01 Mart 2023 12:55

İskenderun’da mahallelerde halk buluşmaları sürüyor, dayanışma büyüyor

İskenderun'un Yıldırımtepe mahallesinde depremzedelerle buluşan EMEP MYK üyesi Yakup Aslandoğan, "Eğer depremin 22. gününde halkın ana talebi su ve çadır ise bu yıkım sınıfsaldır” dedi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Taylan POLAT
Metin Berk SÜER
Hatay

Maraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerden en çok etkilenen kentlerin başında gelen Hatay'ın İskenderun ilçesinde halk toplantısı gerçekleştirildi.

Depremin ilk gününden itibaren bölgedeki çalışmalarını sürdüren Emek Partisi (EMEP) üyeleri, Yıldırımtepe mahallesine bir ziyarette bulunarak depremden etkilenen işçi ve emekçilerle bir araya geldi. Partinin MYK üyelerinden Yakup Aslandoğan'ın da katıldığı buluşmada; deprem süreci ve sonrası konuşuldu.

"BİZ BİR YARDIM DEĞİL, DAYANIŞMAYI ÖRGÜTLEMEK İÇİN BURADAYIZ"

Depremde hayatını kaybeden yurttaşların yakınlarına baş sağlığı dileyen Emek Partisi MYK üyesi Yakup Aslandoğan, “Biz Emek Partisiyiz, sizin gibi gençlerin, kadınların, işçilerin kurduğu bir partiyiz” diye konuştu.

Aslandoğan, depremin değil rant ve kâr hırsının sebep olduğu çarpık yapılaşma ve ihmallerin öldürdüğünü çünkü hükümetin ve belediyelerin oy uğruna imar affı uygulamaları ile demetimsiz ve çürük binalara izin vererek yurttaşları ölüme terkettiğini belirtti. Dünyada daha önce de meydana gelen depremler olduğunu hatırlatan Aslandoğan, binaların depreme uygun olarak yapıldığında yıkılmadığını ancak rant uğruna bina yapılınca binaların birer tabuta dönüşmesinin kaçınılmaz olduğunu söyledi.

“Deprem bir kader planı değil; bir hazırlıksızlık ve tedbirsizlik sonucudur” ifadeleriyle sözlerine devam eden Aslandoğan, depremde yıkılan binalara izin veren devlet ve belediye yetkilileri ile kâr uğruna insan canını hiçe sayan müteahhitlerden hesap sorulmadıkça yoksul ve emekçilerin canından olmaya devam edeceğini vurguladı ve ekledi:

“Konya’da ve Niğde’de ufak sallantılar bile duvarları çatlattı, halk arasında korkuya sebep oldu. Belediyesiyle, Meclis'iyle insanı ve halkı düşünen bir sistem olsa böyle olmaz. Neden depremlerde zenginlerin yaşadıkları bölgeler değil de yoksul mahallelerde ölümler ve yıkımlar oluyor. Bu soruyu her yerde sormalıyız? Eğer depremin 22. gününde halkın ana talebi su ve çadır ise bu yıkım sınıfsaldır.”

DAYANIŞMAYI TÜM ÜLKEDE BÜYÜTMEYE ÇALIŞIYORUZ

Deprem bölgelerinde TTB ve TMMOB gibi kurumlarla birlikte çalıştıklarını ve bu bölgelerde hep birlikte dayanışmayı örmeye çabaladıklarını söyleyen Aslandoğan, kadın dernekleriyle birlikte kadın hijyen kitleri topladıklarını, çocuklar için kitaplar ve oyuncaklar toplayıp dağıtım yaptıklarını ekledi.

DAYANIŞMANIN ÖTESİNE GEÇEN ADIMLARI ATMALIYIZ

“Hep birlikte depremzede dayanışma dernekleri kuracağız siz de buralarda olmalısınız, dayanışmaya sizin de katılmanız gerekiyor. Kol kola, omuz omuza verip çalışacağız bu süreçte” diye konuşan Aslandoğan, kadınların da bu sürecin merkezinde olması gerektiğini söyledi. Deprem sonrasında ücretsiz konut talebinin savunulması gerektiğini söylerine ekleyen Aslandoğan, çadırla yetinilemeyeceğini, insanların ücretsiz ve güvenli barınabileceği konutların yapılması gerektiğini vurguladı. “Bu mahallede bir komisyon veya halk meclisi kurmaktan başka çıkış yolumuz yok" diyen Aslandoğan kurulacak meclis ve komisyonların tüm mahallelinin taleplerini dile getirme ve haklarını almala yolunda önemli bir araç olduğunu söyledi.

Depremden önce ve sonra patronların çıkarlarına göre hareket edilirken halkın bir başına bırakıldığını belirtten Aydoğan bu süreçte EMEP'le birlikte hareket eden milletvekilleri ve Meclis üyeleri olduğunu ve bu bölgelerdeki tüm konuları Meclise taşıyacaklarını belirtti.

ÇALIŞMALAR VE TOPLANTILARDAN İZLENİMLER

Halk buluşması sırasında söz alan yurttaşlardan biri ise “Yıkımlar bizim belediyeler ve yöneticilerden kaynaklı. Mesela Erzin’de yıkım yok da neden burada var!” diyerek konut politikalarına tepki gösterdi. “Devlet bizi görmüyor, depremin ilk gününden beri buraya gelen tek parti Emek Partisi oldu. Bizim sokağımıza sadece 2 çadır verilseydi biz bu halde olmazdık. En azından başımızı sokacağımız bir yerimiz olurdu” ifadelerini kullanan yurttaşlar deprem sonrasında yaşanan eksikliklere tepki gösterdi.

Başka bir yurttaş ise şu ifadeleri kullandı:

“Bizim evlerimiz kayaların dibinde, depremde büyük kayalar evlerimizin üzerine aktı. Bazıları evlerden içeriye girdi. Henüz bir yardım veya bakmaya gelenimiz olmadı. Evlerimize giremiyoruz; çadırımız yok, gıdamız yok. Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı 'su içmeyin' diye bağırıyor. Neden mahallelere su taşımıyor, çadır getirmiyor. 18 tane çocuğumuz bir çadırda ve engelli çocuklarımız da var. Nerede bu devlet!”

ÖNCEKİ HABER

MMO: Uzaktan eğitim ve yurtların boşaltılması eğitim ve barınma hakkını yok etmektedir

SONRAKİ HABER

Diyarbakır'da, 478 bin öğrenci eğitim öğretime başladı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa