İşsizler servisi
Şehrin emekçileri, özellikle son 4-5 aydır on binlerce işçinin işten çıkarıldığı bir süreci yaşadı ve sürüyor. Halı dokuma sektöründeki durgunluk öne sürülerek işçiler kapı önüne konuldu.
Mesut BAYLAV
Antep
Başpınar’a giden dolmuş yaklaşınca herkes gibi ben de hareketlendim. Sabah saatleri, içerisi kalabalık. Duraktan en son binen benim, şoförün yanında geçmişte muhtemelen muavinlerin oturduğu koltuğu boş görünce şaşırarak oturdum. Arkadaki, bilinen adıyla cep bölmesinin şoförün önünde bulunan kameralı sistemden tıkış tıkış olduğunu izledim bir süre. Diğer duraktan binen yaşlı birine yer verip, şoförden her an gelebilecek ‘Arkaya doğru ilerleyelim’ cümlesini duymadan gidebildiğim noktaya; cep bölümüne kadar vardım.
Organize sanayi bölgelerine giden dolmuşların genelde işsizleri taşıması olağandır. Bu dolmuşun da bir ‘işsiz servisi’ olabileceğini düşündüm. İşçi servisi-işsiz servisi. İki servis arasındaki geçişler akışkandır. İkisine de dönem dönem binmek mümkün. Antep’te son dönemler işsiz servisi yönlü bir akış söz konusu. Şehrin emekçileri, özellikle son 4-5 aydır on binlerce işçinin işten çıkarıldığı bir süreci yaşadı ve sürüyor. Halı dokuma sektöründeki durgunluk öne sürülerek işçiler kapı önüne konuldu. Yine binlerce işçi ücretsiz izne yollanıyor. Tablo bu.
YÜZLERDE İŞSİZLİĞİN GETİRDİĞİ GERGİNLİK…
Dolmuşun gittiği yerin de etkisiyle insanların yüzünde işsizliğin getirdiği gerginliği görmeye başladım. Yani benimki bir hüsnü kuruntu değil. Ayaktaki yolcuların çoğu genç. Telefonla uğraşıyorlar. Biri İŞKUR sayfasında geziniyor, tam çaprazındaki haritalardan konumlara bakıyor, fabrika konumlarına. İŞKUR’da gezinenin yanında iki arkadaşı da var. Onlar da arkadaşlarının telefonuna bakmakla meşgul. Ortaya bir şeyler atsam muhabbet dökülür gelir gibi bir hissin sonucu olarak soruyorum.
-İş başvurusuna mı?
-Öyle
-Hangi fabrikaya gidiyorsunuz?
-O belli değil, gezip soracağız.
“Organize geze geze biter mi?” diye düşünürken konum arayanın bana baktığını fark ettim, bu defa soru ondan geldi.
-Sen de mi iş aramaya?
-Yok benim bir görüşmem var, onun için gidiyorum.
-Ben üç gündür gidiyorum daha bir şey yok. Otuzlu yaşlarının başında olduğunu düşündüm. İki hafta önce çalıştığı işyerinden kendisi ayrılmış. Patronlar, işten çıkarmayı tek çözüm görmüyor elbet. İşçileri ücretsiz izne yollayıp sonra kendilerinin çıkışlarını alması için bir tür mobbingle süreci sürdürüyor. Ahmet de bu süreci yaşamış işte. Patron ayda 15-20 gün gezdirmeye (ücretsiz izin) başlayınca ‘yarı maaş neye yetsin, başka iş bulurum’ diyerek üç yıllık kıdeminin yüzde 30’unu alarak çıkmış işten. Çocuk da var, kış yaklaşıyor. Ama iş bulamıyor. Aldığı kıdem suyunu çekmiştir bile. Odun, kömür, kira. Saymakla bitmez. Yaz olsa bir şekil geçer ama kış zor, nasıl olacak?
-Mücahitlerde inen var mı?
Şoförün sorusunu duyunca mırıldanarak “yok” diyorum. İnen de olmuyor zaten. Ama biri düğmeye basmış olacak ki, “İnen yoksa niye basıyorsunuz düğmeye?” diyor şoför. Düğmeye basan benmişim gibi hissediyorum. Öncesinde ‘cebe’ kadar kendi irademle yürüdüğümü düşünüp “ödeştik” düşüncesiyle rahatladım. Sonra bizim işsiz üçlüden şapkalının kolu değmiş, sırtını düğmenin olduğu direkten çekince anladım.
-Bu şoförler de başımıza Allah.
Ahmet oralı değil. “Hava kapalı, yağmur yağmasa bari” diye mi düşünüyor? Bugün de üzerine kapanma ihtimali olan kapılar mı gözünün önüne geliyor?
-Üç gündür geliyorsun, bilirsin o zaman, iş aramaya giden çok mu?
-Bu servisin çoğu iş aramaya gidiyordur. Diğer günler de böyle. Eskiden de böyleydi de şu son dönem çok arttı.
İŞ ARARKEN 54 LİRA GİTTİ BİLE
Gidiş-dönüş 18 lira yapıyor. Ahmet’in üçüncü günü, bu yoklukta 54 lira iş aramak için dolmuşa gitti. Gerginliğin bir tınısı varsa bu dolmuşta hissedilen o. Sanayiye girdikçe ikili üçlü boşalıyor dolmuş. Ben de ineceğim yerde iniyorum.
Dönüş yolunda dolmuşa ilk binenlerdenim. Sonraki duraktan iki işçi konuşmalarını sürdürerek önümdeki ikili koltuğa oturuyor. Ellerinde birer kağıt.
-Bunların Allah belasını versin.
-Kurtulduk yav, kafam rahatladı.
Servislerinin değiştiğini düşündüm. Artık işsizler servisindeler. Sabah iş aramak için gelenler ise henüz dönüş için yola çıkmadı. Yağmur başladı, başımın üstündeki camı kapattım. Kış yaklaşıyor.
Evrensel'i Takip Et