28 Mayıs 2022 12:31
/
Güncelleme: 29 Mayıs 2022 10:19

Çocuğunu istismar eden eşiyle aynı evde yaşamak zorunda bırakıldı

İstismar ve şiddet faili eşiyle aynı evde 3 çocuğuyla yaşamak zorunda bırakılan kadın yardım istedi: “Çocuklarımı öldürmekle tehdit ediyor. Can güvenliğimiz yok, diken üstündeyim.”

Çocuğunu istismar eden eşiyle aynı evde yaşamak zorunda bırakıldı

Fotoğraf: Şehlem Kaçar/csgorselarsiv.org

Gözde MEYDAN
Kocaeli

Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde 20 yıllık evli bir kadın, daha önce kızına istismarda bulunduğu için şikayetçi olduğu eşiyle aynı evde yaşamak zorunda kalıyor. Kocaeli Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneğine başvuran kadın, “Çocuklarımı öldürmekle tehdit ediyor. Ne benim ne de çocuklarımın can güvenliği var. Bize yardım edin” diyerek çağrıda bulundu.

Kızının istismar edildiğini öğrenen kadın şikayetçi olduğunu fakat tehditler sonucu şikayetini geri çekmek zorunda kaldığını belirterek;  “Bir gün kızım ve babası motorla bir yere gidiyorlar, ıssız bir yoldan geçerken kızımı orada taciz ediyor ve kimseye söylememesi için para veriyor. Eve geldiklerinde kızımdaki parayı görünce sordum, bu nereden çıktı, normalde baban bu kadar harçlık vermez diye. Kızım ağlamaya başladı ve her şeyi anlattı. Beynimden vurulmuşa döndüm. Çocuklarımı da alıp İstanbul’a gittim, şikayetçi oldum ve kadın sığınma evine yerleştirildik. Bu süreçte şikayetimiz nedeniyle 1 ay hapis yattı. Sığınma evinde kalırken, ailesi tarafından adresim bulundu ve şikayetimi çekmezsem öldüreceklerini söylediler. Korumasız kalmıştık, adresimizi öğrenmişlerdi. Mecburen şikayetimi geri çektim” dedi.

"BİR GÜN YA BENİ ÖLDÜRÜRSE?"

Şikayetini geri çektikten sonra Gölcük’e yerleştiklerini ve eşiyle aynı evde yaşamaya başladıklarını ifade eden kadın, “Tekrar şikayetçi olursam beni ve çocuklarımı öldürmekle tehdit ediyor. Evden tek başıma çıkmama da izin vermiyor. 2 hafta önce çalıştığım işyerinden zorla sürüye sürüye eve getirdi. İşe gitmeme izin vermiyor, kendisi de çalışıyor, işi bıraktı. Bütün gün evde oluyor ve nadiren dışarı çıkıyor. İstismara uğrayan kızım ve diğer iki çocuğum ile beraber bu adamla aynı evde yaşamak zorunda kalıyoruz. Hem fiziksel hem de sözlü şiddete uğruyorum.  Kafamdan aşağı kaynar su dökmeye kalkıştı, engel oldum. Çocuklarımın bu adamla yalnız kalmaması için her şeyi yapıyorum ama nereye kadar? Bir gün ya beni öldürürse?​” diye konuştu. 

"YARDIM EDİN, ÇOCUKLARIMLA BİR HAYAT İSTİYORUM"

Gölcük’te şikayetçi olmak için karakola gittiğini ama güvenliğinden endişe duyduğu için şikayetçi olmadığını belirten kadın: “Karakolda ‘Kocanın ifadesi alınır, serbest bırakılır’ dediler. Savcılığa gitsem de uzaklaştırma kararı verirlermiş. ‘Boşanma davası açarsan seni de çocuklarını da öldürürüm’ diye tehdit eden adam o kararı dinlemez ki. Sığınma evini de bulacaktır, daha önce de buldular. Çocuklarım 12 yaşından büyük olduğu için yanıma alamayacağım. Can güvenliğimizi sağlayın, ben çocuklarımla birlikte yeni bir hayata başlamak istiyorum” dedi.

Selda Arslan

Selda Arslan | Fotoğraf: Gözde Meydan / Evrensel

KOCAELİ EKMEK VE GÜL KADIN DAYANIŞMA DERNEĞİNE BAŞVURDU

BU olayda kadına ve çocuklara yönelik işlenen suçlardaki cezasızlık politikasının sonucunun en ağır şekilde yaşandığına dikkat çeken Kocaeli Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Selda Arslan şunları söyledi: “Derneğimize başvuran can güvenliği nedeniyle adını paylaşamadığımız bu kadın arkadaşımızın ve çocuklarının güvenliği sağlanmalıdır. Aynı evin içerisinde her an her dakika ölümle tehdit edilen bir kadın ve 3 çocuğundan söz ediyoruz. Biz dernek olarak bu sürecin hem takipçisi olacağız hem de kamuoyuna duyurulmasını sağlayacağız. Başta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Kocaeli Emniyeti olmak üzere tüm resmi kurumları göreve davet ediyoruz” dedi.

HABERİMİZİN ARDINDAN BAKANLIK HAREKETE GEÇTİ

Haberimizin ardından, Bakanlık ve polis harekete geçti. Kocaeli Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneğine ulaşan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı yetkilileri, kadın ve çocuklarını koruma altına alacaklarını ifade etti. Dün (28 Mayıs) akşam saatlerinde Gölcük’te yaşayan ailenin evine giden polis, faili gözaltına aldıklarını ve savcılıktaki işlemlerinin devam ettiğini ifade etti.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İhyanın aslı

İhyanın aslı

Maraş depremlerinin ardından geçen iki yılda ne yiten on binlerce canın hesabı sorulabildi ne de kalanların bir derdine derman olundu. İki yıl sonra iktidar, ”Asrın İhyası” sloganıyla toplumu aldatmaya çalışıyor. Oysa asıl ihya ihaleler, inşaatlar, rezerv alan ilanları, teşvikler, vergi indirimleriyle, depremi gerekçe eden siyasi baskılarla geldi.

Teslim edilen konut sayısı ihtiyacın 3'te biri.

Deprem bölgesinde 'rezerv alan' kılıfıyla halkın evleri, arsaları gasbedildi.

Deprem işçiye yoksulluk, sermayeye 'fırsat' oldu.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Sezgin Tanrıkulu: "Depremin maliyetini en aza indirmek için her ay vergi veriyoruz. Nereye harcandığını bilmiyoruz"

Evrensel'i Takip Et