Av. Koçak: AKP, İstanbul Sözleşmesi’nin ruhuyla kavgalı
AKP’nin İstanbul Sözleşmesi’nin ruhu ve felsefesiyle kavgalı olduğunu belirten Avukat Yelda Koçak, “Mücadeleden başka bir seçenek yok. Danıştay'da görülecek davalarda yan yana olmalıyız” dedi.
Yelda Koçak | Fotoğraf: MA
Esra Solin DAL
Türkiye, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının ardından pek çok kadın, kadın örgütü, baro, çeşitli kitle örgütü, sendikalar ve siyasi partilerin, yürütmenin durdurulması ve kararın iptali talebiyle açtığı 200’e yakın davaya ilişkin duruşmalardan 10’u 28 Nisan’da Danıştay 10’uncu Dairesinde görüldü. “Vazgeçmiyoruz” diyerek her platformda İstanbul Sözleşmesi’ni sahiplenen kadınların, 26 ayrı başvurusuna dair duruşmalar ise 7, 14 ve 23 Haziran’da görülecek.
Danıştayda görülen davalara ilişkin Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) Üyesi Avukat Yelda Koçak değerlendirmelerde bulundu.
"28 NİSAN TARİHİ BİR GÜNDÜ"
Kadınlar için hayati öneme sahip olan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararına karşı açılan davaların ilkinin görüldüğü 28 Nisan’da tarihi bir gün yaşandığını belirten Koçak, “600 kişilik konferans salonunu hınca hınç doldurduk. 28 Nisan’daki duruşmada bir kez daha bu çekilme kararının hukuka aykırı olduğu, Anayasa’nın çok açık bir şekilde Cumhurbaşkanına düzenlemeler içeren uluslararası sözleşmelere karşı imza yetkisi vermediği görüldü. Anayasa’da açık bir hüküm var. Anayasa’nın 90’ıncı maddesinde, ‘Meclis onayı ile yürürlüğe giren uluslararası sözleşmelerden yine Meclis kararıyla çıkılabilir’ deniliyor. Bunların tek tek altını çizerek, anlattık ve görülecek davalarda anlatmaya devam edeceğiz” dedi.
"CUMHURBAŞKANLIĞI KARARININ İPTALİNİ TALEP EDİYORUZ"
Cumhurbaşkanının İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin tek başına aldığı kararı “yetki gasbı” olarak değerlendiren Koçak, iktidarın sözleşmenin aleyhine yürüttüğü kara propagandanın kadınların mücadelesiyle boşa çıkarıldığını söyledi.
28 Nisan’daki duruşmada kadınların sözleşmenin gerekliliğine ilişkin görüşlerini dile getirdiğini belirten Koçak, “Her sene iktidar kadına yönelik şiddeti önlemeye dönük birtakım düzenlemeler getiriyor. Buna rağmen kadın cinayetleri her geçen gün artıyor, keyfilik artıyor. Çünkü şiddetin kaynağına inilmiyor. İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmamasının şiddeti nasıl etkilediğine değindik. Bu sorunların nasıl çözülmesi gerektiğine ilişkin sözleşmenin bir yol haritası olduğunu ve devlete önemli görevler verdiğini söyledik. Önümüzdeki hafta görülmeye başlanacak davalar üçe bölündü ve davanın esasına ilişkin talep dilekçelerinin duruşmaları olacak. Bu duruşmalardan sonra karar açıklanacak. Yani taleplerimiz çok net. Cumhurbaşkanlığı kararının iptalini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
"KADINLAR İÇİN KRİTİK GÜN"
Duruşmalara katılımın önemine vurgu yapan Koçak, EŞİK olarak tüm kadınlara 7, 14 ve 23 Haziran tarihlerinde görülecek duruşmalara katılım çağrısında bulundu. “Bu günler bizim için kritik günler” diyen Koçak, “Savcı mütalaaları bizim lehimize ancak daha önce yürütmeyi durdurma talebini reddeden heyet davaya bakıyor. Bu ülkede verilen kararların hiçbiri maalesef hukuki dayanaklarla verilmiyor. Toplumsal muhalefet ne kadar güçlü ve bir aradaysa, ne kadar yüksek sesle talebini dile getirirse karar o yönde veriliyor. İstanbul Sözleşmesi de böyle bir davadır. Haklılığımızı ve gücümüzü göstermek açısından da önemli bir gün olduğunu düşünüyorum” dedi.
Kadına yönelik şiddetin temelinde toplumsal cinsiyet eşitsizliği olduğunu belirten Koçak, “İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddetle mücadele için öncelikle toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle mücadele edilmesi gerektiğini vurgular. 2010 yılından beri özellikle yüksek sesle söylenen ‘Kadın-erkek eşit değil. Hiçbir şekilde eşit olamaz’ gibi söylem ve devamında yürütülen politikalar kadın erkek eşitliğine karşı bir politikadır. AKP, bu yüzden kadın erkek eşitliğini ön plana çıkaran, bunun için devlete görev ve sorumluluk yükleyen bir sözleşmeden çıkmak istiyor. Bu tesadüf değil AKP’nin doğasıyla örtüşüyor” diye belirtti.
İKTİDAR SÖZLEŞME İLE KAVGALI
İktidarın dünyada yükselen cinsiyetçi, muhafazakar, sağ popülist söylemlerle örtüşen politikalar yürüttüğüne işaret eden Koçak, şöyle dedi: “AKP-MHP ittifakı, bu politikaları daha çok LGBTİ+ karşıtlığı, kadın erkek eşitsizliği, göçmen ve mülteci karşıtlığı ile yapıyor. Bugün İstanbul Sözleşmesi’ne karşı olanlar aynı zamanda LGBTİ+lara eşit yurttaşlığa da karşı. Cumhurbaşkanı kendisi ‘kadın-erkek eşit değil’ diyor ve buna karşı politikalar üretiyor. İşte İstanbul Sözleşmesi’nin önemi burada ortaya çıkıyor. AKP aslında İstanbul Sözleşmesi’nin ruhu ve felsefesiyle kavgalı. Bir yandan sözde yasa ve genelgelerle kadına yönelik şiddetle mücadele ettiğini söylüyor diğer yandan da sözleşmeden çekilmek için her türlü çabayı gösteriyor. Bu da iktidarın kadın politikaları konusunda samimi olmadığını çok net gösteriyor. İktidar, İstanbul Sözleşmesi’ne savaş açtı. Bunun altında yatan nedenler ise şöyle; İstanbul Sözleşmesi kadına yönelik şiddetin kaynağını çok iyi tespit ediyor, bu nedenle iktidar sözleşmeden çıkmak istiyor. Çünkü İstanbul Sözleşmesi eşitlik temelinde kurulmuş ve somut olarak devlete bu görevi yüklüyor. Devletin neler yapması gerektiğini anlatıyor. Öncelikle şiddete karşı önleyici politikalar geliştirmek gerektiğinden bahsediyor. Şiddet tehdidi baş gösterdiğinde kişinin korumaya almasını görev olarak belirliyor. Devletin, etkili kurumlarla birlikte iş birliği yapması gerektiğini bir ödev olarak yüklüyor ve AKP bundan kaçmaya çalışıyor.”
ÖRGÜTLÜ MÜCADELE
Tüm bu saldırılara karşı örgütlü bir mücadelenin yürütülmesi gerektiğini vurgulayan Koçak, sözlerini söyle sonlandırdı: “Kadınların örgütleriyle, siyasi partilerle, AKP politikalarına ‘dur’ diyecek siyasetçilerle buluşmak gerekiyor. Sivil toplum kuruluşları, dernekler, meslek örgütleriyle kısacası bizi bir arada tutacak olan şey mücadelemizdir. AKP politikalarına ‘dur’ demek ve buna karşı mücadele etmek durumundayız. Buna takipte olmak gerekiyor başka bir seçeneğimiz yok. Haziran’da görülecek davalarda beraber yan yana katılım sağlamamız gerekiyor. Herkesi o gün Danıştaya bekliyoruz.”
ÖNCE ÇOCUKLAR VE KADINLAR DERNEĞİ: DANIŞTAY'DA OLACAĞIZ
Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararına karşı açtıkları davaya ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, davanın 7 Haziran’da Danıştay’da görülecek duruşmasına işaret edilerek, "İstanbul Sözleşmesi yaşatır’ demek için orada olacağız. Kadına yönelik şiddet bir insan hakları ihlali ve ayrımcılıktır. Hayatta kalmak için, eşitlik ve özgürlük için, boyun eğmiyoruz” denildi.
Duruşma öncesi Danıştay önünde açıklama yapılacağı kaydedilen açıklamada, “Kadınların yaşam hakkını savunmaya devam edeceğiz. Türkiye’de tek bir kadının bile şiddete maruz kalmayacağı güne dek, buradayız, mücadele edeceğiz. İstanbul Sözleşmesi'ne dokunmayı #AklınızdanBileGeçirmeyin” ifadelerine yer verildi. (Ankara/MA)