SES Davası 13 Mart’ta görülecek: Gerçekleri söylemekten vazgeçmeyeceğiz

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Eş Genel Başkanı Selma Atabey ve önceki dönem Eş Genel Başkanı Gönül Erden’in de aralarında olduğu 8 sendika yöneticisi hakkında, “örgüt üyeliği”, “örgütü yönetmek” ve “örgüt propagandası” iddialarıyla açılan davanın dördüncü duruşması yarın Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek

SES genel merkezinden yapılan açıklamayla SES Genel merkez yöneticileri hakkında sendikal faaliyetlerden dolayı açılan davanın duruşmasına çağrı yapıldı.

“AÇILAN DAVANIN POLİTİK ARKA PLANI VARDIR”

Açılan davanın politik bir arka planı olduğu ve bu bunun iddianameden açıkça anlaşıldığı vurgulanan açıklamada, “Çünkü SES kurulduğundan bu yana halk sağlığını sağlık hizmetinin merkezine koyan bir anlayışla sağlık hakkı ve sendikal mücadele vermektedir. Özellikle Covid-19 döneminde yapılan açıklamaların, eylem ve etkinliklerin suçlama konusu yapılması davanın politik arka planı olduğunu ve talimatla açıldığının bir kanıtıdır. Açık ve gizli tanıkların dinlenmesi sürekli ertelenerek ve her seferinde yeni tanıklar yaratılarak mahkeme süreci uzatılmaktadır. Ayrıca davanın seyri adil yargılama ve savunma hakkına aykırı bir şekilde yürütülmektedir. Bu sürece ilişkin tüm İtirazlarımıza rağmen adil yargılanma ve savunma hakkı ile ilgili hukuksuzluklar devam etmektedir. Hukuk Türkiye’de uzun zamandır usulsüzlüklerle yürütülmekte olduğundan bu davada da arkadaşlarımıza yönelik her türlü iddianın geçersizliği somut delillerle ispatlanmasına rağmen tutuklu yargılanma yapılmasında ısrar edilerek tedbir amaçlı olan tutuklama hali cezalandırma yöntemi olarak kullanılmaktadır” denildi.

“SAĞLIK EMEKÇİLERİ İÇİN MÜCADELE EDENLERİN YARGILANMASI İRONİKTİR”

SES’in Yaklaşık 2 yıla yakın bir zamandır hukuksal bir mücadele yürüttüğünün altı çizilen açıklamada şu ifadelere yer verildi, “Tüm haklılıklarına rağmen, enkaz altında kalan sağlık emekçileri ve sağlık sistemine dair kimseye hesap sorulmayan, tek bir yetkilinin bile hesap vermediği bir sistemde, bu durumlar oluşmasın diye mücadele edenlerin yargılanması ironiktir. Kovid-19 döneminde gerçekleşen gerçek ölüm sayıları açıklandığında, sayısını tam bilemediğimiz sağlık emekçileri hastane enkazında can vermişlerdi. Sendikal faaliyeti suç unsuru yapıp iddianame hazırlayanları, alınması gereken önlemleri almayarak, denetim yapmayarak sağlık emekçilerinin ölümüne neden olanlar için göreve davet ediyoruz.”

“FALLİYETLERİMİZİN DAVA KONUSU EDİLMESİNİ KABUL ETMİYORUZ”

Salgın döneminde hakları verilmeyen sağlık emekçileri için aktif mücadele eden SES’in faaliyetlerinin dava konusu yapılmasınının kabul erilmediği belirtilen açıklamada; “İktidarın yapması gereken halka ücretsiz ulaşılabilir nitelikli ve anadilinde sağlık hizmeti sunmak, sağlık emekçilerinin haklarını vermektir. Gereğini her iktidar döneminde talep ettik ve etmeye devam edeceğiz” denildi.

DAVAYA KATILMA ÇAĞRISI

Ülkenin sağlık sistemi her yerinden çürüyüp dökülmekte olduğu için bugün enkaz altında kaldığı vurgulanan açıklamada şöyle denildi; “Bu gerçeği tokat gibi yüzünüze çarpan ve hesap vermeniz için çaba harcayan sağlık emek ve meslek örgütlerini yıpratma çabanız sonuç vermeyecektir. Bu hukuksuz davada yargılanan tüm arkadaşlarımız serbest kalıncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz. Bu mücadelede bağlı bulunduğumuz uluslararası konfederasyon temsilcileri ve sağlık işkolundaki sendika yöneticileri de duruşmaya katılarak desteklerini sunmaktadırlar. İşkolumuzdaki emek ve meslek örgütleri başta olmak üzere, tüm demokrasi güçlerini 13 Mart 2023 Pazartesi günü 22. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek duruşmaya hep birlikte katılım sağlamak üzere 09:30 da Ankara Adliyesi ana giriş kapısı önünde buluşmaya davet ediyoruz.” (HABER MERKEZİ)