Evrensel için yeni bir dönem
23 Şubat 2023 15:32

Sibel Tekin'in duruşması görüldü: "Gazeteciyim, çekim için izin almam gerekmiyor"

"Karanlıkta Başlayan Hayat" belgeselinin çekimleri gerekçe gösterilerek "silahlı örgüte üye olmak" suçlamasıyla yargılanan Sibel Tekin'in ilk duruşması görüldü.

Sibel Tekin'in duruşması görüldü: "Gazeteciyim, çekim için izin almam gerekmiyor"

Fotoğraf: Damla Kırmızıtaş/Evrensel

Damla KIRMIZITAŞ
Ankara

"Karanlıkta Başlayan Hayat" belgeseli için çekim yaparken ihbar üzerine tutuklanan ve hakkında "silahlı örgüte üye olma" suçlamasıyla iddianame hazırlanan belgeselci Sibel Tekin'in davasının ilk duruşması Ankara 26. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.

Savcının, çekim yapmak için kurumlardan başvuru talebinde bulunup bulunulmadığı sorusuna Tekin, “Uluslararası basın kartım var. Bunun için bir izin alma gibi bir durum söz konusu değil. Gazeteciyim, çekim için izin almam gerekmiyor" yanıtını verdi.

Mahkemenin ara kararında Tekin'in adli kontrol imza şartının kaldırılmasına ve yurt dışı çıkış yasağının devamına hükmedildi. Bir sonraki duruşma 8 Haziran 2023'de görülecek.

DURUŞMAYI ÇOK SAYIDA GAZETECİ TAKİP ETTİ

Ankara 26. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmayı Belgesel Sinemacılar Birliği, TGS, TGC, DİSK Basın-İş, İHD, MLSA ve çok sayıda gazeteci takip etti. Kimlik tespitiyle başlayan duruşma, Sibel Tekin’in savunmasıyla devam etti.

Tekin, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesinden mezun olduğunu, belgesel çekmeye öğrenciyken başladığını; Hacettepe Üniversitesinde tutuklama nedeniyle açığa alınmadan önce akademik personel olarak çalıştığını, birçok belgesel çektiğini anlattı.

Son süreçte toplumsal hareketleri kayıt altına almaya başladığını, sokaklardaki hak temelli eylemleri çektiğini söyleyen Tekin, hiçbir örgüte üye olmadığını belirterek dijital materyallerinin verilmesini ve tahliyesini talep etti.

"İZİN ALMAM GEREKMİYOR"

Mahkeme Başkanı tarafından sorulan soruları yanıtlayan Tekin şöyle konuştu:

“Yaz saati uygulamasına dair çekim yapmak uzun zamandır aklımdaydı, pandemi araya girdiği için başlayamamıştım. 13 Aralık’ta Kızılay’da, 15 Aralık’ta Tuzluçayır’da karanlıkta işe, okula giden kalabalığı; şehir trafiğini çektim. Çekerek Dikimevi’ne geldim. Ardından okula döndüm. Akşamında gözaltına alındım. Görüntü çekiminde infaz kurumu çalışanı, polis çekmedim, farkında da değildim. Sağlık kontrolünde öğrendim neyle suçlandığımı.”

Savcının çekim yapmak için kurumlardan başvuru talebinde bulunup bulunulmadığı sorusu üzerine Tekin, “Uluslararası basın kartım var. Bunun için bir izin alma gibi bir durum söz konusu değil. Gazeteciyim, çekim için izin almam gerekmiyor" dedi.

"İNCELEMELER BELİRLİ BİR GRUBA YÖNELMİŞ"

Savcı, Tekin'in MLKP, DHKP-C, PKK gibi örgütlerinin etkinlik ve eylemlerine dair çekimlerinin dijital malzemelerinde bulunduğunu belirterek bu eylemlerden nasıl haberdar olduğunu sordu.

Mahkeme salonunda soru gülüşmlere neden olurken Tekin de basın gruplarına atılan duyurulardan öğrendiğini, bir davet şeklinde çağrılmadığını anlattı.

Sağ görüşlü ve muhafazakar grupların, spor taraftarlarının da eylemlerini çektiğini belirten Tekin, "Bu incelemenin belirli bir gruba yönelmiş oldugunu düşünüyorum" dedi.

"SİBEL'İN KAMERASIYLA KEŞİF YAPILMAZ"

Avukat Cenk Yiğiter, Sibel Tekin'in çektiği görüntüler kamusal alanda olduğunu, uluslararası basın kartı sahibi olan Tekin'in çekim yapmasının suç teşkil etmediğini, Emniyetin de bu görüntüleri çektiğini söyledi.

Tekin'in Emniyette bile olan görüntüleri çektiği için yargılandığını söyleyen Yiğiter, keşif suçlamasına ilişkin Tekin'in kullanmış olduğu kamera ve telefonunun özelliklerini anlattı:

"Sibel, Sony markalı bir marka kamera kullanıyor. Bu 2010'lu yılların teknolojisine sahip. Gece görüşünü aktif etse dahi çözünürlüğü çok düşük olacak bir kamera. Maksimum 3 metrelik bir uzaklığı bozulmadan çekebilir. Bununla keşif yapılamaz. 1992'de Mehmet Ali Birand Abdullah Öcalan'la görüştü, örgüt kamplarına gitti. Bu ulusal kanalda da yer aldı. Yine İstanbul'da DHKP-C üyesiyle görüşüldü. Birand'ın bu nedenle yargılandığını görmedim. Beraat koşulu çok açıktır. Yargıyı meşgul etmeye hiç gerek yok."

SAVCI BELGESELİN AYDINLIKTA ÇEKLİMESİ GEREKTİĞİNİ SÖYLEMİŞ!

Avukat Murat Yılmaz, "Bu duruşmalara Cumhuriyet Savcısı'nın çıkarılması lazım. Sadece eleştiri yapmak, yanlışı ortaya koymak değil, algıyı da açmak gerektyor. Biz bu savunmayı Savcı Bey belgesel nasıl çekiliri öğrensin diye yapıyoruz. Bir daha aynı şey başkasının başına gelmesin, bir başkası icin aynı hata yapılmasın istiyoruz. Sibel'in 2018'deki yargılamaları dosyaya konulmuş. Niye konuluyor? İyi niyetli değil soruşturma savcısı ve kolluk. Sibel hedef seçilmiş durumda fakat ortada örgüt yok. İddianamede birçok örgütten bahsediliyor ama sayın savcı aslında örgütlere hakim değil. Örgüt adı bulunamadığı için, savcı keşfe ağırlık vermiş. Örneğin evinde bulunan Kaldıraç Dergisi, DHKP-C bağlantısı delili sayıldı. Kolluk kuvvetleri bile bilir bunu. Düşmanı olsa demez böyle. Savcı nasıl belgesel çekileceğini bildiğini iddia ediyor, insan yüzlerinin daha net olduğu, aydınlık ortamda çekilmelidir diyor. Bu iddianamenin iade edilmesi gerekir. Suça teşebbüs bile yokken, müvekkilimin dijital materyal iadesini ve beraatini talep ediyoruz" dedi.

"ANKARA’NIN HAFIZASI" SÖYLEMİ ALEYHTE KULLANILMIŞ

Avukat Mehtap Sakinci, Sibel Tekin’in 1 dakikalık Tuzluçayır çekimini mahkemeye sundu. Tekin'in alenen çekim yaptığını, insanların önünden geçtiğini ama kimsenin şüphelenmediğini anlatan Sakinci "İddianamedeki bütün deliller aleyhine. El konulan görüntülerin hepsi Sibel’in hayatı. Hakkında onlarca rapor hazırlanıp hâlâ bir örgüt bulunamadıysa daha fazla uğraşılmaması gerektiğini düşünüyorum. Sosyal medyada Sibel Tekin Ankara’nın hafızasıdır dendiğinde bile bu Sibel’in aleyhine işlenmiştir. Ankara’nın hafızasıysa örgütlerin eylemlerini biliyordur diye iddia edildi. Ankara kitlesi tarafından bilinir, seçkin bir insan. Emeğiyle, hakkıyla bir yerlere gelemeye çalışıyor. Bu itibarsizlaştırma süreci yargılamadan daha fazla zarar verdi. Açığa alındı, ne olacak bilmiyoruz. Bu zarardan nasıl dönülecek bilmiyoruz. Gözaltından tutuklamaya geçirilen süreçte, iddianame dahil tamamen haksız bir yargılama süreci. İvedilikle beraat kararı verilmesini talep ediyoruz" dedi. 

DURUŞMA 8 HAZİRANDA GÖRÜLECEK

İddia makamı, ara karar öncesi olay tarihindeki görüntülerdeki şahsın Sibel Tekin olup olmadığı ve görüntülerde infaz memurlarının girdiği noktalar için bilirkişi incelemesi yapılmasını talep etti. 

Mahkeme Başkanı ara kararı şöyle açıkladı: "Bilirkişi incelemesi yapılacak dijital materyallerin dışındaki materyallerin iade edilmesine, adli kontrol imza şartının kaldırılmasına, yurt dışı çıkış yasağının devamına karar verildi. Bir sonraki duruşma 8 Haziran 2023'de görülecek."

Evrensel'i Takip Et