22 Nisan 2022 11:19

Boğaziçi akademisyenleri arkalarını 325. kez rektörlük binasına döndü

Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri #KabulEtmiyoruzVazgeçmiyoruz diyerek arkalarını 325. kez rektörlük binasına döndüler.

Fotoğraf: Can Candan

Paylaş

Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri haftanın her iş günü olduğu gibi bugün de 12:15’’te #KabulEtmiyoruzVazgeçmiyoruz diyerek arkalarını 325. kez rektörlük binasına döndüler.

Akademisyenler nöbet boyunca ellerinde “Kabul Etmiyoruz” “Vazgeçmiyoruz” ve “Özerk, Özgür, Demokratik Üniversite” yazan dövizler taşıdılar. 

Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri 325. nöbetlerinin ardından haftanın her son iş gününde olduğu gibi haftalık açıklamalarını okudular. 

Açıklama metni şu şekilde: 

"Bugün 22 Nisan Cuma. Nöbetimizin 325., direnişimizin 474. günündeyiz. Sizlere basının hâlen alınmadığı, çevresinde polisin ağır silahlarla devriye gezdiği, her köşesinin kameralarla, özel güvenlik güçleri ve sivil polislerce denetlenmeye çalışıldığı, girişlerine yüksek demir parmaklıkların yerleştirildiği kampüsümüzden sesleniyoruz.
 
Bugünkü nöbetimizde Galatasaray ve Orta Doğu Teknik Üniversitelerinden meslektaşlarımızla beraberiz. Özgür, özerk ve demokratik üniversite mücadelemiz birbirimize verdiğimiz destekle devam ediyor; bugün bizlerle Güney Meydanı paylaşan ve dayanışmamıza güç veren tüm meslektaşlarımızı selamlıyoruz. Nöbetlerimize verilen destek, gündelik olarak sürdürdüğümüz bu sembolik eylemin içeriğine dair de açık bir mesaj veriyor: burada sırtımızı dönerek sessizce protesto ettiğimiz yalnızca siyasi bir projeye hizmet ederek kurumumuzu tehlikeye atan mevcut Boğaziçi Üniversitesi yönetimi değil; sırtımızı döndüğümüz, aynı zamanda akademik özgürlükleri ve liyakat esaslarını ortadan kaldıran, Türkiye’de yükseköğretimdeki çöküşün sorumluluğunu taşıyan tüm kişi ve kurumlardır.
 
Naci İnci ve kadrosunun üniversitemize dayatmaya çalıştığı keyfi ve otoriter yönetim modeline karşı, birimler, kurullar ve komisyonlar bazında temel akademik ilkelerimizi ve işleyiş prensiplerimizi savunmaya devam ediyoruz. Kayyım yönetimi, ilgili birimlerin talebi ve onayı olmadan atamalar yapıp kadro ilanları açarak, hayalindeki işgal düzenine dışarıdan destek devşirmeyi hedefliyor. Diğer yandan da Boğaziçi Üniversitesine özgü yatay ve tabandan işleyiş mekanizmasının yapı taşları olan komisyonlara doğrudan müdahale ediyor. Bazı komisyonlar tamamıyla lağvedilirken kimi komisyonların üyeleri de çalışma süreleri dolmadan, habersizce ve gerekçesiz şekilde, yalnızca Naci İnci’nin keyfî kararlarıyla görevlerinden alınıyor. Önceki dönemlerin senatoları tarafından belirlenmiş çalışma yönergelerini yok sayan ve üniversitemizin demokratik yönetişim modelini etkisiz kılmayı hedefleyen bu hukuksuz müdahaleleri kabul etmiyoruz, bir an önce son bulmasını talep ediyoruz.
 
22 Ekim 2021 tarihinde Güney Kampüste öğrencilerin kurduğu nöbet çadırlarının özel güvenlik birimlerinin müdahalesiyle kaldırılmasını takiben 45 öğrencimiz çevik kuvvet ekiplerince şiddet kullanılarak gözaltına alınmıştı. Bu barışçıl protesto eyleminden dolayı ağır ceza mahkemesinde yargılanan öğrencilerimiz bugün Çağlayan’da hâkim karşısına çıkıyor. Bu davada da adil yargılanma talebimizi tekrar ediyor, davanın beraatle sonuçlanmasını bekliyoruz. Naci İnci yönetiminin öğrencilerimize yönelik hoyrat ve düşmanca muamelesi gençlerin eğitim hayatlarını ve gelecek umutlarını gölgeliyor. Atanmış yönetim, açtığı disiplin soruşturmaları, tarafı olduğu ceza davaları ve kendisine bağlı sivil polis gruplarının tacizleriyle öğrencilerimizi sürekli bir baskı ve korku ortamında yaşamaya zorluyor. Öğrencilerin akademik ve sosyal hayatına kast eden, üniversitemizi çölleştirmeyi hedefleyen bu sindirme politikalarına karşı mücadelemiz aynı kararlılıkla devam edecek.
 
Gayrimeşru yönetimin üniversitemize yönelik baskıcı ve pervasız müdahaleleri, kurumumuzun gündelik işlerliğine ve altyapısına da ciddi zararlar verme riski taşıyor. Bilgi İşlem Merkezimiz, kurumumuzu hiç tanımayan, üniversite işleyişi ile ilgili hiçbir deneyimi olmayan Üsküdar Belediyesinden bir yetkiliye teslim edildi. Çok kısa süreli ve planlı kesintiler dışında verdiği hizmetin asla aksamaması gereken bir birim olan BİM'in 1 Haziran'da Kandilli’ye taşınması planlandığı duyuluyor. Ancak Naci İnci ve kadrosu, uzun bir hazırlık süreci gerektiren bu konuda herhangi bir bilgilendirme yapmamakta ve Bilgisayar Mühendisliği Bölümü hocalarının uyarılarını dikkate almamakta ısrarlı. Tüm üniversite bileşenleri adına uyarıyoruz: Bilgi İşlem Merkezinin ilgili birim ve uzmanlara danışılmadan, ani ve plansız bir şekilde yer değiştirmesi üniversitemizdeki tüm hizmetlerin kesintiye uğraması, tüm öğretim ve araştırma faaliyetlerinin ciddi şekilde aksaması riskini taşımaktadır. Bu tür bir tepeden inme müdahaleden kaçınılmasını, eğer varsa taşınmayla ilgili planların bizlerle paylaşılmasını talep ediyoruz.
 
Her hafta olduğu gibi süregiden hukuksuzluklara dair yaptığımız çağrımızı yineliyoruz: 
 
Üniversitedeki gayrimeşru uygulamalar bir an önce sona ermelidir. Üniversitemizdeki tüm fakülte dekanları ve enstitü müdürleri seçimle göreve gelmeli ve seçilmiş kurullarla denetlenebilmelidir. Şeffaf ve demokratik yollardan belirlediğimiz ve haksızca işlerine son verilen dekanlarımız bir an önce görevlerine iade edilmelidir. Atama ve yükseltme kriterleri hiçe sayılarak, bölüm ve fakültelerin onayı alınmadan, tepeden inme kararlarla yapılan tüm atamalar gayrimeşrudur, geri alınmalıdır. İşlevsizleştirilen Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi ve Cinsel Tacizi Önleme Koordinatörlüğü işinin ehli çalışanlarıyla birlikte bir an önce tekrar faal hâle getirilmelidir. Naci İnci ve yönetimi ile bugüne kadar hukuksuzca kadrolaşmış tüm isimlerin istifasını talep ediyoruz. Fakülte ve bölüm kararları yok sayılarak işine son verilen ve dersleri iptal edilen meslektaşlarımızın haksızca uzaklaştırıldıkları işlerine iade edilmelerini, ayrıca öğrencilerimiz, akademik ve idari personelimiz hakkında mesnetsiz gerekçelerle açılmış tüm disiplin soruşturmalarının geri alınmasını bir kez daha talep ediyoruz. Üniversitemizi yılmadan ve kararlılıkla savunmaya devam edeceğiz. 
 
Türkiye’de özgür, özerk ve katılımcı ilkelere dayalı bir üniversite ideali gerçekleşene kadar,
 
Kabul Etmiyoruz, Vazgeçmiyoruz." (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Aysel Tuğluk için 1000 kadın adalet çağrısı yaptı: "Cezaevinde kalamaz" raporları dikkate alınsın

SONRAKİ HABER

Türk-İş 1 Mayıs kutlamalarına katılacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa