2 Nisan 2022 00:44

Ressam Haydar Özay: Geleceğe taşınmasını istediğim konuları seçiyorum

Kadir İNCESU

Ressam Haydar Özay’ı tematik resimleriyle tanıyoruz. Son dönemde Nâzım Hikmet, Karl Marx ve Engels gibi isimlerin resimlerini yaptı. Şimdi de Aşık Veysel resimleriyle karşımızda. Aşık Veysel resimlerinden oluşan yeni sergisi Cemal Reşit Rey’de sanatseverlerle buluşmaya devam ediyor. Özay’la yeni sergisini ve tematik resimlerini konuştuk.

"HALK MÜZİĞİ KOLEKSİYONU OLUŞTURACAĞIM"

Tematik çalışmalarımızla tanınan bir ressamsınız... Tematik çalışma yapacağınız isimleri nasıl belirliyorsunuz?

Çocukken sevdiğim kitaplar, Ağrıdağı Efsanesi gibi…  Büyük devrimciler, Rosa Luxemburg, Engels gibi. Gezi Resmi gibi, 6 Mayıs 1972 gibi… Evrensel kültürün edebi değerleri, Goethe’nin Faust’u gibi, Nâzım Hikmet gibi… Geleceğe taşınmasını, hiç unutulmamasını dilediğim, hep hatırlanmasına mütevazı katkımın olacağına inandığım başlıkları ve konuları seçiyorum.

En son Aşık Veysel üzerine yaptığınız resim sergisi sanatseverlerle buluştu. Neler hissediyorsunuz?

Aşık Veysel resimleriyle beraber halk kültürüne olan sevgiye bir kez daha tanık olmak beni mutlu etti. Aşık Veysel resimlerime devam ediyordum ve devam etmem gerektiğini derinden hissettirdi bu atmosfer bana. Bir zaman sonra şöyle devam edeceğim. Pir Sultanlardan, Karacaoğlanlardan Muhlis Akarsulara, 20. yüzyıla kadar belki 50 halk ozanını resmetmek istiyorum. Bu toplama büyük sesleri ekleyerek, Ruhi Su gibi… Bazı türkülerin çok özel yorumcularına kadar resim sanatının gücüyle 100 resimlik büyük bir halk müziği koleksiyonu oluşturacağım.

"SAZI HEP ELİNDE, HEP YANI BAŞINDA"

Resimlerinizde Aşık Veysel’in hangi özelliklerine dikkat çekiyorsunuz?

Yoksulluklar içinde bir Anadolu köyünün ve köyü çevreleyen bozkırın biçimlendirdiği Sivaslı Büyük Halk Ozanı Aşık Veysel’le ilgili sıra dışı resimler bunlar... Sergideki resimlerimde sazından ayrı düşünülmeyen bir Veysel var. Buğday başaklarına dokunurken ozan, sazından azıcık uzakta bile söyleyeceklerini sazıyla birlikte düşünür gibi... İster tahta beşiklerle, kağnılarla, köylüleriyle çevrelenmiş olsun, ister “gurbet ellerde” olsun, “dert ortağı” sazı hep elinde, hep yanı başında...

Çiğdem çiçeği, kuşburnu, meşe yaprakları ve buğday başaklarıyla çevrelenmiş bir Veysel resmedilmiş. Köylülerin kara topraktan yaptığı hasattan, Veysel’in türkülerine yükselen, Veysel’ce saza, söze dökülenlerin ressamca anlatımı var bu eserlerde... Ressamın resimlerinde, türkülerin sözleri gerçeğe dönüşmektedir sanki “Ben bir insanoğlu sen bir dut dalı” diyen ozanın sazının yapıldığı dut ağacının yaprağı ve meyvesi görülürken, yine aynı türkünün sözlerinden bir başka imge resimde yer bulur kendine “Sazım bu sesleri turnadan mı aldın?​” diye soran Veysel’in sazı üstünde uçan bir turnayı görürüz.

Ekin tarlalarında Veysel… Hep köyünde kalmak, köylüleriyle yaşamak isteyen Veysel. Tahta bavuluyla bekleyen, karda kışta yollara düşen, gaz lambalı, toprak evlerde, harmanda, baharda Veysel.  Bütün bunlar hep hatırlansın istiyor. Ve bir ressam hep hatırlıyor Aşık Veysel’i resimleriyle...Yoksunluklarla dolu “bir küçük dünyası” ile hayatımıza büyük değerler katan Veysel’i anlatıyor. İnsanlığın acılarını duyan, duyurmak isteyen, dinleten ve artık bugün, dünyanın ölümsüz türkülerine dönüşmüş bir doğa gücü olan Veysel’i tanıyoruz. Bir resimden diğerine bağlanan her bir resim, yoğun duygusallıklarıyla resim dünyasında rastlanmayan, özgün ve benzersiz bir Aşık Veysel sembolizmine dönüşüyor.

"DENİZ, YUSUF VE HÜSEYİN ANISINA SERGİ HAZIRLANIYORUM"

Üzerine çalıştığınız projeler neler?

Bir tarih ressamı olmanın yanı sıra edebiyatın, şairlerin, tiyatronun ressamı olarak da adlandırılabilecek bir tutkuyla resimlerime durmaksızın yepyeni başlıklar eklemeye çalışıyorum. Nâzım Hikmet için yaptığım resimler ve sergilerden sonra, Büyük Halk Romancısı Yaşar Kemal’den Ağrıdağı Efsanesi ve İnce Memed’den resimlerle devam ettim, ediyorum. Şimdi Büyük Halk Ozanı Aşık Veysel’in CRR’deki 16 resimlik bu ilk sergisi yeni sergilerle devam edecek. Tekrar tekrar eski çalışmalarıma dönüyorum. Büyük Macar Şair Sandor Petöfi resimlerim de öyle, Bir ay sonra tekrar çalışacağım onlara. 2023’te Türkiye’de ve dünyada çoğunlukla Aşık Veysel ve Sandor Petöfi sergilerime yoğunlaşacağım. 6 Mayıs’ın 50. yıl dönümü için Deniz, Yusuf ve Hüseyin anısına bir sergi için hazırlanıyorum.

MELANKOLİ RESMİ’NDEN AŞIK VEYSEL’E

Bugüne kadar yaptığınız çalışmalardan söz eder misiniz?

1969’da Erzincan’da doğdum. 1973’te ailemle İstanbul’a göç ettim. 1988’de Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümüne girdim.1996’da MSÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü Neş’e Erdok Atölyesinden mezun oldum. 2001’de MSÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümünde Yüksek Lisans yaptım: “Resim Sanatında Melankoli” ve aynı yıl Melankoli Resmi’ni tamamladım. Melankoli Resmi ile başladığım dev tuvallere, kendi atölyesinin dışında da atölyeler oluşturarak devam ettim. 2005’te Aksaray’da bir sendikaya yaptığım bir duvar resmiyle büyük resimlerini yapmayı sürdürdüm. 2006’da metruk Şan Tiyatrosu sahnesine gerdiğim 70 metrekarelik Büyük İstanbul Resmi’ni tamamladım. 2007’de bu resmin çok özel tasarımı ve boyutu ile hatırlanan “Şan Tiyatrosunda Büyük İstanbul Resmi” kataloğunu yayımladım.

2007’de Lidia Ferrara’nın Haydar Özay’a ithaf ettiği İtalyanca “Wonder- Il pittore della impalcatura”, “Mucize- İskele Ressamı” adlı şiiri, 2009’da Roma’da Villa Celimontana’da “Video-poem” olarak sergilendi. 2008’de Palaspandıraspera (5x 10 metre) resmini, 2010’da 40 parçalık devasa boyutlarda olan Kağıt Akrilikler resmini bitirdim ve Çanakkale Bienali’nde 20 parçası sergilendi. 2014-2015 yılları boyunca, Mimarlar Odası terasında kurduğum atölyede 50 metrekarelik (5x10 metre) Gezi Resmi’ni tamamladım. Ressam Haydar Özay’ın resimlerinin yapım öyküsü ile Erzincanlı ailemin öyküsünün birlikte anlatıldığı Türkçe ve İngilizce biyografisi 2016’da yayımlandı. (Gezi Resmi, Gezi’nin Eseri Dev Bir Tablo, The Painter of Gezi, Eternal Painting Gezi).

2016-2018 yılları arasında dünya tiyatro klasiklerinden Ibsen’in Peer Gynt’ü ve Goethe’nin Faust’u için 100 kadar resim yaptım. 2018’de Karl Marx’ın 200. doğum yılı anısına yaptığım resimler Almanya’da büyük beğeni ile karşılandı.2020’de Engels’in 200. doğum yılı anısına, 2021’de Rosa Luxemburg’un 150. doğum yılı anısına resimler yaptım. Bu tarihten sonra da, sanat ve siyasette Türkiye ve dünya tarihine mal olmuş pek çok kişiliğin resimlerini yapmaya devam ettim. 2018’den 2022’ye, şiire ve şairlere olan ilgimi 19. yüzyılın Büyük Macar Şairi Sandor Petöfi için yaptığım resimlerle devam ettirdim. 100 parçalık Nâzım Hikmet resimlerini İstanbul, Ankara ve Berlin’de toplamda 6 kez sergiledim. Nâzım Hikmet resimlerimden ikisi PTT pulu olarak basıldı.  Yapılışından yaklaşık 20 yıl sonra Melankoli Resmi’ni 3 farklı sergide yeni sanatseverlere sergiledim. Resimlerim Türkiye’de ve yurt dışında poster, kartpostal, dergi ve kitap kapaklarında basıldı. Çok sayıda kişisel serginin yanı sıra karma sergilere de katıldım.

Büyük Şair Nâzım Hikmet’in “Karlı Kayın Ormanı”, “Masallarım Masalı” ve “Salkımsöğüt” şiirlerinden yaptığım resim dizilerine ara vermeksizin, Büyük Halk Romancısı Yaşar Kemal’in Ağrı Dağı Efsanesi ve İnce Memed romanlarından resimlemelerine devam ettim. Bunlara Yaşar Kemal portrelerini de ekledim. Hemen ardından Büyük Halk Ozanı Aşık Veysel’in yaşamından, türkülerinden etkilenerek yaptığım resimlerine de benzer sevgi ve adanmışlıkla çalıştım ve çalışmaya devam ediyorum. 1998 yılında Özgür Üniversitede kurduğum resim atölyesinde resim derslerine devam etmekte ve resim çalışmalarımı İstanbul’daki atölyemde sürdürmekteyim.

Evrensel'i Takip Et