Almanak 2022 | Yıl boyunca sansürü konuştuk
“Sansür Yasası, “Saik” nasıl tespit edilecek; bir bilginin “gerçeğe aykırı” olduğuna kim karar verecek soruları yanıtlanmadan yürürlüğe girdi.
Fotoğraf: Şerif Karataş/Evrensel
Ceren SÖZERİ
Son birkaç yıldır sene sonundaki yazılarımdan en az birini, Poynter, Nieman Lab gibi gazeteciliğin dönüşümüne dair listeleri yorumlamaya ayırıyordum. Ve fakat her sene sonunda bunların hiçbirini tartışamamış olmamız, sürekli gözaltına alınan, tutuklanan, fiziksel şiddete uğrayan, hedef gösterilen gazetecileri ve sansürlenen gazeteciliği konuşmamız öfkeyle harmanlı bir umutsuzluğu besliyor.
Bu sene neredeyse hiç ara vermeden sansür konuştuk. Oysa seneye küçük de olsa bir umutla başlamıştık. Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu’nun 27 Ekim 2021 tarihinde dokuz haber ve 129 URL’ye erişim engeli getirilmesine yönelik sekiz başvuruyu değerlendirip bir pilot karar aldığını duyurmuştu. Kararın gerekçesi 2022’nin ilk haftasında yayınlandı. Mahkeme sekiz başvuru için ihlal kararı verdi ve tazminata hükmetti. Bekleyen başvuruları değerlendirmeyeceğini ilan ederek 5651 sayılı İnternet Kanunu’nun 9. Maddesi’nde değişiklik yapılması için Meclis’e bir yıl süre verdi. Yalnızca 5-11 Aralık haftasında, Cumhurbaşkanı’nın oğlu Bilal Erdoğan’ın arkadaşına verilen ihalelerle ilgili 37’si haber olmak üzere 42 içeriğe; Yeni Yaşam gazetesinin “AKP’ye yakın şirketlere ihale yağdı” haberine; Cumhurbaşkanının danışmanının gelininin Vakıflar Genel Müdürlüğüne üst düzey yönetici olarak atanması hakkındaki haberlere erişim engeli getirildi. Yasama AYM’nin kendisine tanıdığı bu bir yıllık süreçte kılını bile kıpırdatmadı, erişime engellenen haber sayısı hatta buna dair haberlere getirilen engeller arttıkça arttı.
Ocak ayının ortasında bir televizyon programında yaptığı teşbih sekiz gün sonra fark edilince gazeteci Sedef Kabaş apar topar gözaltına alındı ve tutuklandı. Akabinde ocak ayının sonundan itibaren yıl boyunca Halk TV, Tele1, KRT, Fox TV’ye ceza yağdı. RTÜK Üyesi İlhan Taşçı’nın verdiği bilgiye göre 1 Ocak- 15 Eylül 2022 arasında Halk TV’ye 14, Tele1’e 11, KRT’ye 5, Fox TV’ye 4, Flash Haber’e 4 olmak üzere toplam 38 cezanın tutarı 11,5 milyon TL. İktidara yakın kanallardan TGRT Haber, Beyaz TV ve ATV’ye toplam 1,5 milyon TL tutarında üç ceza verilmiş. RTÜK’ün tarafsızlığı ve üye yapısı bu yıl da çok konuşuldu. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin katıldığı bir toplantıda: “…son dönemlerde şahsınıza yönelik olarak hiç de ahlaki ve insani olmayan söylemlerde bulunulmasına, hele hele de bu söylemlerin ve eylemlerin medya üzerinden yapılmaya çalışılmasına Radyo ve Televizyon Üst Kurulu olarak asla ve asla müsaade etmedik, bundan sonra da etmeyeceğimizi tekraren kararlı bir şekilde belirtmek istiyorum" dedi.
Sedef Kabaş mart ayında tahliye edildi. Haziran’da Mezopotamya ve JinNews haber ajanslarından 19 gazeteci sabah evleri basılarak gözaltına alındı. 16’sı tutuklandı, haklarında hâlâ bir iddianame hazırlanmadı. Ekim ayının sonunda yine aynı ajanslardan 11 gazeteci gözaltına alındı dokuzu tutuklandı. Onlar hakkında da henüz iddianame yok. Kürt gazetecilerin kapıları kırılarak, başları eğilerek gözaltına alınma biçimleri ve tutuklanmaları yeterince gündem olamadı. Dayanışma eksikliği bizi yine yarı yolda bıraktı.
Bu seneye damgasını vuran olay kuşkusuz Sansür Yasası’ydı, 2021’in ortalarından itibaren ha çıktı ha çıkacak denilen yasa sonunda Ekim 2022’de Meclis’ten geçti, Cumhurbaşkanı onayıyla yürürlüğe girdi. Kanun teklifinin havucu olarak nitelendirebileceğimiz maddelerle internet haber sitelerinin Basın Kanunu kapsamına alınması, dolayısıyla resmi ilan almalarının önü açıldı. Haber sitelerinde çalışanlar artık basın kartı alabilecek dolayısıyla akredite olup basın toplantılarını izleyebilecek. Ancak Basın Kartı Komisyonu’nda yapılan değişiklikle bundan sonra İletişim Başkanlığı’nın beğenmediği gazetecilerin basın kartı alması zor. Basın İlan Kurumu’nun yapısı da değiştirildi. Evrensel’in hakkı olan ilanlar 2019’dan beri kesilmişti, BirGün, Cumhuriyet, Sözcü gibi gazetelere de sık sık ilan kesme cezaları veriliyordu, ancak artık işler daha da zor. Kurumda hükümet temsilcilerinin sayısı arttı. Haber sitelerine cevap ve düzeltme metinlerini yayınlama zorunluluğu getirildi. Ancak en fazla tartışılanı, yasayı sansürle anmamıza neden olan 29. maddeydi. “Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır” ifadesini içeren madde. “Saik’ nasıl tespit edilecek?”, “Bir bilginin ‘gerçeğe aykırı’ olduğuna kim karar verecek?” soruları yanıtlanmadan yürürlüğe girdi. Muhalefet yasa görüşülürken Mecliste çok fazla direnemedi, iptali için AYM’ye başvurdu.
Yılın son ve çok endişe veren olayı ise 13 Kasım’da İstiklal Caddesi’ndeki terör saldırısının ardından gelen yayın yasağı ve sosyal medyaya erişimin engellenmesiydi. Sansürün gerekçesi kamuya açıklanmadı, BTK, Alternatif Bilişim Derneğinin bilgi edinme başvurusuna özetle “gerekli görüldü hakime de onaylatıldı”dan ibaret bir cümlelik yanıt verdi. Yıl biterken, artık kurumsallaşan sansürün seçim sürecinde nelere yol açacağını endişeyle bekler haldeyiz.