04 Mart 2023 16:32

TTB Depremin 1’inci ayı raporu: Organizasyon ve yönetememe sorunu sürüyor

Depremin 1. ayı raporunu paylaşan TTB, sağlık ve diğer alanlarda organizasyon sorununun sürdüğüne dikkat çekerek; “Çadır, su ve hijyen sorunu sürüyor. Sağlık hizmetine erişim sıkıntılı" dedi.

Fotoğraf: Eylem

Paylaş

Türk Tabip Birliği (TTB), depremin birinci ayında gözlem ve değerlendirme raporunu açıklayarak bölgede giderilemeyen eksiklikleri sıraladı: “Organizasyon sağlanamadı. Çadır, su ve hijyen sorunu sürüyor. Sağlık hizmetine erişim sıkıntılı.”  

İstanbul Tabip Odası’nın Cağaloğlu’daki binasında yapılan açıklamada konuşan TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut, depremin ilk gününden itibaren Sağlık Bakanlığı’na yaptıkları işbirliği çağrısının karşılık bulmadığını söyledi.

“SAĞLIK EMEKÇİLERİ TEDİRGİN”

TTB Merkez Konsey Üyesi Dr. Adalet Çıbık, yüzlerce hekim ve sağlık çalışanın depremde hayatını kaybettiğine dikkat çekerek “Az hasarlı olduğu bildirilen hastanelerde ve aile sağlığı merkezlerinde çalışan sağlık çalışanlarının tedirginliklerini giderecek planlamalar ne yazık ki hâlâ yapılmamıştır” dedi.

Depremin hemen ardından birinci derece yakınlarını kaybetmeyen hekimlere haklarında tutanak tutulacağı tehdidini içeren bir mesaj gönderildiğine dikkat çeken Çıbık “Yakınlarını ve komşularını enkaz altından çıkaran sağlık çalışanları çalışmaya zorlanmışlardır” dedi.

“BU ŞARTLARDA SAĞLIK HİZMETİ VERİLEMEZ”

Gönüllü ve görevlendirmeyle bölgeye gidenlerin görevlendirilecekleri birimlerin planlamasında, ulaşım ve barınma olanaklarının sağlanmasında aksamalar olduğu ve güvenli olmayan hasarlı binalarda kaldıklarını hatırlatan Çıbık “Depremi yaşamış olan hekimlerin tümü depremzede olarak kabul edilmelidir ve yalnızca gönüllü olanlar uygun koşullar sağlanarak çalışmaya devam etmelidir. Bölgede kalmak isteyen hekim ve ailelerine uygun barınma koşulları sağlanmalıdır. Bölgeden ayrılmak isteyen kamu çalışanı hekimlerin tayinleri öncelenmelidir. Bu sağlanmadığı sürece bölgede nitelikli, kaliteli bir sağlık hizmetinin yanı sıra koruyucu sağlık hizmeti de verilemez” diye konuştu.

“SAĞLIK HİZMETİ AKSAMAYA DEVAM EDİYOR”

Dr. Kazım Doğan Eroloğulları ise Hatay'da Dört Yol Devlet Hastanesi dışında yataklı tedavi hizmeti sunan bir kurum kalmadığını aktardı. Özellikle travma cerrahisinde yapılabilecek yatılı üçüncü basamak sağlık hizmetinin verileceği geçici hastanenin mutlaka ve bir an önce kurulması çağrısını yapan Eroğulları “Depremin üzerinden yaklaşık bir ay geçmiş olmasına rağmen bağışıklama hizmetlerinde bir düzen maalesef sağlanamamıştır” dedi.

TIP EĞİTİMİ SEKTEYE UĞRADI”

Deprem bölgesindeki tıp fakültelerinde 2 bin 135 öğretim üyesi ve 3 bin 685 uzmanlık öğrencisinin bu süreçten etkilendiğine dikkati çekildi. Dr. Nursel Şahin, bölgede tıp eğitiminin kesintiye uğradığına işaret ederek “Deprem bölgesinde tıp eğitimi veren üniversitelerdeki tüm tıp öğrencileri gönüllülük esas alınarak deprem bölgesi dışındaki tıp fakültelerine nakledilmeli. Barınma ve beslenme koşulları ilgili üniversitelerce karşılanmalı” çağrısını yaptı.   

“SAĞLIĞA ERİŞİM KESİNTİSİZ OLMALIYDI”

TTB Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, bölgeye temel ilaç ve tıbbi malzeme sağlanmasının çok büyük önem taşıdığına dikkati çekerek, “Özellikle Türk Eczacıları Birliği'ne teşekkür etmek gerek. Sahada ilaca erişim söz konusu olmadığında 28 mobil eczanesiyle ilaca erişimi olanaklı kılmaya gayret ettiler. Kamu otoritesinin sorumluluğu olmasına rağmen onlar meslektaşlarıyla dayanıştılar” dedi. Hastanelere elektrik sağlanmasının ciddi bir sorumluluk olduğunu aktaran Fincancı, “Elektrik kesintileri sonucu zarar gören hastalar var. Kamu hizmetlerine erişimin kesintisiz olmalıydı ama olmadı” diye konuştu. Halen enkazların kaldırılmadığı, yolları molozlarla kapalı yerler olduğu bilgisini veren Fincancı “Hâlâ geçici yerleşim alanları yeterli değil. Kalabalık konaklanan yerler bulaşıcı hastalıkları ve salgınlara gidişi hızlandırır” dedi.

“YÖNETEMEME SORUNU VAR”

TTB olarak hem insani sorumluluk hem de hekim sorumluluğuyla birçok meseleyle baş etmekle yüz yüze kaldıklarını anlatan Nursel Şahin “Hatay'da depremin 30. gününde ‘su yok’ çığlıkları atıldı.  ‘İçecek su yok’ diyor insanlar. Bu organizasyonun ötesinde yönetememe sorunudur” dedi. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Adsız yıldızlar… Bunlar da mı İnsan?

SONRAKİ HABER

Erdoğan'dan Akşener yorumu: Yol haritamız üzerinden çalışmalara devam ediyoruz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa