‘Zamları durdursunlar’
TÜİK yıllık enflasyona 84,39 diyor. ENAG ise 170,70 açıklıyor. Geçtiğimiz yıl 3 Aralık 2021 tarihli market fişiyle yaptığımız haberdeki verileri kullanarak yeniden marketlere girdik.
Hilal TOK
Murat UYSAL
İstanbul
Milyonlarca yurttaşı ilgilendiren asgari ücret görüşmeleri sürüyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) yıllık enflasyona 84,39 diyor. Enflasyon Araştırma Grubunun (ENAG) ise 170,70 açıklıyor. Geçtiğimiz yıl 3 Aralık 2021 tarihli market fişiyle yaptığımız haberdeki verileri kullanarak yeniden marketlere girdik. Yurttaşın en çok kullandığı asgari ihtiyaçlarındaki artışı kıyasladık. Toz şekerde yüzde 259, salçada yüzde 400, makarnada yüzde 123, çayda yüzde 123, bulgurda yüzde 138 fiyat artışı gözledik.
Geçen yıl yaptığımız haberde 3 Aralık gününe ait bir market fişiyle güncel fiyatları karşılaştırmıştık. Bugün aynı market fişiyle aynı marketteki aynı marka ürünlerin fiyatlarının değişimine baktık. En asgari ihtiyaçların kullanıldığı, kırmızı et, tavuk, peynir gibi birçok temel ihtiyacın yer almadığı, dar gelirli yurttaşların sıkça tercih ettiği perakende marketlerin birinde marketin en ucuz ürünlerinin kullanıldığı 3 Aralık 2021 tarihli market fişindeki fiyatlarla 14 Aralık 2022 tarihine ait market fiyatlarını karşılaştırdık.
3 Aralık 2021 tarihinde alınan ürünler; 5 litre ayçiçeği yağı, 5 kilogram un, 5 kilogram toz şeker, 1 kilogram küp şeker, 1 litre tam yağlı süt, 1 kilogram pilavlık bulgur, 1 kilogram nohut, 1 kilogram mercimek, 500 gram makarna, 830 gram konserve bezelye, 15’li yumurta, 1 kilogram tereyağı, 1 kilogram patates, 1 kilogram soğan, 1 litre riviera zeytinyağı toplamda 367,10 lira tutmuştu. Aynı ürünleri 14 Aralık 2022’de aldığımızda sepet tutarı 843,55 lira oldu. 5 kilogram toz şeker 33,95’ten 121,90’a çıkarak yüzde 259, salça 6,90’dan 34,50’ye çıkarak yüzde 400, makarna yüzde 123, çay yüzde 123, bulgur yüzde 138 artmış… Verilerde görüneni onaylayan yurttaşlar da geçen yıl aldıklarını bu yıl alamadıklarını söylüyor.
"AKŞAM BİZ DE YEMEK PİŞİREMEYECEĞİZ"
Eşi asgari ücretli temizlik işçisi bir kadın olan Meliha, markette arkadaşı için lahana bakıyor. Kilosu 5 liradan olan lahananın daha ucuza gelmesi için küçüğünü sepetten ararken “Kendime değil, arkadaşıma alıyorum. Akşam beraber sarıp yiyeceğiz. Kendime alamıyorum çünkü yanında salça, soğan, kıyma da almam gerekir. Onları alamadığım için… Soğanın kilosu olmuş 13-15 lira. Salça 40 lira. Akşam çocuklara hiçbir şey yapamayacağım, arkadaşıma gidip yiyeceğiz” diyor.
"ÜÇ AYDIR EVE YOĞURT GİRMEDİ"
Bazen markete alacağını almaya geldiğini, ancak zamlanmasıyla eve eli boş döndüğünü söylüyor ve ekliyor: “Pahalılık çok kötü etkiliyor bizi. Bazen markete gelip zamlandığını görüp boş dönüyorum eve. 100 bin lira borcumuz var ödeyemiyoruz. Temizlik işine gidiyorum iş çıktıkça. Eşim de özel hastanede asgari ücrete çalışıyor. Asgari ücrete gelen zam bizim için geçerli değil ki. Alamıyoruz yine. Daha ucuzunu bulmak için indirimleri takip ediyorum. İki aydır hiç pazara gittiğim yok. Olmayınca nasıl gideceksin? Çocuklara genelde çorba ve makarna yapıyorum. Çocuklar markete girdiğimizde cips, sucuk istiyor. Nasıl alabiliriz? Çocuğum yoğurdu çok sever mesela. Yoğurt almış başını gitmiş. Mantı çok sever çocuğum ama mantı alsam yoğurt alamıyorum. Yoğurt alsam mantı alamıyorum. En son 2 sene önce sucuk aldık. En son köyden 3 ay önce yoğurt getirdim. 3 aydır eve yoğurt girmiyor.”
TEMİZLİĞE GİTTİĞİ EVLER İLE MELİHA’NIN YAŞAMI ARASINDA UÇURUM VAR
Zenginlerin evine temizliğe gidip kendi yaşamına bakınca aradaki eşitsizlik yakıyor canını Meliha’nın “Zengin fakiri görürse değişir bu durum. Zengin zengin oldu. Fakir iyice fakir oldu. Ben temizliğe gidiyorum, o kadar zengin insanlar. Ben ise… İnsan haliyle düşününce kötü oluyor. Onlar her şey alabiliyor çocuklarına biz hiçbir şey alamıyoruz. Asgari ücrete hep zam yapıldı, ne kadar artarsa artsın, her şey o kadar pahalanıyor. O yüzden zam bizi rahatlatmıyor. Zenginler biz çalıştık biz kazandık diyor. Ben 20 senedir çalışıyorum. Yazın gidip çay kesiyorum. Kışın burada hayat mücadelesi. Birikimim yok. Emekli de olamayacağım hep sigortasız çalıştım…”
“Çocuğa günlük 10 lira harçlık veriyorum. Beslenmesine bir şey koyamıyorum” diyor bu arada, markete birlikte geldiği çocuğu alıyor sözü, “On liraya bir tost alıyorum. Yanına içecek alamıyorum. Su içiyoruz.”
"BAŞIMIZDAKİLER GÖTÜRÜYOR BİZ SÜRÜNÜYORUZ"
Soğan ve patates sepetinin önünde alacağı dört soğanı seçen emekli bir kadın, “Soğan on lira. Emekliyim, aldığım maaş zaten belli. Et alamıyoruz, peynir, yoğurt alamıyoruz. Bugün aldığımızı yarın alamıyoruz. Strese soktular beni. Gramla alıyorum ya bakın” diyerek elindeki soğan poşetini gösteriyor. “Dün aldığımızı bugün alamıyoruz. İndirim gibi gösterip gramajı indiriyorlar. Yarım kilo soğan aldım şimdi. Bundan başımızdakiler sorumlu. Onlar götürüyor biz de böyle sürünüyoruz işte.”
"ASGARİ ÜCRETE ZAM YETMEZ"
Zeliha Hasanoğlu da patates soğan seçiyor. Asgari ücretli eşinin kazandığı ile 3 çocuk geçinmeye çalışıyorlar. Tek şansı evlerinin kira olmaması: “Kendini idare ettirebilirsin ama çocuğu idare ettiremiyorsun ki. İndirimler nerede varsa oraya koşuyorum. Asgari ücret zammı hiçbir yarar sağlamadı. Asgari ücrete zam yapacaklarına bu ihtiyaçlarımıza yapılan zammı durdursunlar. Eskiden daha iyiydi. Önceden sebzeyi bir kilo alıyorsam şimdi yarım kilo alıyorum. Burası daha uygun diye soğan almaya geldiğim. Aşağı okulun orda bir lira fazla. Bir lira fark için buradayım. Önceden 5 kilo alıyorsam soğanı şimdi bir kilo. Kenarda tutamıyorum soğan. Olmuyor. Devletimiz ve dış devletler sorumlu bu pahalılıktan. Asgari ücretle geçiniyoruz biz de. Çok şükür kirada değiliz ama yine de çok zor. Asgari ücrete zam gelince arkadan her şeye zam gelecek; sebze meyve, elektrik su… Ben daha ucuzu bulmak için market market dolaşıyorum. Nerede indirim varsa oraya koşuyorum. Böyle olmamalı. Herkesin ulaşabileceği fiyatlar olmalı.”
"ENFLASYON DÜŞÜK DEYİP ASGARİ ÜCRETİ DE ONA GÖRE DÜŞÜK YAPACAKLAR"
Asgari ücretli şantiye işçisi Esat Nakış da market önünden sesleniyor: “Serbest piyasanın kalkması lazım, başka türlü düzelmez”. Nakış devam ediyor: “Benim devletimden tek istediğim serbest piyasayı kaldırması. Kaldırmak istese kaldırır. Her şeye bir kota koyabilir, teftiş edebilir. Yapmaları lazım. Ama yapmıyor. Biz kiradayız. Kiralar ateş pahası. 2 çocuk var. Evi ben geçindiriyorum. Asgari ücrete istedikleri kadar zam yapsınlar. İsterse 12 bin lira olsun. O artınca kiralar da gıda fiyatları da artıyor. Bu serbest piyasa olduğu müddetçe de böyle olur. Boğazımızdan kesiyoruz hep. Her tarafı dolaşıyoruz uygunu bulmak için. Fazla giden malın fiyatı sürekli artırıyor marketlerde. Faizi düşürüyorlar onu da asgari ücrete zammını ona göre belirleme derdinde oldukları için. Enflasyon düşük deyip asgari ücreti de ona göre düşük yapacaklar. Sonra her şey yine tavan yapacak.”
"DEVLETİ DE HAREKETE HALK GEÇİRECEK"
Nakış, devlet ile sermayenin birbirlerini kalkındırdıklarını söylerken kendisinden değil zenginlerden vergi alınması gerektiğini belirtiyor: “Ben mesela asgari ücrete çalışıyorum. Benden vergi almasınlar. Zengin iş adamları kazanıyorsa onun sırtından alacaksın vergiyi. Devlet istese bunu yapar. Ama yapmıyor. Devleti de harekete halk geçirecek.”