“Ekmek parası için ağır hasarlı evlere giriyoruz”
Pazarcık'ta yaşayan herkes çadırlarda yaşıyor. İhtiyaçlar büyük ölçüde sendikalar, siyasi partiler ve belediyeler tarafından karşılanıyor.
Fotoğraf: Evrensel
Deniz KEMEÇ
Pazarcık
Maraş’ın ilçesi Pazarcık’ta depremin etkileri devam ediyor. Binalarda yaşayan insan kalmamış, ilçede yaşayan herkes çadırlarda yaşıyor. İhtiyaçlar büyük ölçüde sendikalar, siyasi partiler ve belediyeler tarafından karşılanıyor.
Sokakta yürürken insanların canları pahasına yıkım kararı olan ağır hasarlı binalardan eşyalar çıkarmaya çalıştığını görüyoruz. Deprem öncesi Antep’te esnaf olduğunu belirten ve depremden sonra dükkânı açamadığı için hamallık işine girdiğini belirten bir yurttaş, “Ağır hasarlı yerlere giriyoruz. Neden giriyoruz, ekmek parası için. Biz de girmeyiz ama mecburiyetten. İnsanların şu yüklediğimiz eşyaları en az üç yüz, dört yüz bin lira. Hepsi enkazın altında kalacak. Devlet bu insanların masrafını karşılayacak mı? Onlar da mecbur eşyalarını kurtarıyor. Biz de mecbur çalışıyoruz” diyor. Başka bir sokağa gittiğimizde gene ev taşıyanlara rastlıyoruz. Ancak binanın bir kolonu yıkılmış ve bina eğik vaziyette. Taşımacılardan Osman ile konuşuyoruz: “Ben de depremzedeyim. Evim, arabam her şeyim gitti. Biz de çok lüks bir hayat yaşamıyoruz. Hayatta kalmak için mecbur iş yapmamız gerek.” Yapmak zorunda kaldığı işin riski üzerine konuşurken de “Bu bina da ağır hasarlı ama yine iyi. Bizim girip çıktığımız binaları görseniz. Girerken hiçbir şey düşünmüyoruz” diyor.
“ÇADIRA, TORPİLİ OLAN ULAŞIYOR”
İlçede yürümeye devam ediyoruz ve ateş başında sohbet edenlere rastlıyoruz. Su sorunu olduğundan bahseden bir depremzede, “Ama adamlar elimizdeki suları alıyor. Gıdayı alıyor. Hasan Koca köyündeki bütün malzemeleri tahliye ettiler” diyor. Çadırların olduğunu ancak herkesin erişemediğini ifade eden yurttaş, “Şu an devletin AFAD çadırı var. Yukarı Pazarcık’ta askeriyenin içinde. Torpili olan varsa gidip alıyor. Torpili olamayan da tir tir titriyor” diyerek sitem ediyor. Yanındaki yurttaşa da Hasan Koca taziye evini soruyoruz: “Hasan Koca taziye evine yurt dışından, yurt içinden malzemeler geliyor. Şu an orada jandarma var. Kayyum atandı ama kayyum nereden geldi bilmiyoruz. Onlar kendi eline geçirmek istiyorlar. Onlar dediğim devlet. Buradaki herkes kendi çabasıyla birçok şey yapabiliyorken aslında onların engelleyici davranışları işimizi zorlaştırıyor.”
Yurttaşlar geçim derdinden canlarını riske atıyor, sağlıklı yaşam koşullarına erişemiyorlar. Bunu sağlamaya yönelik çabalar da engellenmeye çalışılıyor. İşin özeti, Pazarcık’a ne olacağını kimse bilmiyor.
