22 Kasım 2022 13:27

Tahir Elçi davası yarın: Mış gibi yapılan soruşturmanın mış gibi yapılan yargılaması…

Tahir Elçi cinayeti davasının 6. duruşması yarın görülecek. Avukat Neşet Girasun, "Soruşturma isteksiz ve etkisiz yapıldı, dava açıldıktan sonra da tutum mahkeme tarafından devam ettirildi" dedi.

Fotoğraf: Evrensel 

Paylaş

Meltem AKYOL
İstanbul

Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, kameraların önünde ve canlı yayında öldürüldü. 7 yıl oldu, katili halen bulunamadı. Davanın 6. duruşması yarın. Avukat Neşet Girasun, mahkemenin son duruşmada tanık olarak dinlenmesine karar verdiği Ahmet Davutoğlu’nun dinlenmesinden vazgeçtiğini hatırlattı, siyasi müdahale vurgusu yaptı ve ekledi: “Soruşturma isteksiz ve etkisiz yapıldı, dava açıldıktan sonra da tutum mahkeme tarafından devam ettirildi. 5 gün sonra yıl dönümü. 7 yıl oldu. Bu siyasi cinayetin aydınlatılması için büyük bir çaba içerisinde olduk. Mahkemenin bu tutumu bizi yolumuzdan çevirmeyecek. Biz bu cinayet aydınlanana kadar hukuk mücadelesi vermeye devam edeceğiz.”

7 YIL OLDU… 

Olay şöyle gelişti… Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, 28 Kasım 2015’te Diyarbakır’daki Dört Ayaklı Minare’nin önünde bir basın açıklaması yapıyordu. Sonra silah sesleri yükseldi, peşi sıra. Tahir Elçi vurulmuştu… Dört Ayaklı Minare’nin önünde…

Ama aslında olay şöyle gelişti…

Tahir Elçi’nin vurulmasının hemen öncesinde Gazi Caddesi’nde bir başka silahlı saldırı gerçekleştirilmiş, "örgüt üyeleri" Mahsum Gürkan ve Uğur Yakışır içinde bulundukları taksiyi durdurmak isteyen 2 polis memurunu vurarak öldürmüştü. Oradan kaçan 2 kişi oradan Tahir Elçi’nin açıklama yaptığı Yenikapı Sokak’a girdi. Üstelik bu 2 kişi 1 gün önce 27 Kasım 2015’te Bağlar’da bulunan Kadın Doğum Hastanesi önüne bir polise saldırıda bulunmuştu. Olay günü polis tarafından fiili takipteydiler, 13 kilometrelik bir takip vardı. Buna rağmen taksiyi durdurması anons edilen polislere bu konuda herhangi bir uyarıda bulunulmadı. Tam da bu konuya dair 17 Ocak 2016’da BİMER’e iletilmiş bir ihbar mektubu vardı. Mektup, olayı gerçekleştirdiği söylenen "örgüt üyelerinden" birinin 1 yıldır dinlendiğini söylüyor ve şu iddiada bulunuyordu: “Eylemi yapan teröristlerden biri istihbarat elemanı, bu yüzden emniyet müdürleri kimseye haber vermedi.” Bu iddia araştırılmadı, başka pek çok iddia gibi.

Şöyle özetleyelim:

  • Yapılması gereken inceleme, Tahir Elçi’nin öldürüldüğü olaydan ancak 3,5 ay sonra 17-18 Mart 2016’da yapılabildi. Gerekçe güvenlikti ama olay yeri kısa bir süre sonra halka açılmış, olay yerindeki delillerin yeri değiştirilmiş, deliller ortadan kaldırılmıştı.
  • İddianame ise Elçi’nin ölümünden ancak 4 yıl 6 ay sonra, 20 Mart 2020’e kabul edildi, ilk duruşma 5 yıl sonra, 21 Ekim 2020’de görülebildi. İddianamede Mesut Sevgi, Fuat Tan ve Sinan Tabur isimli 3 polis ile "örgüt üyesi" Uğur Yakışır sanık olarak yer alıyordu. Diğer "örgüt üyesi" Mahsum Gürkan’ın ise 13 Mart 2016’da Sur’da öldüğü ortaya çıktı.
  • Elçi’nin vurulma ve ölüm anını en iyi verecek görüntü Mardin Kapı Kebap Evi’nin Dört Ayaklı Minare’ye bakan (4 No’lu) kamerasıydı. Kebap evinin diğer 3 kamerasında hiçbir sorun yoktu ama gelin görün ki dördüncü kamera çalışmıyordu. Yine Yeni Kapı Sokak’ta yer alan PTT Şubesinin olay yerini görecek durumda olan (5 numaralı) güvenlik kamerasının görüntülerinde, 11.34-11.51 arasında 17 dakikalık bir kesinti vardı. Bitmedi, Tahir Elçi açıklama yaparken polisler de çekimdeydi. Polislere ait olan tek kamera kaydının ise cinayeti aydınlatabilecek 13 saniyesi kayıptı. Kısacası ölüm anını gösterebilecek 3 ayrı kamera kaydı ya açılamıyordu ya da ortada yoktu.
  • Tanıklar Ekrem Özgün, Deniz Ataş ve Recep Özbek “Elçi cinayeti PKK tarafından organize edildi, failleri örgüt militanları” beyanında bulunmuştu. Ancak üçüncü duruşmada bunu baskı, işkence ve ölüm tehdidi altında verdiklerini anlattılar. Hatta Ataş Diyarbakır Baro Başkanlığına buna dair bir mektup yazdı, Diyarbakır Adliyesinde görev yapan savcı K.K.’nin kendisine “Tahir Elçi cinayetini Mahsum Gürkan ve Uğur Yakışır’a mal etmesi” yönünde baskı yaptığını aksi durumda ölümle tehdit edildiğini anlattı. Mektup mahkemeye sunuldu, mahkemeden adı geçen savcı hakkında suç duyurusunda bulunulması ile Hakimler ve Savcılar Kuruluna (HSK) şikayette bulunulmasını talep edildi. Ancak bu talep reddedildi. Avukatların Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığı başvuruda ise henüz bir gelişme yok. 
  • 12 Eylül 2021’de Diyarbakır’ı ziyaret eden ve “Tahir Elçi, siyasi bir suikasta kurban gitti” diyen dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun dinlenmesine karar veren mahkeme bu karardan duruşmaya gelmeden vazgeçti.

SORUŞTURMA İSTEKSİZ, YARGILAMA ETKİSİZ…

Bu eksikliklerle yürüyen Tahir Elçi cinayeti davasının altıncı duruşması yarın Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek. Bu duruşmada adli tıp kurumundan (ATK) 2 rapor ile TÜBİTAK’tan bir rapor bekleniyor. Önceki celselerden beri beklenen raporlar bu duruşmaya da yetişmeyebilir. Duruşmada en çok tartışılması beklenen konu Davutoğlu’nun dinlenmesi kararından vazgeçilmesi…

Duruşma öncesi görüştüğümüz Tahir Elçi İnsan Hakları Vakfı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, Avukat Neşet Girasun, davanın çok isteksizce yürütülen soruşturma sonucunda açıldığını, iddianamenin de bu etkisiz ve isteksiz yürütülen sürecin bir sonucu olarak ortaya çıktığını söyledi ve şunları ekledi:

“Dava açıldıktan sonraki 2 yıllık süreçte soruşturma aşamasındaki isteksiz ve etkisiz tutum mahkeme tarafından devam ettirilmektedir. Bugüne kadar maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasına, yani Tahir Elçi’nin katillerinin ya da bunları koruyan güçlerin ortaya çıkarılmasına dönük olan tüm taleplerimizin mahkeme tarafından reddedildiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Davutoğlu’nun dinlenmesi önemli bir gelişmeydi, çünkü o dönem Başbakan olan birinin hem istihbari açıdan hem savcılıktan hem emniyetten, valilikten bilgilendirilmemiş olması hayatın olağan akışına aykırıdır. Buna ek olarak kendisi de bunu ‘Siyasi bir suikast’ olarak tanımlamıştı. Ancak mahkeme Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine ve bizim görüşümüzü almaksızın hem yasaya hem usule hem de teamüllere aykırı bir şekilde duruşmayı beklemeden bu kararından geri döndü.”

AYDINLATANA KADAR DEVAM EDECEĞİZ…

"Siyasi bir müdahale olduğunu mu düşünüyorsunuz" diye sorduğumuz Girasun’un yanıtı şöyle oldu:

“Başka bir şey aklımıza gelmiyor maalesef. Tam da bu nedenle mahkemenin bağımsız ve tarafsız olmadığını düşünüyoruz. Reddihakim talebinde bulunduk bunun için. Bu talep de itirazımız da reddedildi. Tahir Elçi’nin öldürülmesinin yedinci yıl dönümüne sayılı günler kaldı. Duruşmadan 5 gün sonra yıl dönümü. Yedi yıl oldu. Bu yedi yıllık süreçte Tahir Elçi ailesi, avukatları, Diyarbakır Barosu ve kurulduğu günden bu yana Tahir Elçi Vakfı bu siyasi cinayetin aydınlatılması için büyük bir çaba içerisinde oldu. Mahkemenin bu tutumu bizi yolumuzdan çevirmeyecek. Biz bu cinayet aydınlanana kadar hukuk mücadelesi vermeye devam edeceğiz.”

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Baro başkanlarından valilik yasaklarına tepki

SONRAKİ HABER

İşsize işsizlik maaşı yok

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa