Faili anlama çabasının kendisi şiddet üretir
Meşru görülmeyen şiddetin sistematik de olamayacağını söyleyen Sosyolog Dr. Feyza Akınerdem ile “Toplumsal hiyerarşide zayıf olanın güçlü olana münferittir, sistematik değildir” dedi.
![Faili anlama çabasının kendisi şiddet üretir](https://www.evrensel.net/upload/dosya/214878.jpg)
Fotoğraf: Evrensel
Meltem AKYOL
İstanbul
“Konya Şehir Hastanesi'nde görevli Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ekrem Karakaya, bir hasta yakını Hacı Mehmet Akçay tarafından odasında ateşli silahla katledildi.”
“Tatil için gittiği Sakarya'da, yolda yürürken sözlü tacize uğrayan genç kadın sığındığı tekel bayisinde öldüresiye dövüldü.”
“Aydın'da 'yol verme' kavgasında kendisine yumruk atan otomobil sürücüsünü hastanelik etti.”
Hastanede, evde, trafikte, sokakta, otobüste… Kadına, hekime, hayvana… Şiddet dalgası kabarıp yaygınlaşıyor. Mahkemelerde ‘haksiz tahrik’ toplumda ‘sor bakalım neden?’le de devam ediyor. Peki şiddetin armasının kaynağında ne var? Sosyolog Feyza Akınerdem ile konuştuk.
DÜŞÜNMEMİZ GEREKEN ŞEY: ŞİDDETİ MÜMKÜN KILAN NEDİR?
Sosyolog Dr. Feyza Akınerdem’e göre “şiddetin çeşitli gruplara yönelerek gözümüzde daha büyük ve yoğun bir olgu haline gelmesi karşısında düşünmemiz gereken şu: Bu şiddeti mümkün kılan nedir?”
Şöyle devam ediyor Akınerdem: “Çünkü şiddet aslında bir doğal afet gibi ya da bir yangın gibi kabarıp büyümez, failleri ve mağdurları vardır. Failleri güçlendiren ve cesaretlendiren, mağdurları ise hedef haline getiren toplumsal mekanizmalar vardır. Patriyarka kadına yönelik şiddeti mümkün ve meşru kılar örneğin. Şimdi hekime şiddet konuşuluyorsa sormamız gereken, hekimleri hedef haline getiren ve failleri de cesaretlendiren nedir? Failin cesaretlendirildiği, sorumsuzluğun cezalandırılmadığı, hekim ve hasta haklarının kurumlarca korunmadığı bir ‘yönetimsizlik’ hali şiddet doğuruyor. Hak ve sorumluluklarla sınırlandırılmamış ve koparabildiğini hak sayan failler ortaya çıkıyor.”
MAĞDURU DEĞİL FAİLİ ANLAMA EĞİLİMİ VAR
Şiddet söz konusu olduğunda Türkiye’de şiddetin mağdurunu değil failini anlama eğilimi olduğunu söylüyor Akınerdem: “Faili anlamak derken faille toplumsal olarak bir empati kurma eğiliminden bahsediyorum aslında. Şiddet hangi durumlarda hukuki olarak suç teşkil eder? Bunun tanımı hukuki metinlerde az çok belirgindir. Ancak hangi durumlarda toplumun gözünde meşruiyet kazanır ya da gayrimeşru görülür? Bu durumda toplumsal normlar ve kabuller devreye girer. Kadınların şiddet görmesinin hangi durumlarda meşru görüldüğünü belirleyen toplumsal normlar var. Örneğin haneye giren gelirin erkeğin kontrolünde olması çoğunlukla kadının ekonomik şiddet görmesinin bir göstergesidir. Ancak iki senedir Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı için yürüttüğümüz saha çalışmalarında gördük ki kadınlar çok uzun süre bu duruma katlanıyorlar. Zira ekonomik şiddet gördüklerini anlatarak yakın çevrelerinden, ailelerinden ve kurumlardan destek görmeleri çok zor. Zira mevcut eşitsiz aile rejimi içinde kadının ekonomik olarak güçsüz olması Türkiye’de toplumsal bir norm. Böyle bir meşrulaştırmadan bahsediyorum.”
MEŞRU GÖRÜLMEYEN ŞİDDET SİSTEMATİK OLAMAZ
“Faili ve fiilini onaylayan toplumsal normlar yoksa, o fiil genellikle münferit kalır. Bu da şiddet ve norm ilişkisinin göstergesidir aslında. Toplumsal hiyerarşide zayıf olanın güçlü olana, şiddet araçlarından uzak tutulanın şiddet araçlarına meşru erişimi olana, kadının erkeğe, çocuğun yetişkine şiddet uygulaması münferittir, sistematik değildir” böyle diyor Feyza Akınerdem. Yani meşru görülmeyen bir şiddet sistematik de olamaz.
ŞİDDET DÖNGÜSÜNÜN HALKASI: CEZASIZLIK
Cezasızlık veya eyleminin gerektiği gibi cezalandırılmaması hem failin cesaretlenmesine neden oluyor hem de mağdurun şikayetçi olmaktan imtina etmesine… Dr. Feyza Akınerdem kadına yönelik şiddet vakalarına atıfla anlatıyor: “Özellikle kadına yönelik şiddet vakalarında görüyoruz ki kadınlar, genellikle yakınları olan erkeklerden şiddet gördüklerinde, şikayetçi olsalar dahi faillerin ceza almayacaklarını düşünüyorlar. Bu durumda şikayetlerinin kendilerine daha büyük bir şiddet olarak dönmesinden de çekiniyorlar. Böylece bir cezasızlık sarmalı oluşuyor. Şikayet edilmeyen failler cesaretleniyor, şiddet uyguluyor ancak şikayet edilmiyor ve cezasız kalıyorlar.”
KRİZ DERİNLEŞTİKÇE ÇARE ARAMAK İMKANSIZ HALE GELİYOR
Ekonomik kriz derinleşiyor. Kriz derinleştikçe de kriz-şiddet ilişkisi üzerine çeşitli değerlendirmeler yapılıyor. Yaygın değerlendirmeler ise genelde şiddet faili açısından bakılarak değerlendiriliyor. Akınerdem mağdur açısından yapıyor değerlendirmesini:
“Kadına yönelik şiddet alanında yürüttüğümüz saha çalışmalarında gördük ki ekonomik zorluklar şiddet mağdurlarının şiddetten kurtulmasının gecikmesine ya da hiçbir zaman mümkün olmamasına neden oluyor. Ekonomik kriz derinleştikçe, evden çıkmak, çözüm aramak, hayatına yalnız devam etmek imkansız hale geliyor.”
ADIM ADIM ÇARE ÜRETİLMESİ GEREKİYOR
Şiddetle mücadelenin uzun bir yol olduğunu söylüyor Akınerdem ve ekliyor: “Faillerin adil bir şekilde cezalandırıldığı bir ceza sistemiyle, daha geniş çerçevede şiddeti meşrulaştıran toplumsal normların sorgulanmasına kadar adım adım çare üretilmesi gerekiyor.”
Evrensel'i Takip Et