2 Mart 2023 12:22

Aradığınız devlet bulunamadı

“Nerde bu devlet?” sorusu adeta devletin deprem karşısındaki yetersizliğinin ilanı haline gelmiştir. Peki her depremde nerede diye aradığımız bu devlet ne anlama gelmektedir?

Aradığınız devlet bulunamadı

Fotoğraf: Abbas Ali Collection/aparm.net

25 Ağustos 1989 günü Pakistan'ın Gilgit havalimanından PK-404 sefer sayılı Fokker F-27 tipi bir uçak başkent İslamabad'a gitmek için 5 mürettebatı ve 49 yolcusu ile havalandı. Sabah 07.36'da havalanan uçak için saat 08.50'ye kadar uçuş sorunsuz bir şekilde ilerledi. Ancak saat 08.50’de kuleyle gerçekleştirilen rutin kontrol bağlantısının ardından uçak ile kule arasındaki irtibat kayboldu.

Uçağın yapılan çağrılara yanıt vermemesinin ardından acilen arama kurtarma çalışmaları için harekete geçildi. Çalışmanın yapıldığı bölge yerden yüksekliği yaklaşık 8000 metre olan dünyanın en yüksek 13. noktası Karakurum Sıradağlarıydı. Zorlu coğrafya şartlarında gerçekleştirilen bir haftalık arama kurtarma çalışmalarında uçağın enkazıyla ilgili en ufak bir ipucuna rastlanmadı. Bu nedenle PK-404 sefer sayılı uçak kayıtlara kayıp, içerisindeki insanlar da ölü olarak geçti. İşte bulunamayan bu uçak hepimiz için tanıdık olacak bir cümlenin başlangıç noktası oldu. Bu cümle, “PK-404 not found”, yani PK-404 bulunamadı.  

Pakistan Havayollarına ait uçağın kaybolduğu aynı zaman diliminde İngiliz bilgisayar mühendisi Tim Berners-Lee dünyanın başka bir köşesinde bilginin yer kürenin dört bir yanında kolayca ulaştırılabilmesi için bilimsel çalışmalar yürütüyordu. Amacı bilgisayarlar arasında oluşturulacak bir ağ ile uzakları yakın etmek ve dünyanın her noktasını birbirine bağlamaktı. İşte neredeyse hepimizin her gün www harflerini yan yana getirerek dünyanın her köşesi ile iletişime geçtiğimiz “dünya çapında ağ/world wide web” sistemi Tim Berners-Lee sayesinde bu dönemde kuruldu.

“Dünya çapında ağ” sistemi öylesine gelişti ki Tim Berners-Lee’nin tahayyülünün bile çok ötesine geçti. Artık sadece dünya üzerinde değil, dünya ötesinden de veriler paylaşabilir hale geldi. Ancak halen her istediğimiz internet sitesine farklı nedenlerle ulaşamadığımız durumlar oluyor. İşte o noktada karşımıza bir hata kodu ve bir uyarı cümlesi çıkıyor: "404 page not found", yani Türkçesiyle “404 sayfa bulunamadı”. Buradaki kodun 101, 202 ya da 303 değil de 404 olmasının sırrı Pakistan Havayollarına ait 25 Ağustos 1989 günü kaybolan uçağın sefer sayısında saklıdır.

Pakistan Havayollarına ait PK-404 sefer sayılı uçak İslamabad Havalimanına muhtemelen düştüğü için teker koyamadı. Ancak 6 Şubat 2023 günü birçok uçak günlerce Hatay Havalimanına düştüğü için değil, o gün saat 04.17’de gerçekleşen Kahramanmaraş merkezli depremde Havalimanının pisti yarıldığı için teker koyamadı. Kim bilir, sadece bu olay yüzünden bile kaç kişi yaşamını yitirdi, kaç kişi soğuktan dondu ya da kaç kişi aç-susuz kaldı?

Hatay’a ulaşamayan uçaklar mıydı, Kızılay mıydı, asker miydi, arama kurtarma ekipleri miydi, çadırlar mıydı, battaniyeler miydi; yoksa devlet miydi? Peki devlet depremin ilk günlerinde sadece Hatay’a mı ulaşamadı? Elbette hayır, devlet depremin ilk günlerinde depremden etkilenen hiçbir bölgeye ağırlığınca ulaşamadı. Bu nedenle de mağdurları deprem sonrası kendine şah damarı kadar yakın olması ile sıcaklığını hissetmek istediği devleti yanı başında bulamadı. Devlet deprem mağdurlarını adeta karanlık bir uzay boşluğunda kendi yörüngesinde yapayalnız bıraktı.

Sanırım devlet sözcüğünün Türkçede aynı cümle içerisinde en sık kullanıldığı kelimelerden birisi devlettir. “Nerde bu devlet?​” sorusu adeta devletin deprem karşısındaki yetersizliğinin ilanı haline gelmiştir. Peki her depremde nerede diye aradığımız bu devlet ne anlama gelmektedir?

Türk Dil Kurumu’nun Güncel Türkçe Sözlüğünde devlet kelimesi “Toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlık.” olarak tanımlanmaktadır. Açıkçası bu cümleyi anlayabilmek için defalarca okumak, üzerine de uzun uzun düşünmek gerekiyor. Ancak sözlükte devlet kelimesinin diğer anlamlarına baktığımızda ne anlama geldiğini şıp diye anlayıveriyorsunuz. Diğer anlamları ne diye merak mı ediyorsunuz, hemen söyleyeyim: “Büyüklük”, “Mevki”, “Mutluluk” ve “Talih”.

Peki yeri geldiğinde bize şah damarımız kadar yakın olabilen hatta ümüğümüzü bile sıkabilen bu devlet neden tam da ihtiyacımız olduğunda enkaz altında kalan çığlıklarımızdan kerteriz alamayarak bizleri yıkıntılar altında terk etmiştir?

Bu noktada devlet kelimesinin kökenine gitmek yol gösterici olabilir. Devlet kelimesi Arapça “devl” kökünden gelmektedir. Anlamına baktığımızda değişimi, dönmeyi, el değiştirmeyi; hatta kendi kökünden türemiş bir kelimeyle söylersek, “tedavül etmeyi” ifade eder.

Oysa devlet kelimesinin Batı dillerindeki karşılıklarına baktığımızda; İngilizcede state, Fransızcada etat, Almancada staat, İtalyancada stato, İspanyolca ve Portekizcede ise estado sözcüğü ile karşılaşırız. Batı dillerindeki tüm bu kelimeler Latince status kelimesinden köken alır. Anlam olarak da durağanlığı, sabitliği ve değişmezliği ifade eder.

Şimdi durup düşünelim. Batı dillerinde iktidarların değişmesine karşılık değişmezlikle işaretlenmiş olan devlet; bizim dilimizde tedavül eden, elden ele dolaşan yani iktidarı ele geçirene göre değişen tüzel bir varlıktır. Hele hele iktidar bu tüzel varlığı ve tüzel varlığın yönetim organlarını halkı adına öncelemek yerine devlet kelimesinin diğer anlamları olan “Büyüklük”, “Mevki”, “Mutluluk” ve “Talih” sözcüklerini kendi şahsına sıfat olarak ekleyince sanırım “Nerde bu devlet?​” sorusunun yanıtı ortaya çıkmaktadır.  Devlet, onunla bütünleşmiş muktedirlerle birlikte enkaz altında kalmıştır.

Nasıl internette bulunamayan sayfaların sırrı İslamabad Havalimanına teker koyamayan PK-404 sefer sayılı uçakta saklıysa; 6 Şubat 2023 günü Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası aradığımız devletin bulunamamasının sırrı da iktidarla bütünleşmiş devletin enkaz altında kalmasında gizlidir.  

Oysa artık yeni şeyler söyleme vakti. Omuz omuza ve hep bir ağızdan. “Ne devlet başa ne kuzgun leşe.”

Meraklısına not: Bu arada eğer o kara kaplı defterinizde yer kaldıysa lütfen benim adımı da ekleyin. İsmimin ekleneceği o defteri oğluma bir onur nişanesi olarak bırakmak isterim…

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çocukları öğüten çark

Çocukları öğüten çark

Yoksulluğun pençesindeki ailelerin çocukları tüm dünyada acımasızca emek piyasasına çekilirken, Türkiye kapitalizmi bu konuda en önde koşuyor. Çarklar köle koşullarında dönsün diye devlet gücünü seferber etmekten geri durmayan iktidar, milyon milyon işçileştirdiği çocukların da uzun ve ağır çalıştırılmasına, onlarcasının ölüme sürüklenmesine göz yumuyor.

2.3 milyon çocuk MESEM kapsamında günde 8-10 saat çalışıp ustalık belgesi aldı

15-17 yaş grubundaki neredeyse her 4 çocuktan biri çalışma hayatında

71 çocuk 2024'te çalışırken hayatını kaybetti

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
16 Şubat 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et