EMEP Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan: Mücadelenin yolunu işçiler gösteriyor
Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan bir dizi toplantı ve ziyaretler için bulunduğu Mersin’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve seçim ittifaklarına dair açıklamalarda bulundu.
![EMEP Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan: Mücadelenin yolunu işçiler gösteriyor](https://staimg.evrensel.net/upload/dosya/205536.jpg)
Fotoğraf: Evrensel
Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan bir dizi toplantı ve ziyaretler için bulunduğu Mersin’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve seçim ittifaklarına dair açıklamalarda bulundu.
EMEP Mersin İl Örgütü paparamı kapsamında 3 gün sürecek programına dün gün sağlık emekçisi kadınlarla bir araya gelerek başlayan Gürkan, EMEP Mersin İl Örgütü’nde devam eden programda ittifaklar ve Ukrayna’nın işgaline dair konuştu. Gürkan, emperyalist savaşlara karşı barış talep eden halkların ve ülke genelinde harekete geçen işçilerin mücadelenin yolunu gösterdiğini söyledi.
Kimi demokratik talepler içeren Millet İttifakı programının işçilerin ve ezilen kesimlerin sorunlarına köklü çözümler getirmekten uzak olduğunu dile getiren Gürkan, halkın iradesinin egemen olduğu, atanmışların seçilmişler üzerindeki vesayetinin kaldırıldığı, görevini hakkıyla yerine getirmeyenlerin geri çağrılma yetkisinin halkta olduğu, çalışma yaşamında sömürüyü geriletecek, kadınların hak eşitliği, Kürt sorununu demokratik çözümü içeren bir program için Emek Partisi olarak çalışmalarını sürdürdüklerini aktardı.
“UKRAYNA’NIN İŞGALİ EMPERYALİSTLERİN PAYLAŞIM KAVGASINDAN BAĞIMSIZ DEĞİL”
Ukrayna’nın Rusya tarafından işgalinin bölgedeki emperyalist politikalardan bağımsız olmadığına dikkat çeken Gürkan, “Çünkü Kuzey Afrika’dan Ortadoğu’ya ve Kafkasya’ya kadar ABD, AB ülkeleri, Rusya, Çin gibi Dünya pazarlarını paylaşma derdinde olan emperyalist ülkelerin, hem pazar kavgası, hem yeraltı ve yer üstü zenginliklerinin paylaşımı kavgası ve bu kavgaya hizmet eden politikaların sonuçları yaşanmakta” dedi.
“İKTİDARIN EMPERYALİZME HİZMET EDECEK POLİTİKALARINA KARŞI DURALIM”
Savaşla birlikte dünyada savaşa karşı barış talepli eylemlerin de yükseldiği bir dönemde olunduğuna dikkat çeken Gürkan, “Biz buradan Türkiye işçi sınıfına, emekçilere ve halklara Ukrayna’da emperyalist kamplaşmanın yarattığı savaşa karşı çıkma, barışı savunma çağrılarımızı bugün de yineliyoruz. Bu sadece Ukrayna ile sınırlı değil. Bölgede Cumhur İttifakı’nın yayılmacı, Yeni Osmanlıcı politikalarının bir parçası olarak Suriye, Libya, Irak gibi ülkelere karşı askeri müdahaleler başta olmak üzere yayılmacı bir dış politikayı tercih etmiştir. Bölgemizde de Ukrayna’da da iktidarın emperyalistlerin paylaşım politikalarına hizmet edecek politikalarına karşı tüm halkımızı karşı durmaya, mücadele etmeye çağırıyoruz” dedi.
SERMAYENİN ORTAYA ÇIKARDIĞI ALTERNATİF İŞÇİ VE EMEKÇİLERİN TALEPLERİNİ KARŞILAMIYOR
AKP’nin 20 yılını ve Cumhur İttifakı politikalarını ekonomide yeraltı, yerüstü kaynaklarını ihale yasalarıyla yağmalanması, siyasal alanda toplumsal düzeni tek adam yönetiminin ihtiyaçlarına göre düzenleyerek dini kuralların esas olduğu baskı, yasak, kutuplaşma siyaseti, çalışma yaşamında yoğun sömürüye dayalı, kölelik koşullarını dayatan politikalar olarak tarif eden Gürkan, işçiler ve emekçilerin tek adam yönetiminin iç ve dış politikalarının sonuçlarını derinden yaşarken son aylarda yoğunlaşan işçi eylemlerinin ve yüksek elektrik faturalarına karşı protestoların bu politikalara karşı gerçekleştiğini ifade etti. Sermaye kesiminin ise kendi egemenliğini zayıflatacak kaygısı ile Cumhur İttifakı’na uzun süredir eleştiriler yönelttiği bir süreçte Cumhur İttifakı’na alternatif olarak yeni bir seçenek oluşturmaya çalıştığını dile getiren Gürkan, Millet İttifakı’nın programının işçi ve emekçilerin yaşadığı sorunların gerçekten çözümünü içeren, çalışma yaşamında sömürüyü geriletecek politikalar ile kadınların hak eşitliği, Kürt sorununu demokratik çözümü, inanma ve inanmama özgürlüğünü ortaya koyan bir laiklik anlayışı gibi konuların Millet İttifakı’nın programında karşılık bulmadığını söyledi.
İşçi ve emekçi sınıflar ile ezilen tüm toplumsal kesimlerin çıkarlarını gözeten halk seçeneğinin ortaya konması yönünde bir tartışmayı bir buçuk yıldır sürdürdüklerini söyleyen Gürkan, “Bu kapsamda siyasi partileri ikili, üçlü tartışmalarımız oldu. Tek adam yönetimi işçi, emekçi ve ezilenlerin sorunlarına çözüm üretemez ki zaten bugün yaşana sorunların kaynağı kendisidir. Millet İttifakı’nın kimi demokratik söylem ve vaatlerinin olduğu programının bugün yaşanan sorunları kökten çözecek bir çözüm önerisi yoktur. O yüzden bugün sömürü düzenine son verecek gerçek bir laikliğin sağlandığı, Kürt sorununun eşit haklarla çözümünün sağlandığı, kadınların hak eşitliğinin, yer altı ve yer üstü kaynaklarının sermayenin talanına izin verilen bir pozisyondan halkın zenginliği için kullanıldığı bir sistem tartışmasının yürütülmesi gerekiyor” diye konuştu.
“HALK İRADESİNİN EGEMEN OLDUĞU, SEÇTİKLERİNİ GERİ ÇAĞIRDIĞI BİR SİSTEMİN TARTIŞILMASI GEREKİR”
İktidarın politikalarının halkın iradesini de yok saydığını ifade eden Gürkan, “Halkın iradesinin egemen olduğu, atanmışların seçilmişler üzerindeki vesayetinin kaldırıldığı bir sistemin tartışılması gerekiyor. Valisinden, kaymakamına, yargısına kadar bürokrasinin seçimle iş balına geldiği, görevini hakkıyla yerine getirmeyenlerin geri çağrılma yetkisinin halkta olduğu bir rejimi tartışmaya açıyoruz. Çünkü tek adam yönetiminin iki dudağı arasında kayyum rejimi işletilmekte. Bu kayyum rejiminin karşısında halk rejiminin söz sahibi olması gerekir. Devlet karşısında halkın söz söyleme hakkının olduğu bir siyasi rejim olması gerekir” dedi.
“MÜCADELENİN YOLUNU İŞÇİLER GÖSTERİYOR”
Demokratikleşme hak ve özgürlüklerinin garanti altına alındığı bir program etrafından demokrasi güçlerinin birlikteliğini tartıştıklarını ifade eden Gürkan, “Aralıktan beri artan işçi hareketi küçük küçük de olsa kazanmanın yolunu bize gösteriyor. 15-16 Haziranların değiştirici etkisi, 12 Eylül karanlığını dağıtan Bahar Eylemlerinin ve Büyük Madenci Yürüyüşünün değiştirici gücü, Tekel işçilerinin 78 günlük direnişi, Kürt halkının kendi taleplerini kazınmak için ısrarlı mücadelesi ülkenin siyasi mücadeleler tarihinde yerini almıştır. Kadınların hak eşitliği mücadelesi, üretici köylülerin maden şirketlerine karşı verdiği mücadeleler yararlanmamız gerek önemli deneyimler olarak önümüzde durmaktadır” dedi.
Bunların bir siyasi program etrafında emek güçlerinin mücadele ortaklığı ile sağlanabileceğini söyleyen Gürkan, “Tartışmalarımız bir sandık ve seçim tartışması değil. Ülkenin kaderinin işçi ve emekçi sınıflar lehine, ezilen hakların ve inançların, kadınların çıkarları ve talepleri doğrultusunda yeni bir düzenin inşası, yeni bir rejimin inşası tartışmasıdır yürüttüğümüz tartışma. Emek Partisinin bildirgesinin ortaya koyduğu ihtiyaçlar temelinde diğer emek ve demokrasi güçleri ile ortaklaşacağımız birlikteliklerimizin siyasi program etrafında ittifak gücüne dönüşmesi, ittifak gücünün ülkenin kaderini değiştirmesi yönünde çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi. (Mersin/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et