2 Ağustos 2022 13:30
/
Güncelleme: 13:37

SEREL işçileri: Patron ‘ben veririm’ diyor, sendika ‘kuzu gibi’ dinliyor

İşçilerin sendika değiştirmesi üzerine işi durduran Serel fabrikasında üretim yeniden başladı. Patron ve sendika başkanının işçiler ile yaptığı konuşma ise tepki çekti.

SEREL işçileri: Patron ‘ben veririm’ diyor, sendika ‘kuzu gibi’ dinliyor

Fotoğraf: Burak Yılmaz/Evrensel

Dilek OMAKLILAR
Burak YILMAZ
Manisa

Manisa Organize Sanayi Bölgesinde yer alan Serel fabrikasında yeniden üretim başladı. Üretimin başladığı ilk gün ise Elginkan Topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı Gaye Akçen, fabrikanın Genel Müdürü Ercüment Arıcı ve Çimse-İş Genel Başkanı Zekeriya Nazlım işçilerle bir araya geldi. Çimse-İş Genel Başkanının konuşmasını işçiler protesto etti.

İşçilerle yapılan toplantıda Elginkan Topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı Gaye Akçen, “Şimdi biz Çimse-İş ile 30 yıldır çalışıyoruz. Biz de sadakat çok önemlidir. Ben işçilerime gününde maaşlarını ödüyorum. İkramiyesini veriyorum. İki sendikanın çarpışmasından dolayı biz yara aldık. Ben kimsenin hakkını yemiyorum ki. Şu anda hemen hemen 200’e yakın geri üye olan oldu. Kapatmamızın iki nedeni vardı. Üzülmüştük ve ayrıca fabrikaya bakım yaptık” diye konuşurken, fabrika Genel Müdürü Ercüment Arıcı da “Ücret olarak biz de yeni işe başlamış sendikalı arkadaş şu an her ay cebine giren net 10 bin liradır. Biz de 12 maaş değil 16 maaş var. Bu sene 2500 lira ikramiye verdik. İşçi başına 5 bin 500 lira geliyor. Bayram erzakı verdik, ceplerine giren 10 bin lira net maaştır” dedi. Bu açıklamalara işçilerin cevabı ise, “Yıllardır çalışıyoruz 10 bin lirayı görmedik. Ayrıca işveren ve sendika ilişkisi bir kez daha gözler önüne serildi” şeklinde oldu.

“YILLARDIR ÇALIŞIYORUM 6 BİN’İ GÖRMEDİM”

Serel’de çalışan bir işçi genel müdürün ücretlere ilişkin iddialarına cevaben, “İkramiyeyi bir defaya mahsus tesilcilerimizin isteğiyle biz ikna ederek aldık. Verilen bir şey değil. Yıllardır çalışıyorum, en son performans primleri de dahil 5 bin 500 liranın biraz yukarısında aldım. Bu açıklama gerçekçi değil” ifadelerini kullandı.

Ayrıca Gaye Akçen’in konuşmasında kendilerine, “Siz de haklısınız ama siyasetçileri, birilerini, bazı gazetecileri sokarak ne yapmaya çalışıyorsunuz” dediğini söyleyen işçi, Gaye Akçen’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’la verdiği fotoğrafı ve Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı ile görüşmesini hatırlatarak, “E kendisi neden Erdoğan’la aynı karede yer aldı, neden Büyükşehir Belediye Başkanıyla görüştü?​” diye sorarak tepki gösterdi.

“BEN İSTERSEM İŞÇİYE VERİRİM’ SÖZLERİNİ SENDİKA BAŞKANI SESSİZCE DİNLEDİ”

Akçen’in Çimse-İş Sendikasını işaret ederek ‘sadakat’ ifadesini kullanmasına da tepki gösteren işçi, “Konuşmaları önce bize, sonra basına yaptı. ‘Hiçbir sendikacı gırtlağımı sıkıp alamaz işçiye ücretini ben veririm’ derken Çimse-İş Genel Başkanı hemen sağ tarafında oturuyordu. Hiçbir tepki vermedi. İşçilerin karşısında bu söyleme tepki göstermiyorsa daha ne diyelim. İşçiler adına elimizden geleni yapıyoruz deseydi bari. Ama işveren bunu söylerken genel başkan kuzu gibi dinliyor” ifadelerini kullandı.

“ÇİMSE-İŞ GENEL BAŞKANINI DİNLEMEDEN ÇIKTIK”

Gaye Akçen’in ‘üzülmüştük fabrikayı kapattık’ sözlerindeki ‘üzüntü’ye inanmadıklarını ifade eden Serel işçisi, “Gaye Akçen konuşurken dinledik sonra sözü Çimse-İş Genel Başkanı alınca, biz işçiler orayı terk ettik. 'Biz burada eylem yaparken karşımıza Serel’den olmayan insanları getirip bize küfrettiren bir sendikacının konuşmasını dinlemek istemiyoruz' dedik ve çıkıp gittik” diye ekledi.

“BİZ SENDİKA HAKKIMIZI KULLANMAK İSTEDİK”

Akçen’in “Ben kimsenin hakkını yemiyorum ki" sözlerini “Yıllardır orada çalışıyorum, hiç hakkımı almadım” diyerek yanıtlayan başka bir Serel işçisi de “İkramiye, sosyal yardım derken 7 bin liranın altında alıyorum. Para konusunda Akçen’in ya da Arıcı’nın çizdiği gibi bir tablo kesinlikle yok” dedi. Yıllardır sadece patronla iyi geçinerek varlığını sürdüren bir sendikayı ancak bir işverenin ‘sadakat’ ile tarif edebileceğini belirten işçi, “İşyerinde sendika ilk önce işçiyle hareket etmeli, işverenle değil. Sendika hakkımızı savunsun istiyoruz. Ekonomi belli, aldığımız para belli. Fazla bir şey de talep etmedik. Biz sendika hakkımızı kullanmak istedik, başka bir şey değil” dedi.

Ayrıca eylemlerde Çimse-İş tarafından bu sendikanın üyesi ancak Serel’de çalışmayan başka işçilerle karşı karşıya getirildiklerini hatırlatan işçi, “Biz kartlarımızı göstererek 'burada çalışan biziz' dedik. Üstelik hakaret yedik, gerçekten üzülüyor olsaydı Gaye Akçen, buna engel olabilirdi” diye ekledi.

“PANDEMİDE HİÇBİR YARDIM ALMAMIŞTIK”

Başka bir Serel işçisi de 2 bin 500 TL ikramiyeyi mayıs ayında adıklarını hatırlatarak, “Pandemi döneminde hiçbir yardım almamıştık, baskı kurduk ve öyle aldık. Tek sefere mahsus verildi ama kendisi vermedi, biz aldık. Ayrıca yıllardır çalışıyorum 10 bin TL’yi görmedim. 10 bin TL alan yok, en son vergi kesintileriyle birlikte 6 bin TL’den az ücret aldım” dedi. 

“İŞVEREN VE SENDİKA ARASINDAKİ BAĞI BİR KEZ DAHA GÖSTERDİLER”

İşverenin Çimse-İş sendikasını ‘sadakat’ kelimesiyle tarif etmesine ilişkin ise işçi, “Tamamen talihsiz bir açıklama. Gaye hanım ‘ben veriyorum sendika almıyor’ diyor, sendika genel başkanı susuyor. Güler misin, ağlar mısın? İşverenle sendikacının ilişkisini bariz gösteriyor, kimi mikrofonu açık unutur da yapar; bunlar açık açık yapıyor” dedi.

Ayrıca Çimse-İş Genel Başkanını da ilk kez bugün gördüklerini söyleyen işçi, “Bizim derdimizi dinleyen yoktu. Bizim sendikacılar ne yazık ki otelci oldu, turizmci oldu, alsınlar oteli yatsınlar” sözleriyle tepki gösterdi.

“KAPATIR, AÇ BIRAKIRIM DİYE TEHDİT ETMİŞTİ, NE ÜZÜNTÜSÜ”

Gaye Akçen’in ‘fabrikayı üzüntüden kapattık’ ifadelerine ilişkin Serel işçisi de Akçen’in ‘fabrikayı 3 ay kapatırım, sizi aç bırakırım’ sözlerini hatırlattı. Bu tehdidin ardından işlerin yoğunluğundan Gaye Akçen’in fabrikayı ancak bir hafta kapatabildiğini ifade eden işçi, kapatmanın gözdağı olduğunu hatırlatarak, “Üzüntü falan yok ortada. Şimdi zaten bazılarına sözleşmeniz var Çimse-İş’le ama Kristal-İş’te olduğunuz için haklardan faydalanamayacaksınız denerek baskı kuruluyor” sözleriyle baskıların da sürdüğünü ifade etti.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çocukları öğüten çark

Çocukları öğüten çark

Yoksulluğun pençesindeki ailelerin çocukları tüm dünyada acımasızca emek piyasasına çekilirken, Türkiye kapitalizmi bu konuda en önde koşuyor. Çarklar köle koşullarında dönsün diye devlet gücünü seferber etmekten geri durmayan iktidar, milyon milyon işçileştirdiği çocukların da uzun ve ağır çalıştırılmasına, onlarcasının ölüme sürüklenmesine göz yumuyor.

2.3 milyon çocuk MESEM kapsamında günde 8-10 saat çalışıp ustalık belgesi aldı

15-17 yaş grubundaki neredeyse her 4 çocuktan biri çalışma hayatında

71 çocuk 2024'te çalışırken hayatını kaybetti

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
16 Şubat 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et