26 Eylül 2022 05:45

Federal Mogul işçileri: Mola yetersiz, mobbing büyük

Federal Mogul işçileri bir yandan ağır koşullarda çalışırken, diğer yandan büyük baskı altında kaldıklarını söyledi.

Federal Mogul işçileri: Mola yetersiz, mobbing büyük

Ekran görüntüsü Federal Mogul tanıtım videosundan alınmıştır.

Gözde MEYDAN
Kocaeli

Federal Mogul’un Arslanbey fabrikasında çalışan işçiler, işyerinde saç sakal kontrolü nedeniyle onlarca işçiye tutanak tutulduğunu, yarım saatlik yemek molası dışında mola yapamadıklarını ve tuvalet kabinlerinde sigara içmek zorunda kaldıklarını belirtti.

Federal Mogul işçileri bir yandan ağır koşullarda çalışırken, diğer yandan büyük baskı altında kaldıklarını söyledi. İşçiler çalışma koşullarını anlattı.

30 dakikalık yemek molası dışında çay ve kahvelerini makine başında, amirlere görünmeden içmeye çalıştıklarını ifade eden bir Federal Mogul işçisi, “Yarım saat yemek molamız var. Bunun dışında mola yok. Aralıksız çalışıyoruz, çayını kahveni alıp üretim alanı içinde amirlerin gözüne batmadan makine aralarında içebilirsin ama burada sigara içemezsin” dedi. Yemek molası dışında başka molalarının olmadığını kaydeden işçi, “Mecburen tuvalette sigara içiyoruz. İnsanlar tuvalette sigara içmek için sıra bekliyor. Kaçıncı yüzyıldayız? Hem hijyenik değil, hem de insani değil. Bu kadar mı değersiz bu insanlar? Üstümüzden dünya kâr elde edenler, işçiye gelince alacağına şahin, vereceğine karga kesiliyor” dedi.

FABRİKADA SAÇ-SAKAL KONTROLÜ

Bir süredir fabrikada saç sakal kontrolü yapıldığını ve buna uymayan işçilerin kapıdan içeri alınmadan geri gönderildiğini anlatan bir işçi ise, “Sakalı uzun diye tutanak tutulan bir sürü insan var. Çok açık ki bizler üzerinde baskı kurmaya çalışıyorlar. Bir araya gelmemizden ses çıkarmamızdan rahatsızlık duydukları için böyle dayanaksız uygulamalarla işçiyi yıldırmaya çalışıyorlar. Benim saçım ya da sakalım senin üretimini nasıl etkiliyor? Sendika da bir şey demiyor” dedi.

"MOLA YOK"

Bir başka Federal Mogul işçisi ise “Çay molamız yok. Ufacık tuvalet kabinlerinde sigara içmek zorunda kalıyoruz. Havalandırma da yok. İnsanlar kendi pisliğinde ölsün istiyorlar herhalde. Bir de sıra bekliyoruz. Hijyenmiş, pandemiymiş, hiçbir şey umurlarında değil. Burada iki kişi yan yana gelip bizlerin taleplerini dillendirdiğinde kapıyı gösterenler, bu sağlıksız koşullara göz yumuyor. Kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz? Sanayide atölyede mi çalışıyoruz, uluslararası üstelik sendikalı bir işyerinde mi belli değil” dedi.

"PROMOSYON NEREYE GİTTİ?"

Fabrika yönetimi tarafından verilmeyen banka promosyonlarına ilişkin de konuşan işçi, “Bize bir molayı, sigara alanını çok görenler promosyonları bizim kıyafet ve yemek masraflarımız için kullanıyormuş. Bankanın size verdiği parayı gasbediyoruz diyemiyorlar da sizin için harcıyoruz diyorlar. Sendika temsilcileri sus pus, işverenle el ele insanlara baskı uygulamaktan başka hiçbir işlevleri yok. Fabrika yönetimi de biz sözleşmeye bağlıyız deyip geçiştiriyor. Sözleşme zamanı fabrika önünde kendi gösterişi için bizlere eylem yaptıran sendika haklarımız için hiçbir şey yapmıyor” dedi.

ÜCRETLER ERİYOR

Başka bir işçi ise “Her geçen gün maaşlarımız eriyor. Kazandığımızı vergiye veriyoruz. Kaybeden hep işçi oluyor. Şöyle sendikayız, böyle güçlüyüz diyenler işçinin bir banka promosyonuna sahip çıkamıyor. Gazeteden okuduk, sendika ‘Çelik Halat’ta promosyonu alacağız mutlaka’ demiş. Federal işçisinin başı kel mi? Onların patronu da vermiyormuş, bizimki de vermiyor. Sen o fabrikaya alacağım deyip, bizimkine ses çıkarmıyorsun. Bunun tek açıklaması var promosyon paralarını bizim için değil, kendi yatırımları için kullanıyorlar. Bizim olan parayı sendikayla birlikte gasbediyorlar” diye konuştu.

"TUTULAN TUTANAĞIN HUKUKİ DAYANAĞI YOK"

Çalışma Ekonomisi Doktoru Murat Özveri ise "İşveren yönetim hakkı kapsamına girmeyen hiçbir konu hakkında emir ve talimat veremez. Örneğin saç sakal kontrolü bu yönetim hakkı içinde midir? Yapılan işe göre değişir. Örneğin sakalın üretilen şeye düşmesi üretimi hijyen açısından etkiliyorsa ya da üretim esnasında işçi sağlığı iş güvenliği açısından bazı riskler açığa çıkıyorsa bu anlaşılabilir. Fakat böyle bir durum yoksa, işverenin buna karışma yetkisi yoktur. Tutulan tutanakların da hiçbir hukuki dayanağı yoktur” dedi.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Sömürge madenciliği felaketinin yıl dönümünde İliç: Toprak zehirli, halk işsiz

Sömürge madenciliği felaketinin yıl dönümünde İliç: Toprak zehirli, halk işsiz

İliç siyanür faciasının üzerinden 1 yıl geçti. Hava, toprak ve su zehirlendi; 9 işçi can verdi. Daha fazla altın için kuralsız çalışmanın önünü açanlar aklandı. Halk zehirlenmiş doğa ve işsizlikle baş başa. Facianın ana sorumlularından uluslararası maden tekeli SSR, hisse senedi değerlerinin yükselmesiyle felaket öncesine geri döndü. İliç’teki altın için de “iş birliği içinde olduğu iktidarla” pazarlıkta.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Grevdeki Çelikaslan Tekstil patronunun kardeşi: "Benim zenginliğimi Allah verdi."

Evrensel'i Takip Et