EMEP Genel Başkan Yardımcısı Sedat Başkavak: Birliğin, barış ve kardeşliğin yolu eşit haklara sahip olmaktan geçer

Mustafa YILDIZ
Sivas

İmranlı’dan Erzincan’a giderken beş altı kilometre sonra sağa güneye doğru döndüğünüzde yarısı asfalt, yarısı toprak toplam 29 km’lik yolda Çukuryurt, Boğazören ve Alahaci’yi geçerek geldiğiniz Cogi Baba, iki aracın yan yana sığmayan toprak yolu ile bilinen cümleyi akla getiriyor: “Nerede bir Alevi köyü varsa çoğu gibi onun da yolu asfaltsız ve toprak yoldur.”

Köye adını da veren Cogi Baba’nın türbesi ve çevresi de toprak yolla ulaşılan köylerden. Cogi Baba’nın kim olduğuna dair net bir bilgi olmasa da, öldürüldüğü düşünülen çeşmenin o günden bu yana önemli bir ibadet yeri olduğu belirtiliyor.

İmranlı ve Zara başta olmak üzere Koçgiri denilen bölgeden 450’ye yakın köyden Kürt Aleviler, Cogi Baba’ya ziyaretler gerçekleştiriyorlar. 16’ncısı yapılan Cogi Baba festivali 15 Temmuz sonrası güvenlik nedeniyle son iki yıldır da pandemi nedeniyle yapılamasa da 20 yıldır süren bir festival. Türkiye’nin ve Avrupa’nın dört bir yanına göç etmiş yöre halkı da festival için köye geliyor.

Festival Tolga Sağ, Cihan Çelik, Gülcihan ‘ın söylediği türkü ve deyişlerle devam ederken Avrupa Alevi Birliklerinden temsilcilerin yanı sıra Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu Onursal Başkanı Turgut Öker, HDP İstanbul Milletvekili Zeynel Özen, Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sedat Başkavak birer konuşma yaptı.

Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu Onursal Başkanı Turgut Öker, “Avrupa’da Alevi örgütlenmesi için emek vermiş kardeşimiz olarak Türkiye’de de Alevilerin örgütlenmesinin yetersiz kaldığını görüyorum. Alevilerin eşit yurttaşlık için mücadele etmesi lazım” derken HDP bünyesinde oluşturdukları çalışma grubu ile Alevilerin eşit yurttaşlık mücadelesi için birleşmelerine vurgu yaptı.

HDP Milletvekili Zeynel Özen, Alevi ve Kürtlerin mülakatta elendiklerine dikkat çekti. Demokratik bir ülke kurmak için birleşme çağrısı yapan Özen, “Ancak demokratik bir ülkede bu sorunları aşabiliriz” dedi.

“BİRLİK, DİRLİK, KARDEŞLİK EŞİT HAKLARLA OLUR”

“Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere AKP yöneticileri, birlikten, dirlikten ve kardeşlikten bahsediyorlar ama bütün politikaları ötekileştirme ve yok sayma üzerine kurulu” diyen Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sedat Başkavak “Oysaki birliğin, dirliğin, barış ve kardeşliğin yolu eşit haklara sahip olmaktan geçer. İşte bugün Sivas İmranlı’dan Cogi Baba festivalinden halkımıza sesleniyor; dilimiz, kimliğimiz ve kültürümüz için bir aradayız diyoruz” ifadelerini kullandı.

Başkavak, “29 yıldır gerçek failleri yakalanmayan ve dava dosyası zamanaşımına bırakılarak üstü örtülmek istenen Sivas Madımak davası için bir aradayız. Zorunlu din dersleri ve eğitim müfredatının dini referanslarla ele alınan gerici eğitim sistemine karşı bir aradayız. Baskı ve yasaklamalarla basının susturulmasına karşı bir aradayız. Tutuklanan Kürt siyasetçiler ve kısıtlanan siyasi faaliyetlere karşı demokrasi ve özgürlükleri savunmak için bir aradayız. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasına, taciz, tecavüz ve kadın cinayetlerine cezasızlık uygulamalarına karşı bir aradayız. Tek adam iktidarının kadınlara yaşam tarzı dayatmasına karşı bir aradayız. İşsizlik kıskacındaki gençliğin geleceği yurt dışında aramak üzere göçe zorlanmasına karşı bir aradayız” dedi.

“20 yıllık AKP iktidarı boyunca zenginleşip servetine servet katan AKP yöneticilerinin kaybedeceği çok şey var” diyen Başkavak, “İşte Erzincan İliç’teki altın madeni yanı başımızda yöre halkı suyumuz toprağımız siyanürle zehirleniyor diye feryat ediyor. Ülkenin her tarafını hem de suyu toprağı zehirleme pahasına maden sahasına çevirerek peşkeş çeken iktidar ve yandaş şirketlerin kaybedeceği çok şey var. Tarım ve ormanlık alanları talan ve tahrip eden otel diken yandaşların kaybedeceği çok şey var. Geçiş garantili köprüler yollar, uçuş garantili hava alanları, yatış garantili hastaneler ile servetlerini servet katan inşaat şirketleri ve AKP’li ortaklarının kaybedecekleri çok şey var” şekllinde konuştu.

“BİR YOL AYRIMINDAYIZ”

Başkavak sözlerine şöyle devam etti:

“Tam bir yol ayrımındayız. Ya tek adam iktidarı bizim örgütsüzlüğümüzden faydalanarak iktidarını devam ettirecek ya da gerçek bir halk demokrasisi için tüm halk güçleri olarak bir araya geleceğiz.

Ya baskı şiddet kısıtlama, tutuklamalar ve demokratiksizleşme devam edecek ya da gerçek bir demokrasi ve gerçek bir laiklik için birlikte mücadele edeceğiz.

Ya sömürü ve talan, insanlık dışı çalışma ve yaşam koşulları, düşük ücret dayatması devam edecek ya da insanca bir yaşam ve insanca çalışma ve ücret için mücadele edeceğiz.

Ya yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklar devam edecek ya da kimsenin gündüzleri işsiz gezmediği, geceleri yatağa aç girmediği, kimsenin düşünce, inanç ve kimliğinden dolayı baskı görmediği bir ülke için mücadele edeceğiz.

Geldiğimiz noktada ne tek adam iktidarı nede sistemin restorasyonu değil bize gerçek bir halk demokrasisi lazım. Hepimiz Davutoğlu’nu, Babacan’ı, Akşener’i geçmiş pratikleri ile iyi tanıyoruz. Ölümü görüyoruz ama sıtmaya da razı değiliz.

Bugün iktidarın dış politikalarında dünden bir fark yok. Ekonomi politikalarının dünden bir farkı yok. Baskı şiddet hep devam ediyor.

Salgınla birleşen ekonomik kriz en çok işçi emekçileri vurdu. Bırakalım mutfak alışverişini halkımız ucuz ekmek için kuyruğa girer duruma geldi. Ülkemiz Savaş ve işgal altındaki Ukrayna’dan buğday getiren gelişini canlı yayınlayacak kadar dışarıdan gelecek buğdaya muhtaç duruma getirildi.

Bir ABD bir Rusya ile iş tutup bunu da anti emperyalizm diye bize yutturmaya çalışan ve Ukrayna savaşı üzerinden NATO’ya daha çok bağlanan AKP iktidarı ülkeyi emperyalizme göbekten bağımlı hale getirmektedir. Çünkü NATO bir savunma değil ABD başta olmak üzere emperyalistlerin savaş örgütüdür. Ya hep beraber ya hiç birimiz diyerek bir araya gelelim. Ve kaybedecek çok şeyi olan iktidar ve yandaşları karşısında kazanacağımız özgür bir gelecek için en geniş mücadele birliğini oluşturalım.” (HABER MERKEZİ)