03 Eylül 2022 04:58

Enflasyon farkı yetmez, ek zam istiyoruz

"Biz işçiler tek silahımız olan üretimden gelen gücümüzü kullanıp birlik olduğumuzda hem sendikacılar hem patronlar hem de onların siyasi iktidarı tir tir titreyecektir."

Fotoğraf: Kateryna Babaieva/Pexels

Paylaş

Türk Metal üyesi bir işçi
Kayseri

Sayıları yüz binlerle ifade edilen kamu ve metal işçileri 5 Eylül Pazartesi günü açıklanacak ağustos ayı enflasyon rakamına göre zam alacak. Fakat açıklanacak enflasyon gerçeği yansıtmayacağı için yüz binlerce işçi yine yoksulluk sınırının altında kalacak. Çünkü daha birkaç gün önce yine elektrik ve doğal gaza zam yapıldı. Her gün yeni bir zamla uyanıyoruz. Kış gelmeden zam yağmuru başladı. Kış hazırlığı yapmak da lüks oldu. Geçmiş yıllarda yapılan bu kış hazırlıkları sayesinde biz işçiler bir nebze de olsa kışın mutfak masrafının bir kısmını halledebiliyorduk. Ama şimdi mümkün mü?

EĞİTİM MASRAFLARINI NASIL KARŞILAYACAĞIZ?

Biz işçilerin insanca yaşayabilmesi gün geçtikçe zorlaşıyor. Bir de okullar açılacak. Okulların hazırladığı listeleri almak için ilkokul öğrencisi için en az 3 bin lirayı gözden çıkarmak gerekiyor. İlkokuldan üniversiteye kadar kademe arttıkça yapılan harcamalar da artıyor. Üstelik şehir dışında üniversite okuyan çocuğunuz varsa... Biz çocuklarımızın eğitim ve öğretim masraflarını nasıl karşılayacağız diye düşünüp duruyoruz. Ama nereden tutsak elimizde kalıyor.

İŞÇİLERİ DİKKATE ALIN

Ülkemiz her yönden yangın yerine dönmüş bir ülkedir. Pazartesi günü açıklanacak enflasyon rakamını yüz binlerce işçi dört gözle bekliyor. Çünkü bu ay, 6 aylık fark yansıtılır. Peki, bu yansıtılacak gerçek olmayan enflasyon farkı bizi rahatlatacak mı? Tabii ki hayır. Bu durum karşısında yüz binlerce üyeye sahip Türk-İş ve bağlı sendikaları örgütlü oldukları işyerlerinde ne yapmaktadır. Zamlar devam ettiği durumda ve geçmişe yönelik kayıpların karşılanması için işçilere refah ve huzur payı olarak bir ek zam talebinde bulunacak mı? Türk-İş ve bağlı sendikalar işçilerin taleplerini dikkate alacak mı?

Sendikal bürokrasinin bu tutumu yüzünden yüz binlerce işçi ölmeden yaşamaya çalışmaktadır. Yoksulluk sınırının altında ezim ezim ezilmektedir. Hem ekonomik yönden hem politik yönden işçiyi sıkıştıran tek adam iktidarının politikaları işçileri yok saymaktadır. Böylesi yangın yerine dönmüş bir ülkede patronlar ve patronların iktidarından, iktidarın bahçesi haline gelmiş bir Türk-İş’ten işçi sınıfının lehine bir hamle beklemekle olmayacaktır.

‘BİRLİK OLUP MÜCADELE ETMELİYİZ’

Türk Metal üyesi bir işçi olarak bunlardan bir medet ummak, beklenti içerisinde olmak biz işçileri her geçen gün daha da geriye götürecektir. Çünkü şimdiye kadar sadece bekledik. Sendikaların yaptıklarını ve yapacaklarını izledik. Bence artık izlemekle kalmayalım. Şimdi bu sendikacılara müdahale etmenin tam zamanı. Sendikacıların kuyruklarını kıstırmazsak onlar oturdukları yerden kalkmazlar. ‘Daha ne istiyorsunuz şu kadar enflasyon farkı aldınız’ deyip bizleri geçiştirirler.

ÖRNEKLERİ GÖRDÜK

Ülkemizde geçtiğimiz aylarda artan hayat pahalılığı, yapılan zamlar karşısında asgari ücrete yapılan zammı az bulup, sözleşme zamlarını az bulup ek zam talebinde bulunan işçiler örnek olmalıdır. İzmir’de TPI Composite işçileri, Düzce’de Standart Profil işçileri ek zam talebi etrafında birlik oldular ve kazanım elde ettiler. Ek zam talebi etrafında oluşturulan birlik adımları fabrikalarda örgütlü olan sendikaların temsilci seçimlerine ve şube seçimlerine de yansımıştır. Yani biz işçiler tek silahımız olan üretimden gelen gücümüzü kullanıp birlik olduğumuzda hem sendikacılar hem patronlar hem de onların siyasi iktidarı tir tir titreyecektir. Hem Türkiye’de hem de başka ülkelerde birleşen işçiler örnek olmuşlardır.


BEKLEYEREK KAZANIM ELDE EDEMEYİZ

Harb-İş üyesi bir işçi
Kayseri

Merhaba Evrensel okurları. Artan hayat pahalılığı, elektrik ve doğal gaza gelen zamlar herkesin malumu. Açıklanacak olan ağustos ayı enflasyon rakamına göre biz kamu işçilerinin alacağı zam da belli olacak. Ben de bu meseleye dair askeri işyerindeki tartışmaları sizlerle paylaşmak istedim.

Biliyorsunuz ki ülkede kamu işçisi artık enflasyon farkı kadar zam alıyor. Çünkü üye olduğumuz sendikalar kılını bile kıpırdatmıyor. Sendikacılar artan hayat pahalılığı, zamlar, karşısında kamu işçisinin maaşının her geçen gün düştüğünü bildikleri halde ilgilenmiyorlar. İşçinin en az 3 katı kadar maaş alan sendikacılar, sendikayı işçinin hak arama örgütü değil de kendi çiftlikleri gibi kullanıyorlar. Sendikaya muhalif olanlar da ya sürgün ediliyor ya da çeşitli bahanelerle baskı görüyor. Sendikacılar ne etliye ne sütlüye karışıyor. Keyifleri yerinde, kafalarına göre hareket ediyorlar.

Çalıştığım işyerinde arkadaşlarım genel olarak şunları dile getiriyor: “Biz askeri iş kolunun çalışanlarının, özel sektör işçisiyle bir farkı kalmamıştır. Maaşlarımızın yaşanabilir bir seviyeye gelmesi için işçinin temsilcisi sendikamızın arkasındayız, atılacak her adımda en ön safta kol kola yürümeye hazırız.”

Biz işçiler bunları söylüyoruz ama sendikacılardan hareket beklemek deveye hendek atlatmaktan daha zor. Çünkü sendikacılar da aynı ülkenin yönetimindeki tek adam gibi.

Bu yapılan zamlar geri alınmalıdır. Sadece enflasyon oranında yapılacak zam yeterli değildir. Saat ücretlerimize ek zam yapılmalıdır. Bir nebze refah payı almamız lazım. Yoksa gerisi boştur. Ben buradan hem Harb-İş üyesi binlerce işçi kardeşlerime hem de diğer kamu işçisi arkadaşlarıma şu çağrıyı yapmak istiyorum. Kısa bir süre önce İzmir’de TPI Composite işçileri ek zam talebiyle direndiler ve kazandılar. Sonrasında da İzmir Petrol-İş şubesinin yönetimini devirdiler. Yani diyeceğim şu; biz de mücadeleci işçiler birlik olursak hem ek zam hakkımızı alırız hem de bürokratik sendikacıları tarihin çöplüğüne atabiliriz.

ÖNCEKİ HABER

Polisler tarafından öldürülen Adem Kara’nın ağabeyi: Ne hakları var öldürmeye?

SONRAKİ HABER

Dış ticaret açığı ağustos ayında 11,3 milyar dolara yükseldi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa