Haber-Sen sürgünlere karşı Ankara’dan seslendi: Hukuksuz kararlardan bir an önce vazgeçin

Haber-Sen’in “Sürgünlere, hukuksuzluğa ve liyakatsizliğe karşı yürüyoruz” şiarıyla İstanbul ve Batman’dan başlattığı yürüyüş ile sendika üyeleri Ankara’da bir araya geldi. PTT’nin sendika üyelerine yönelik hukuksuz sürgünler ve atamalar yürüttüğünü belirten Haber-Sen Genel Başkanı Mesut Balcan, “Hukuka aykırı bir şekilde verdiğiniz bu kararlardan bir an önce vazgeçin! Tüm bu baskılar karşısında mücadeleden geri durmadık, bundan sonra da geri durmayacağız” dedi.

PTT kurumlarında yaşanan sürgünlere ve hukuksuz atamalara karşı PTT Genel Merkezi önünde açıklama yapmak isteyen üyelere polis tarafından izin verilmedi. Sendika üyeleri ve polis arasında arbede yaşandı. Açıklama Ulus Meydanında gerçekleştirildi.  

Yapılan açıklamada konuşan Haber-Sen Genel Başkanı Mesut Balcan PTT yönetiminin yetkilerini kötüye kullandığını ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme kanunun 18’nci maddesini çiğnediğini belirtti. Sendikal faaliyet yürüten önceki dönem Genel Başkanı  Musa Özdemir'in Kayseri'ye, Merkez Denetleme Kurulu üyesi Seyran Şık Karabulut’un Iğdır'a, Diyarbakır Şube Yönetiminden Cengiz Oluç ve Batman il Temsilcimiz Yakup Fırat’ın Kozluk ilçesine, İstanbul Şube denetleme Kurulu üyesi Mesut Düzova’nın Şanlıurfa’ya, İstanbul’da temsilcisi Fatih Karagöl'ün Hakkari Çukurca’ya Ankara’da işyeri temsilcisi Baki Çınar’ın Gaziantep’e, Erzincan İl Temsilcisi Erdal Taner’in İliç ilçesine sürüldüğünü ifade eden Balcan, “Yasaya açıkça aykırı olmasına rağmen iş yerlerinden ve ailelerinden kilometrelerce uzağa örgütlenme alanının dışına sürerek faaliyetlerini engellemeye çalışıyorlar. Bir temsilcimiz İstanbul’dan 1800 kilometredeki Hakkari Çukurca’ya kanser hastası olan Şube yürütme kurulu üyemiz tedavi olamayacağı, tam teşekkülü bir hastane bulunmayan bir yere gönderdiler. Amacımız üyeleri yöneticileri ve temsilcilerinin baskıya uğraması karşısında, bu ayrımca ve hukuk dışı uygulamaların geri alınmasını taleplerimizi ilgililere iletmek ve bu hukuksuzluğa sessiz kalmayacağımızı vurgulamak. Talebimiz PTT’nin yasa kanun ve yönetmeliklere riayet etmesidir” dedi.

Kurumlarda yapılan tayin ve atamalarda kıstasın siyasi iktidara yakınlıkla ölçüldüğünü söyleyen Balcan şöyle konuştu: “Unvan alabilmek için ve istediğin yere atanabilmek için liyakat ve kariyer yerine siyaseten yakınlık hakim anlayış haline gelmiş. Görevde Yükselme Sınavlarında yaşanan hukuka aykırılıklar ile yeni mağduriyetler ortaya çıkmış kurum içi eşitsizlikler derinleşmiş, iş barışı bozulmuştur. İşin özü; demokrasi söylemlerini ağzından düşürmeyip, tam aksı uygulamalar yapan siyasi iktidarın kurumlara atadığı bürokratların ‘ben yaparım oldu’ anlayışı sonucu pek çok hukuksuzlukla karşı karşıyayız. Bu kararların alınmasında söz sahibi olan kurum yöneticilerine sesleniyoruz; Hukuka aykırı bir şekilde verdiğiniz bu kararlardan bir an önce vazgeçin! Tüm bu baskılar karşısında mücadeleden geri durmadık, bundan sonra da geri durmayacağız.”

"MAFYALAŞAN DEVLETİN ÜZERİNİ BARİKATLARLA KAPATMAYA ÇALIŞIYORLAR"

KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil, “Biz yasa dedikçe siz yasaları çiğneyerek karşımıza çıkıyorsunuz. Nedenini çok iyi biliyoruz. Mafyalaşan bu devletin sokaktan saraya kadar uzanan, insan öldürmekten kaçırmaya, silah ticaretinden uyuşturucu kaçakçılığına varan, çarşaf çarşaf deşifre olan bu sürecin üzerini elbette ki öğretmenlere, yürüyen ve yürümekten asla vazgeçmeye posta emekçilerine barikat kurarak kapatmaya çalışacaksınız” dedi.

"ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ"

Ankara’da yaşanan polis baskısına değinen Kablan şöyle konuştu: “Türkiye’nin iki ucundan haklarını, taleplerini iş yerlerinden ilmek ilmek örgütleyerek buraya gelen, Ankara’ya varabilmeyi demokratik bir şekilde başarabilen posta emekçileri keyfi ve hukuksuz barikatlar ile karşı karşıya geldi. Bir iktidar düşünün ki emekçilerini kamudaki iş kolundakileri muhatap almıyor, yok sayıyor, onlara düşman uygulamaları hayata geçiriyor. Ülkenin dört bir tarafında geçerli olan yasalar Ankara’ya vardığınızda karşınızda bambaşka bir şey olarak çıkıyor. Az önce bize müdahale eden polis bize vücudumuzda görünmeyecek şekilde şiddet uygularken sanıyorlar ki biz bir sonraki liyakatsiz atamalara, sürgünlere, haksızlığa, hukuksuzluğa hayır demeyeceğiz. Barış eşitlik özgürlük talep etmeyeceğiz. Üç hafta önce posta emekçileri ile birlikte buradaydık ve 50 kişiydik, çoğala çoğala büyüye büyüye savunduğumuz değerlerin haklılığıyla bugün 250’leriz yarın milyonlarız. Asla vazgeçmeyeceğimizi söylüyoruz.”

(Ankara/EVRENSEL)