Özgür, bilimsel bir tartışma alanı olarak Sosyal Bilimler Kongresi
17. Ulusal Sosyal Bilimler Kongresi'nde 89 oturumda 450 bilim insanı emek meselesinden iklime, dış politikadan ekonomiye birçok konu hakkında 340’a yakın sunum gerçekleştirdi.
İLGİLİ HABERLER
17.Ulusal Sosyal Bilimler Kongresi ODTÜ’de başladı
İrem TAÇYILDIZ
ODTÜ
Türk Sosyal Bilimler Derneğinin düzenlediği 17. Ulusal Sosyal Bilimler Kongresi 1-3 Şubat tarihlerinde ODTÜ’de gerçekleştirildi. 89 oturumun bulunduğu kongrede 450 bilim insanı tarafından emek meselesinden iklime, dış politikadan ekonomiye birçok konu hakkında 340’a yakın sunum gerçekleştirildi.
Sosyal Bilimler Kongresi, akademinin sermayenin ihtiyaçları gözetilerek şekillendirildiği, yapılan araştırmaların sermayenin çıkarına olmadığı takdirde türlü engellerle karşılaştığı bu günlerde kısıtlayıcı koşullar karşısında bir araya gelerek sosyal bilimlerin özgürce tartışıldığı bir alanı inşa etmesi açısından önemli bir yerde durmaktadır.
“LİSANS ÖĞRENCİLERİNİN SAYISI SON DERECE AZDI”
Kongrede öğretim ve araştırma görevlisi, doktora ve yüksek lisans öğrencilerinin araştırmalarını içeren sunumlar yoğun katılımla gerçekleşti. Bu denli ifade alanlarının kısıtlandığı bir dönemde yoğun bir katılımın söz konusu olması iyi bir noktayı işaret etmektedir. Ancak kongrenin katılımcı olarak çoğunlukla akademisyenleri hedeflemesi nedeniyle kongrede lisans öğrencilerinin sayısı son derece azdı. Öğrencilerin bir araya geldiği alanlara yönelik saldırıların da çokça arttığı bu süreçte sosyal bilimler alanında tartışmaların yürütüldüğü bir alanın lisans öğrencileri için yaratılması dünden çok daha büyük bir önem taşımaktadır.
Sunumu gerçekleştiren kişilerin akademik kimliğiyle beraber birçoğunun bu kişilerin bitirme tezi gibi oldukça akademik bir araştırma olması sebebiyle çalışmanın yöntemi gibi başlıklar sunum süresince epey detaylı sunuldu. Zamanın kısıtlılığı ile beraber tartışma yürütülen asıl kısma ise ayrılan süre azalmış oldu. Akademik bir çalışmanın yöntemi ve araştırma sürecine dair konuşmak gereklidir ancak buralardan yola çıkarak yürütülecek tartışmalara daha geniş zaman ayrılması da önemli bir yerde durmaktadır.
“OTURUMLARDA SİSTEM TEŞHİRİ SIKLIKLA YAPILDI”
Kongrenin oturumlarında kapitalist sistemin devamlılığı için sermaye birikimine ihtiyacı olduğu ve bu devamlılığın bedelini emekçilerin ödediği gibi noktalardan sistemin teşhiri sıklıkla yapıldı. Günümüzde üzerine tartışmakta zorlandığımız, toplumun kimi kesimleri tarafından tabu olarak görülen meselelere dair tartışmalar yürütüldü. Özellikle mülteci nefretinin körüklendiği bugünlerde azınlıklara dair bir oturumun yanı sıra “Suriyeli Mülteciler” başlıklı bir oturumun olması tartışmak için alan açtı. Öğrenci borçluluğu, istihdam, büyüme, AKP döneminde ekonomi gibi birçok iktisadi başlıkla yapılan sunumlar Türkiye’nin ekonomisinin gidişatı ve bu gidişatın toplum üzerindeki etkileri açısından çok olumlu bir tablo çizilemediğini gösterdi. Görüngüde büyüyen bir ekonomi ortaya çıkarmak adına atılan yanlış adımlar, sermayelerini genişletmek uğruna kredi almayı kolaylaştırarak hanehalkı borçluluğunun artmasına sebep olan sermayedarlar ön plana çıktı.
Bunun yanı sıra eğitime, yüksek öğretime, gençliğe dair oturumlarda buralardaki sorunlar tartışılırken eğitimin özerk ve demokratik olması gerektiği vurgulandı.
Kadın sorununa dair oturumların sayısının çokluğu da dikkat çekiyordu. Kongrede dikkati çeken bir diğer nokta ise bu oturumlarda ağır basan feminist perspektifti. Kadın hareketinin salt feminizmden ibaret olmadığı düşünüldüğünde başkaca perspektiflerin de tartışılması ihtiyacı hissediliyordu.
Sunumlara bakıldığında iktisat, siyaset, edebiyat, sanat gibi birçok alandaki sorunların tespitinin çok berrak bir şekilde yapıldığı görülüyordu. Ancak kongredeki kadar detaylıca olmasa da günlük hayatımızda da az çok tespit ettiğimiz bu sorunların yanı sıra bu detaylı araştırmalardan yola çıkarak bir çözümün de tartışılması gerekliliğinin çoğu sunum için gözden kaçtığını görmek mümkündü.
Evrensel'i Takip Et