İzmir'de "Yoksulluk, Yolsuzluk ve 1 Mayıs" paneli: Tüm emekçilerin ortak bir programa ihtiyacı var
Evrensel Gazetesi İzmir temsilciliği, "Yoksulluk, Yolsuzluk ve 1 Mayıs" başlığıyla düzenlediği söyleşi Hakkı Özdal ve Bahadır Özgür’ün katılımıyla gerçekleşti.
![İzmir'de "Yoksulluk, Yolsuzluk ve 1 Mayıs" paneli: Tüm emekçilerin ortak bir programa ihtiyacı var](https://staimg.evrensel.net/upload/dosya/209049.jpg)
Fotoğraf: Evrensel
Evrensel Gazetesi İzmir temsilciliği, "Yoksulluk, Yolsuzluk ve 1 Mayıs" başlığıyla düzenlediği söyleşi Hakkı Özdal ve Bahadır Özgür’ün katılımıyla gerçekleşti.
Narlıdere Cemevi’nde düzenlenen etkinlikte ilk sözü Hakkı Özdal aldı. Gezi davasının sonuçlarını değerlendiren Özdal, kışkırtıcı olarak nitelendirdiği kararın önümüzdeki döneme dair çok şeyi barındırdığını söyledi.
“İŞİD’İN ORTAKLARI ALTERNATİF DİYE SUNULUYOR”
Türkiye’de politik yaşamın seçimle sınırlandırıldığını belirten Özdal, “Ekmeleddin İhsanoğlu'nun aday olduğu seçimi tam da bu kaybı gösterir. Tek adam rejimi bu seçimden sonra kendine yer buldu.
‘Seni Başkan yaptırmayacağız” sözüyle Demirtaş’ın ve geziden gelen toplumsal itirazdı. Yaşam biçimine müdahalelere, ekolojik kıyımla kurulmak istenen ekonomi politikalarına karşı bir itirazdı. Bu itirazları İŞİD ile yapılan işbirliği ve açık kapı politikasıyla bastırmak istediler. Bu sürecin mimarları, bugün muhalefetin masasında alternatif olarak sunuluyor” diye konuştu.
“MUHALİF GÖZÜKEN SERMAYE KAZANDI”
Türkiye’de fiili bir olağanüstü hal yönetiminin sürdüğünü belirten Özdal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu süreçlerde seçimlerde yapılan hilelerle kurulan başkanlık sistemini kabul ettiler. Bunun ekonomik sonucunun en önemlisi halkın yoksullaşması oldu. 2013’ten sonra kaynak bulamadılar. Ekonomik politikaları değiştirirken yalpaladılar. Makas değişiklik ihtiyaçlarını bakanı Albayrak’ı değiştirdi. Türkiye’deki ulusal sermayeyle iyi ilişkiler yürütebilecek gücü ancak dört ay dayanabildi. Doların yükselmesine karşı kur korumalı bir mevduat sistemi kurarak doları durdursalar da enflasyonun yükselmesini önleyemiyorlar. Aynı zamanda Erdoğan’a muhalif gibi gözüken sermaye bu durumdan kazanmaya devam ediyor.”
20 yıllık iktidara karşı, muhalefetin Türkiye’nin tüm dönüşüm umudunu seçime bıraktığını söyleyen Özdal, 1 Mayıs’a giderken tüm emekçilerin, ortak programa ihtiyacı olduğunu vurguladı.
“ORTA SINIF HIZLA YOKSULLAŞIYOR”
Söyleşiye konuk olan Bahadır Özgür ise konuşmasında, seçimden sonra bizi nasıl bir Türkiye’nin bekleyeceğini tarif etti.
Yoksulluğun herkese yansıdığını ve Türkiye’de dışarıdan sermaye girişi olduğu müddetçe bu krizlerin devam edeceğini söyleyen Özgür, “AKP döneminde sermaye tarafında kriz yok, Pandemi döneminde bile ekonominin yükseldiğini görüyoruz. İstihdam, tüm çalışma alanlarını kapsar. Türkiye’de 63 milyondan yarısı çalışıyor. Bunun 5 milyonu kamu. Ücretli emek dediğimiz kesim, işçi sınıfı dediğimiz kesim 13.8 milyon. Ücretli emekte bir düşüş görünmüyor. işsiz kalan kesim orta sınıf. Daha önce hiçbir krizin etkilemediği bu kesim, işsizleşiyor. Bununla beraber hızlı yoksullaşma yaşanıyor. AKP nüfusun büyük bir kesimini ücretli emeğe mahkum etti. Eğitim aldıkça yoksullaşmışım bir dönem yaşanıyor” diye kaydetti.
“SERMAYEYE KÂR TRANSFERLERİ DEVAM EDİYOR”
Türkiye’de neoliberal politikaların sonuçlarının yaşandığını, toplumda yoksullaşma derinleşirken, AKP’nin sermayeye kâr transferlerini devam ettirdiğini ifade eden Özgür şunları söyledi: “Siyasi İslam çok korkunç bir yönetim. Türkiye’de daha önce hiç yaşanmayan sınıf çelişkileri doğdu. Doğayı tahrip etmeden bir sermeye sağlayamıyor, örneğin. İşçi sınıfı dayatılan asgari ücretlere, yoksullaşmaya karşı direniyor. Ana muhalefet partisi seçildiğinde liyakatı kaldıracağını söylüyor. 5 milyon kamu emekçisi varken, ne kadar istihdam sağlanacak, bunu açıklamasını yapamıyor. Türkiye’nin sermayesinin aldığı yol böyleyeyken, AKP’nin gitmesiyle değişmeyecektir. Tüm bunların emek-sermaye çatışmaları olarak farklı farklı normlarda çıkacak karşımıza.” (İzmir/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et