7 Kasım 2022 03:10

Elazığ’da öğrencinin çilesi hiç bitmiyor!

Depremin üzerinden neredeyse iki yıl geçmesine rağmen yıkılma raporu verilen bazı okullar taşınıyor, öğrenciler başka okullarda sınıf mevcudunu ikiye katlayarak nitelikli eğitime ulaşmaya çalışıyor.

Elazığ’da öğrencinin çilesi hiç bitmiyor!

Fotoğraf: DHA

Özkan ZÜLFİKAR
Elazığ

Elazığ’da 24 Ocak 2020 tarihinde meydana gelen depremin izleri halen silinmiş değil. Deprem özellikle eğitim alanında birçok soruna sebep olurken, bu sorunların büyük bölümü ise hâlâ çözülememiş durumda. Depremin üzerinden neredeyse iki yıl geçmesine rağmen yıkılma raporu verilen bazı okullar taşınıyor, öğrenciler başka okullarda sınıf mevcudunu ikiye katlayarak nitelikli eğitime ulaşmaya çalışıyor. Deprem sonrası boşaltılıp başka okula taşınan okullardan biri de Atatürk Anadolu Lisesi. Yaz aylarında herhangi bir işlem yapılmayan okul, ders zilinin çalmasıyla boşaltıldı. 800 civarında öğrencisi olan bu okul yaklaşık olarak 2 km uzaklıktaki ve yine yaklaşık olarak 800 öğrencinin eğitim gördüğü Balakgazi Anadolu Lisesi’ne taşındı. Sabahçı ve öğlenci olarak ders verilen okul, önceki okula nazaran daha uzakta olduğu için öğrenciler ulaşım sıkıntısı da çekiyor. Atatürk Anadolu Lisesi 12. Sınıf öğrencisi olan Yücel, “Servis kullanmıyorum. Çünkü servis ücretleri pahalı oldu. Otobüs daha kârlı oluyor. Benim evim okuluma çok uzak ve sabahları otobüsler çok dolu olduğu için beni genelde almayıp geçiyorlar. Ekstra otobüs olsa öğrencilere çok güzel olur.” diyerek yaşadığı sıkıntıları anlatıyor. 9. sınıf öğrencisi olan İsyan ise, “Servis kullanmıyorum. Okula yürüyerek gidiyorum. Çünkü çok masraf oluyor. Başka ihtiyaçları karşılamak çok zor zaten, bir de servise masraf yapmak istemiyorum. Taleplerimiz kantindeki fiyatların düşürülmesi ve kendi okulumuza en kısa sürede geçmemiz. Yani kışın servissiz bayağı zor olacak ama yine de servis kullanmayı düşünmüyorum.” diyor.

"TAŞINAN OKULLAR BİRBİRİNİN DENGİ DEĞİL"

Konuyla ilgili görüştüğümüz Eğitim Sen Elazığ Şube Başkanı Musa Doğan, ekonomik kriz, pandemi ve depremle birlikte en çok sıkıntı yaşayan illerden birinin Elazığ olduğuna vurgu yapıyor. Okulların taşınma konusuna değinen Doğan, “Bir kere taşınan okul dengi bir okul değil. Ortaokul ilkokula, lise ortaokula transfer ediliyor. Öğrenciler çevresinden uzaklaşıyor, yabancı bir ortama giriyor. Hem de yolu uzuyor. Çocuklar karanlıkta çıkıyor okuldan. Veliler için de yeni okulun daha uzak bir mesafe olması nedeniyle masraflar artıyor. Güvenlik konusu da önemli. Başka okullara gittikleri için öğrenciler kavga halinde olabiliyorlar. Bıçaklanma olayları olabiliyor. 14 yaşında bir öğrencinin bıçaklanma sonucu öldüğünü biliyoruz. Başka yerden gelen öğrenciye gittiği okulun öğrencisi tahammül etmiyor ve öğrenciyi suçluyor. Aralarında çatışmalar başlıyor. Pandemi döneminde okullar kapalıydı. İki yıl içerisinde bütün sorunlar hayli hayli çözülürdü ama yapılmadı.” diyor. Okullarda öğrencilerin düzenli beslenemediklerini hatta birçok öğrencinin okula aç gidip geldiğini de belirtiyor Doğan: “Sendikamız yine son zamanlarda artan maliyetler ve ekonomik krizle birlikte çocukların beslenme durumuna ilişkin ücretsiz bir öğün yemek talebini dile getiriyor. Çünkü çocuklar okulda artık bir simit, bir bisküvi alacak durumda olmuyorlar. Bütün öğrencilere bir öğün ücretsiz sıcak yemek verilmeli.”

"OKUL BAŞLADI, YIKIM YAPTILAR!"

Eğitim İş Elazığ Şube Başkanı Özgür Şahin de deprem dolayısıyla büyük bir mağduriyet yaşandığını ancak bu mağduriyetin eskimiş, eğitime cevap vermeyecek hale gelmiş okulların hızlı bir şekilde yenilenebilmesine vesile olabileceğinin altını çiziyor. Ancak bunların yapılmadığını söylüyor Şahin: “Bu fırsat değerlendirilmedi. Şu an bile bazı okullar yıkılıyor. Bazı okullara güçlendirme yapılıyor. Mesela ben güçlendirmeye de sıcak bakmıyorum. Hemen hemen yeni bir okul yapmayla aynı maliyete geliyor. Yeni bir binanın yapılması daha mantıklı. Eğitime önem verilmedi. Yeteri kadar özen gösterilseydi daha hızlı bir şekilde dönüşüm olabilirdi. Eğitim başlamış ama yıkımlar devam ediyor. Eylül ayında okulları yıkmaya başlıyorlar. Yıkımlar ancak okul bitince olur.”

ÖĞRETMENLER DE BÜYÜK MAĞDURİYET YAŞIYOR

Durumdan kaynaklı öğrencilerin büyük sorunlar yaşadığını söylüyor Şahin: “Başka okula geçildiği için ikili eğitim yapılıyor. Sabah 06:50’de ders başlıyor. Akşam da 18:30’da okuldan çıkılıyor. Sabah uyku alamadan okula geliyor öğrenci. Doğal olarak ilk iki ders uyuyor. Akşam da geç çıkılıyor. Dolayısıyla öğrenci zifiri karanlıkta derse girip zifiri karanlıkta okuldan çıkıyor.” Öğretmenlerin de öğrenciler kadar etkilendiğine vurgu yapıyor Şahin: “Öğretmen farklı bir binaya gidiyor. Adaptasyon sorunu yaşıyor. Öğretmen kendisini oraya ait hissetmiyor. Öğrenci de hissetmiyor. ‘Misafiriz’ gibi görüyorlar kendilerini.” Taşınmadan dolayı sınıf mevcutlarının da arttığını ifade ediyor Şahin: “Eğitimde sınıf mevcudu ne kadar düşük olursa o kadar kalite artar. Elli beş mevcutlu okul olduğunu biliyorum.”

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yoksulluk sınırı kırmızı çizgi

Yoksulluk sınırı kırmızı çizgi

600 bin işçiyi kapsayan kamu toplu sözleşmesi görüşmeleri dün başladı. Ek iş yapmadan geçinemez hale gelen işçilerin temel talebi yoksulluk sınırının üzerinde ücret. Kamuda 4 ayrı kuşaktan savunma sanayi işçilerinin aktardığı deneyimler de taleplerin ancak birlik olup, mücadeleyi göze alınca kazanılabildiğini gösteriyor.

Ücretler yoksulluk sınırının üzerine çıkarılsın

Vergi kesintileri yüzde 15’le sınırlı tutulsun

İkramiye ve ek ödemeler vergi kesintisi dışında bırakılsın

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Mardin’de kayyım 3 ayda 301 işçiyi işten attı.

Evrensel'i Takip Et