde almadı.

SALONDAKİ KADINLARDAN İSTANBUL SÖZLEŞMESİ TEPKİSİ

Kadına yönelik şiddete karşı mücadele konusunda söylenenler salonda dikkatle dinlendi. Kadın yönelik şiddette caydırıcı cezaların getirilmesi, indirim uygulamalarının yeniden düzenlenmesi, kız çocuklarını eğitim hakkının güvence altına alınması vb. konular kadınlar tarafından alkışlandı. Ancak “Şiddetin önlenmesi adına uluslararası sözleşmeler ve ulusal mevzuat hükümleri etkili şekilde uygulanması” sözleri sırasında açıklamaya katılan kadın örgütleri “İstanbul Sözleşmesi” diye birkaç kez haykırdı. Açıklamadan sonra konuştuğumuz Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) temsilcileri, bu konuda sundukları pek çok konunun dikkate alındığını gördüklerini, ancak İstanbul Sözleşmesi'nin metinde doğrudan yer alması gerektiğini dile getirdiler. CHP kurmayları “uluslararası sözleşmeler” ifadesinin İstanbul Sözleşmesi'ni kapsadığını savunsa da Saadet Partisi'nin İstanbul Sözleşmesi konusundaki eleştirilerinin etkili olduğu düşünülüyor.

Güçlendirilmiş parlamenter sistem çalışması ve ittifak tartışmalarında yakın zamanda gündeme gelen bir konu da sürecin nasıl işleyeceği olmuştu. DEVA Partisi'nin seçimden sonra ikinci kez sandığa gidilmemesi için sistemin fiilen sürmesi ve mevcut sistemin bazı yetkilerinin de bu kapsamda kullanılması konusundaki önerisini sorduğumuz CHP'li yönetici, bu konuda kesin bir karar olmadığını ve genel başkanların söyleyeceği son kararın geçerli olacağını ifade etti.

ÖNCEKİ HABER

6 partinin mutabakat metni temel sorunlara çözüm mü? Türkiye'nin ihtiyacı ne? | Gündem Politika

SONRAKİ HABER

Türkiye'de koronavirüs | 64 bin 275 yeni vaka, 213 can kaybı (28 Şubat 2022)

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa