Küçük ülkenin büyük öfkesi: Ekvador halkı bu hükümeti reddediyor
Ekvadorlu Gazeteci Ramiro Vinueza: Hem yerine getirilmeyen vaatler hem de Lasso’nun halk karşıtı politikaları hoşnutsuzluğun gelişmesine ve hükümetin halk tarafından reddedilmesine yol açtı.
Elif GÖRGÜ
İstanbul
Dünyanın ortasında, kuzeyinden güneyine And Dağlarının boylu boyunca uzandığı, kıyıları Pasifik Okyanusu’nun görkemli dalgalarıyla yıkanan, Amazon Havzası’na kendini cömertçe sunan, Ekvador isminde küçük bir ülke var.
Ekvadorlu Komünist Pablo Miranda, kitabında* ülkesini anlatmaya böyle başlıyor. Bitirirken de “Daha kazanmamız gereken çok zafer var” diyor.
O zaferlerin yolunu açabilecek yürüyüşlerden biri de bugünlerde yapılıyor. En önde ülkenin en yoksulları olan yerli halklar, omuz başlarında mücadeleci işçi sendikaları, öğrenciler, eğitimciler, devrimci siyasi partiler… Bugün on ikinci gününe başlayacak olan ve “ulusal grev” adını verdikleri geniş protestoları örgütlüyorlar. Fotoğrafları rengarenk. Gizli bir iple birbirlerine bağlanmış gibi yakın, omuz omuzalar. Bu öfkelerini sokakta örgütledikleri ilk mücadeleleri değil. Çok yürüdüler birlikte, çok hükümdar devirdiler birlikte. Bugün de sadece 13 ay önce iktidara gelen, Eski Bankacı, Yeni Devlet Başkanı Guillermo Lasso’nun politikalarına karşı mücadele ediyorlar.
13 Haziran’da başlayan halk protestolarının kıvılcımını yakan süreci, protestolardaki son durumu ve bundan sonra olabilecekleri Ekvador’da yayımlanan Opcion Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ramiro Vinueza ile konuştuk. Vinueza, hükümetin olağanüstü hal ve kolluk kuvveti gücüyle bastırma girişiminin öfkeyi daha da artırdığını söyledi.
IMF ANLAŞMALARI HALKIN YAŞAMINI KÖTÜLEŞTİRDİ
Ekvador’da bugünkü protesto hareketini ortaya çıkaran sosyal ve politik zemin nasıl oluştu?
Ekvador’un üçüncü büyük bankasının sahibi Guillermo Lasso’nun göreve gelmesinin üzerinden on üç ay geçti. Sonuçları işçilerin ve Ekvador halkının çoğunluğu için felaket oldu. Neoliberal politikaların uygulanması ve IMF ile yapılan anlaşmalar halkın yaşam koşullarını daha da kötüleştirdi, yakıt fiyatlarındaki artış da temel ihtiyaçların fiyatlarını daha pahalı hale getirdi. Yoksulluk oranları yüzde 70’e ulaştı. Açlık binlerce aileyi etkilemektedir. 10 Ekvadorludan ancak 3’ünün yeterli işi var. Sağlık ve eğitim bütçelerinde kesinti yapıldı. 205 bin genç bu yıl üniversitesiz kaldı. Devlet hastanelerinde ilaç yok ve sağlık personeli işten çıkarıldı.
Hükümetin politikası, Lasso ile birlikte yöneten ekonomik güç gruplarını desteklemeyi hedefliyor; meclisteki hükümet yanlısı çoğunluk, neoliberal reform paketinin bir kısmının onaylanmasına izin verdi. Halk temel ihtiyaçları için daha fazla öderken, en büyük şirketler ve bankalar büyük kârlar elde etmeye, milyonlarca dolar vergi muafiyeti almaya devam ediyor. Küçük ve orta ölçekli çiftçiler, serbest ticaret anlaşmaları, kaçakçılık ve yüksek faizle krediler nedeniyle ve devlet yardımı olmadığı için ekonomilerinin çöküşünü izliyor. Hükümet, vergi gelirlerinin yanı sıra petrol satışlarından yaklaşık 9 milyar dolar gelir elde etmesine rağmen, bu kaynakları halkın ihtiyaçlarını karşılamak için değil, sadece dış borçları ödemek için kullanıyor.
Hem yerine getirilmeyen vaatler hem de Lasso’nun halk karşıtı politikaları hoşnutsuzluğun gelişmesine ve hükümetin halk tarafından reddedilmesine yol açtı. Mayıs ayında Ulusal Eğitimciler Birliğinde (UNE) örgütlü öğretmenler, eğitim bütçesini iyileştiren ve öğretmenlere daha iyi maaşlar veren bir yasanın (kısaca LOEI) onaylanmasıyla sonuçlanan bir mücadele verdiler. Bu zafer ülkede genelleşmekte olan mücadele atmosferini canlandırdı.
Protestolara yerli hareketinin öncülük ettiği görülüyor. Başka hangi toplumsal ve siyasi kesimler katılıyor? Bugün öne çıkan talepler neler?
Ekvador Yerli Halklar Konfederasyonu (CONAIE), 13 Haziran’da başlayan süresiz ayaklanma çağrısını 10 maddelik bir platformla duyurdu:
1. Yakıt fiyatlarını düşürün ve dondurun: Bugün dizel 1.50 dolar, ekstra benzin ve ecopaís 2.10 dolar. 1158, 1183, 1054 sayılı Kararnameler yürürlükten kaldırılsın ve sübvansiyona ihtiyaç duyan sektörleri hedefleme sürecine girin: Çiftçiler, köylüler, nakliyeciler, balıkçılar ve diğerleri.
2. 4 milyondan fazla aile için bir yıllık moratoryum ile ekonomik rahatlama, borçların ve faiz oranlarının yeniden müzakere edilmesi.
3. Tarımsal ürünler için adil fiyatlar.
4. İstihdam ve işçi hakları. Halk ekonomisine destek. Ekvador Sosyal Güvenlik Kurumu IESS’ye olan borçların ödenmesini talep edin.
5. Madencilik/petrol çıkarma sınırının genişletilmesine ilişkin moratoryum.
6. 21 kolektif hakka saygı,
7. Stratejik sektörlerin özelleştirilmesinin durdurulması.
8.Temel ihtiyaçlar için piyasadaki fiyatları ve spekülasyonları kontrol etmeye yönelik politikaların hayata geçirilmesi.
9. Sağlık ve eğitime acil bütçe.
10. Şiddet, uyuşturucu kaçakçılığı, insan kaçakçılığı ve organize suç dalgasını durdurmak için güvenlik, koruma ve etkili kamu politikalarının oluşturulması.
16 Haziran’da Halk Cephesi (FP) ve UNE, ülkenin 23 vilayetinde protesto çağrısında bulundu. 20 Haziran’da polis Quito’daki Casa de la Cultura Ecuatoriana (Kültür Evi) ile Benjamín Carrión Parkı’nı işgal etti ve buralar polis bölgesine dönüştürüldü. İşgaller Ulusal Politeknik Okuluna kadar uzandı ve Salesian Üniversitesi ile Merkez Üniversitesi gibi yerli halk için sığınma yerleri olarak kurulan diğer üniversiteleri de kuşattılar.
Şu anda ayaklanma doruk noktasında, çeşitli toplumsal güçler bir araya geldi ve hareket ülkeyi felce uğratıyor. Ülkenin başlıca şehirlerinde kitlesel eylemler gerçekleşiyor. Özellikle başkent Quito toplumsal eylemlerin merkez üssü durumunda. Binlerce yerli şehre geldi ve üniversite gençliği, mahalle sakinleri, kadın örgütleri ve işçilerle birlikte, sendikalar, siyasi ve sosyal örgütlerin bileşeni olduğu Halk Cephesi (FP), öğretmen sendikası UNE, lise ve üniversite öğrenci örgütleri FEUE, FESE ve komünist gençlik örgütü JRE’nin ve diğerlerinin varlığının önemli bir rol oynadığı, tüm şehre yayılan kitlesel eylemler geliştiriyorlar.
HÜKÜMET OTORİTER VE BECERİKSİZ BİR TUTUM TAKINDI
Lasso Hükümetinin protestolara karşı politikasını nasıl yorumluyorsunuz?
Lasso Hükümetinin tepkisi önce ayaklanmayı küçümsemek, ardından da ayaklanmanın ikinci gününün erken saatlerinde CONAIE Başkanı Leonidas Iza’yı tutuklayarak otoriter ve beceriksiz bir tutum takınarak yerli hareketin öfkesini körüklemek oldu. Bu tepki, farklı halk kesimlerinin birleşmesini teşvik etti. İki gün sonra Lasso, Pichincha, Cotopaxi ve Imbabura eyaletlerinde hak ve özgürlükleri iptal eden bir olağanüstü hal ilan etti, bu da yaygın bir tepkiye neden oldu ve daha radikal hale gelen gösterileri durdurmadı.
Ayaklanmanın baskısı Lasso’yu, CONAIE ve diğer örgütler tarafından derhal reddedilen demagojik bir ılımlı yanıt vermeye zorladı. Yeni bir kararname olağanüstü hali Chimborazo, Tungurahua ve Pastaza olmak üzere üç vilayeti daha kapsayacak şekilde genişletti ancak bir başka kararname (457 sayılı) kamu sektöründe geçici sözleşmelerin yenilenmesini, yani binlerce kamu çalışanının işten çıkarılmasını ve temel hizmetlerin artırılmasını yasakladı.
HÜKÜMETİN GÜVENİRLİĞİ YÜZDE 11’E DÜŞTÜ
Bir yandan da devletin sokaktaki yanıtı giderek şiddetleniyor görünüyor, ölümler de yaşandı…
21 Haziran’da, polis tarafından atılan bir göz yaşartıcı bomba, Amazon eyaleti Pastaza’nın başkenti Puyo kentindeki gösterilere katılan Yerli Topluluk Üyesi Guido Guatatoca’yı ve Guayllabamba’da Jaykov Félix Muenala’yı öldürdü. Rejimin baskıcı tepkisi de 70’ten fazla kişinin yaralanmasına ve yaklaşık 100 kişinin hapsedilmesine neden oldu.
Hile ile iktidara gelmenin yükünü de taşıyan Lasso hükümeti artık daha büyük bir yıpranma ve siyasi zayıflık kaydetmektedir. Son anketler, sadece yüzde 11 güvenilirliğe sahip olduklarını, her 10 Ekvadorludan sadece 1’inin Lasso’nun sözüne inandığını ve her 10 Ekvadorludan sadece 2’sinin hükümetin performansını iyi olarak değerlendirdiğini gösteriyor. Ancak egemen sınıfların da tam desteğine sahip değil. Ülkenin en büyük ikinci bankası olan ve devletin elinde bulunan Banco del Pacifico’nun (Pasifik Bankası) kontrolü için anlaşmazlık yaşanıyor ve petrol ile maden işletmelerinin kontrolü de tehlikede. Silahlı kuvvetlerin yüksek komuta kademesinden generallerle çevrili olan savunma bakanı ise, kurulu düzeni savunacaklarını söylüyor.
Bu arada ana akım medya, protestonun bir hak olduğunu söylüyor ancak gösterileri Vandalizmle ilişkilendiren bir anlatımı yayıyor. Polisi mağdur gösteriyor ve protestolara katılanları şiddet ve terörizmle suçluyorlar. Ülkenin milyonlarca dolarlık kayıp yaşadığını ileri sürerek, protestoların uyuşturucu kaçakçıları ve organize suçlular tarafından finanse edildiğini söyleyen faşist eski bir asker olan Fausto Cobo’nun sözlerini yükseltiyorlar.
DİYALOG İÇİN KOŞULLAR KARŞILANMALI
Bundan sonra sürecin nasıl ilerleyeceğini öngörüyorsunuz?
10 günlük (bugün itibariyle 12) grevin ardından CONAIE ve Başkanı Leonidas Iza, platformlarını teyit ederek grevin devam edeceğini açıkladılar. Hükümetin önerdiği diyalog için asgari koşullar olarak olağanüstü halin kaldırılması, toplumsal liderlere yönelik baskı ve kriminalizasyonun sona ermesi, saldırılara son verilmesi ve insani koruma bölgelerine saygı gösterilmesi gibi temel meselelerin garanti altına alması gerektiğini belirtti. Taleplere verilecek cevapların da vaatlerle değil etkili kararnamelerle karşılanması gerektiğini vurguladı. Eylemler devam ediyor.
*Ülkem, Toprağım ve Halkım, Evrensel Basım Yayın, Ağustos 2012, Çeviren: Tonguç Ok
Evrensel'i Takip Et