Trans öğrenciler kendilerini üniversitede de güvende hissetmiyor
Onur ayında ODTÜ’de konuştuğumuz trans öğrenciler, kampüsün her alanında karşılaştıkları ayrımcılık nedeniyle yaşadıkları zorlukları anlattı.
Sıla ALTUN
Ankara
Onur ayında ODTÜ’de konuştuğumuz trans öğrenciler, kampüsün her alanında karşılaştıkları ayrımcılık nedeniyle yaşadıkları zorlukları anlattı. Öğrenciler yurt, tuvalet, kütüphane ve daha birçok yerde LGBTİ'lerin kendilerini özgür ve güvende hissetmediğini söylerken, öğrenci toplulukları da bu mücadelede dayanışmanın güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
28 Haziran 1969’da gerçekleşen Stonewall ayaklanmalarının yıl dönümü olarak her haziran ayı, onur ayı (Pride) olarak kutlanıyor. LGBTİ’lerin polis şiddetine karşı direndiği Stonewall ayaklanmaları, LGBTİ mücadelesinin dönüm noktasını oluşturuyor. Onur ayını, LGBTİ’lerin talepleri ve mücadelelerini ODTÜ öğrenci topluluklarıyla konuştuk.
ÜNİVERSİTELERDE LGBTİ’LERİN GÜVENLİ BARINMA HAKKI
ODTÜ’de LGBTİ’lerin yaşadığı sorunlardan en önemlisi yurtlarda LGBTİ’ler için güvenli alanlar sağlanmaması. ODTÜ Çevre Topluluğu yurtların cinsiyetçi ve LGBTİ-fobik alanlar olduğunu belirtirken, ODTÜ Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Topluluğu “ODTÜ Yurtları Yönetmeliği’nin 33. maddesi müdür idaresine açıkça öğrencileri yurttan atmak için inisiyatif veriyor, yani transfobilerini/homofobilerini altına saklayabilecekleri bir madde bulunuyor yönetmelikte. Bu da özellikle trans öğrencilerin yurt haklarını talep ve takip etmelerini zorlaştırıyor” dedi.
Konuştuğumuz trans öğrenciler de yaşadıkları zorlukları anlattılar. Hera, trans kadınların erkek yurdunda, trans erkeklerin de kadın yurdunda kalmaya zorlandığını belirterek, “Bu durum kendini yalnız hissetmeye, korkmaya, fobiye, taciz niteliğindeki bakışlara maruz kalma gibi sorunlara yol açabiliyor. Aynı zamanda giydiğimiz kıyafetten ötürü bile yargılayıcı bakışlara maruz kalabiliyoruz, hatta bunun hakkında uyarılabiliyoruz.”
Nesim ise ODTÜ’de kadın yurdunda kaldığını ve bu durumdan rahatsız olduğunu dile getirdi. Daha önce başka trans arkadaşlarının yurt değiştirmek için talepte bulunduğunu ve bir arkadaşının bunu başarabildiğini söyleyen Nesim, diğer arkadaşının yurt değiştirme talebinin reddedildiğini ve yurttan da atıldığını aktardı. Bu nedenle yurda giriş çıkışta dikkat çekmemeye çalıştığını belirten Nesim, insanların kendisine yanlış cinsiyet atamalarından ve şikayet edilerek yurttan atılmaktan çekindiğini söyledi.
LGBTİ’LERİN OKUL OLANAKLARINDAN FAYDALANMASI ENGELLENİYOR
ODTÜ Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Topluluğu, öğrencilerin atanan isimlerinin yazdığı kimliklerden dolayı çeşitli sorunlar yaşadığını, okul girişinde özel güvenlik biriminin kimliğe bakarak LGBTİ öğrencilerin okula girişini engellediğini, kütüphane gibi çeşitli olanaklardan faydalanmalarının önüne geçildiğine dikkat çekti. Çevre Topluluğu ise, LGBTİ’lerin devletin ve rektörlüğün çeşitli yaptırımlarıyla karşı karşıya kalabildiğini söyledi. Toplulukların yaptıkları Queer temalı etkinliklerin ve Onur Yürüyüşü’nün rektörlük tarafından engellendiğini de ekledi.
Nesim, LGBTİ’lerin sıkça nefret söylemine maruz kaldığını ve bu söylemlerin normalleştirilmeye ve meşrulaştırılmaya çalışıldığını dile getirdi. Atanmış ismini kullanmak istemeyen öğrencilerin her öğretmenle iletişime geçmek zorunda olduğunu belirten Nesim, her öğretmenin bu konuda anlayışlı yaklaşmadığını dile getirdi.
Hera ise bir başka önemli sorunu tuvaletlerde yaşadıklarını anlattı: “Okula geldiğim ilk zamanlarda kadınlar tuvaletine girmekten çok çekiniyordum ama erkekler tuvaletine girmeye daha çok çekiniyordum. Ve ikisine de giremeyip gelip yurtta kendi odamızın tuvaletine girdiğim çok oldu. Bir gün cesaretimi toplayıp kadınlar tuvaletine girdim ve biri içeri girdi. Beni gördükten sonra tekrar kapıyı açıp önündeki cinsiyet tabelasına baktı ve bana garip bir bakış attı. Diğer arkadaşlarım da bunun gibi sözlü ve hatta fiziksel tacizlere de maruz kalıyorlar.”
GÜVENLİ ALAN ANCAK DAYANIŞMA İLE KURULABİLİR
ODTÜ Münazara Topluluğundan konuştuğumuz bir öğrenci de kampüslerde güvenli alanın, LGBTİ’lerin insanlardan uzak kişiler olmadığını göstermekle başlayarak kurulabileceğini söyledi. Kampüsteki farkındalığın ve LGBTİ temsiliyetinin dayanışma ile sağlanabileceğini belirten öğrenci, Boğaziçi Üniversitesindeki polis saldırısının karşısında bulunduğunu, yürüyüş ve protesto hakkının anayasal temellere sahip olduğunu, bunun polis şiddetiyle engellenmesinin en basit haklara yönelik suç olduğunu düşündüğünü söyledi.
Çevre Topluluğu ise güvenli alanların yaratılmasında öğrenci topluluklarının etkisine dikkat çekerek, bu alanda mücadele etmiş topluluklar ve LGBTİ’ler ile güvenli alanların kurulabildiğini söyledi. Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Topluluğu ise, “Kampüste güvenli alan LGBTİ+ların birbirleriyle koordine bir şekilde dayanışmasıyla, okuldaki tüm lubunyaları kapsayacak, birbirlerinden yardım istemekten çekinmeyeceği ulaşılabilir dayanışma ağları oluşmasıyla ve elbette içimizde bireysel olarak yardımlaşma ve dayanışma hissini canlı tutmamızla sağlanacaktır” dedi.
Evrensel'i Takip Et