Halkın binasında, halkın festivali
Şehir Tiyatrosunun kurulması ile sanata ev sahipliği yapmaya başlayan eski Halkevleri binası, etkinliklere sahne olmaya devam ediyor. Altın Koza’nın da kalbi halen aynı yerde atmaya devam ediyor.
Fotoğraf: Volkan Pekal
Ferzan ÖZYAŞAR
Festivallerin her türlüsü bulunduğu şehre nefes verir, can verir, ve en önemlisi sanatsal üretime ilham verir. Lezzet festivali, Portakal Çiçeği Karnavalı, rahmetli Dünya Rakı Günü, jakaranda, simit-şalgam, çay-kahve, sinema, tiyatro derken, sarı sıcak yaz dönemi hariç, neredeyse her aya bir festival düşen, Türkiye’nin ‘Festivaller Kenti’ diye anılmaya başlayan Adana’mız da festivallerle can bulan kentlerin başında geliyor.
ALTIN KOZA HALKIN FESTİVALİDİR
Tüm bu etkinliklerin önünü açan ve Adana’ya yasaklara direnerek sanat etkinliklerine devam etme motivasyonu sağlayan en önemli festival tartışmasız, Altın Koza’dır. 1969-1973 yılları arasında Yılmaz Güney başta olmak üzere sinemanın devlerini Adanalılarla ve dünyayla buluşturan Altın Koza film festivaline ilk gününden beri Adanalılar canla başla sahip çıkmıştır. O kadar ki, tam 18 yıl sonra ‘Altın Koza yeniden canlansın’ talebiyle Adana Büyükşehir Belediyesinin 1992 yılında festivali hayata döndürmesini sağlayan, festivallerini hiç unutmamış olan Adanalılar oldu. İşte tam da bu sahiplenme nedeniyle Altın Koza en çok da halkın festivalidir.
Ne var ki, Adana her zamanki gibi zamanın akışına dirense de hayat değişmeye, sinema ve festival deneyimleri de bundan etkilenmeye kaçınılmaz olarak devam ediyor. Şehrimizde en yakın örneğini Arı Sinemasının kapanması ile yaşadığımız ‘Sinemaların şehir merkezlerinden alışveriş merkezlerine kayması’ gerçeği, film festivallerinin şehirle buluşmasını ciddi şekilde sekteye uğratıyor. Artık sinema salonlarından çıkan izleyiciler parklara, kafelere dağılıp sinema konuşarak festival atmosferini şehrin kılcal damarlarına taşımıyor. Bunun yerine film çıkışı plastik tepsilerde dürüm yiyip dükkan geziyor, gösterim sonrası yaşanan büyülü atmosfer de öylece havaya karışıp gidiyor.
ADANA HALKEVİNDEN
Tüm bu değişimin ortasında ise Altın Koza kapsamındaki film gösterimlerine ev sahipliği yapmaya devam eden bir bina, festivalin halkla olan bağını devam ettirmekte kilit rol oynuyor. 1940 yılında, Adana Halkevi olarak inşa edilen, günümüzde Adana Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu olarak kullanılan binadan bahsediyoruz. 1951’de Demokrat Partinin tüm halkevlerinin kapatılması politikasına kurban gitmişse de Halkevleri olarak kullanıldığı kısa dönemde Adana’nın kültür sanat hayatında önemli izler bırakmış bir yer burası. Halkevinden çıkan gençler, yanda bulunan parkta birbirinin sanatını ve siyasetini besleme fırsatı bulmuş, hemen yanındaki Abidin Dino Parkı da adını haybeye almamıştır. Heykelleri hâlâ parktaki masada oturan Abidin Dino, Yaşar Kemal ve Orhan Kemal gibi büyük ustalar geçmişte gerçekten de bu parkta gençlerle buluşarak sanat sohbetleri yapmıştır.
1958’de Adana Şehir Tiyatrosunun kurulması ile yeniden sanata ev sahipliği yapmaya başlayan eski Halkevleri binası, o günden bugüne sayısız etkinliğe sahne olmaya devam ediyor. Altın Koza’da da etkinlik ve gösterimlerin kalbi halen aynı yerde atıyor. AVM’ler yerine şehrin bulvarlarını tercih eden sanatçı ve sinemaseverler, festival filmlerini burada izleme fırsatı buluyor, çıkışta Abidin Dino Parkı’nda sanat konuşurken aslında köklü bir geleneği sürdürüyor.