Evrensel için yeni bir dönem
19 Mart 2023 03:20
/
Güncelleme: 10:58

İskenderun’da depremzede işçiler: Bedenimiz yorgun, aklımız çadırlarda

Gözde MEYDAN
Cemre KAVUKER
Hatay

İskenderun’da depremin üzerinden geçen 40 günün ardından yıkımın etkileri hala sürüyor. Sabahın erken saatlerinde enkazlarla dolu caddelerin arasında hala varlığını sürdüren işçi duraklarındayız. İşe gitmek için servis bekleyen işçilerle geride bıraktığımız 40 günde yaşadıklarını konuşuyoruz. Çadırda kalan pek çok işçi çalışırken geride bıraktıkları aileleri için kaygılandıklarını ifade ediyor. İşe gidemedikleri ilk bir haftanın yıllık izninden kesildiğini belirten de aradan geçen 40 güne rağmen hala işyerinden bir açıklama yapılmadığını belirten işçiler de var.

İlk iki hafta işe gitmediğini ve yıllık izninden kesinti yapıldığını belirten genç bir fabrika işçisi, “Mecburiyetten çalışıyoruz, hayat devam ediyor. Fabrikanın işleri belli olmuyor, önce idari izin dediler sonra yıllık izinden kestiler. Maaşımıza dokunmadılar ama. Şu an çadırda kalıyoruz, evde çok hasar yoktu da maddi hasar var. Eve girmeye korkuyoruz. Şu an konteyner olsa yeter. O daha iyi olurdu. Konteyner ayarlamaya çalışıyoruz” diyor.

2 çocuğu ve eşiyle birlikte çadırda kalan başka bir fabrika işçisi ise “Şu an ev arıyoruz bulamıyoruz. 1000 liralık evler 5-6 bin lira. Asgari ücretle çalışıyorum. Çadırdayım iki çocuk var. İki hafta oldu işe başlayalı. İzin durumu belirsiz. Çocukların maması bezi yok. Kimse ilgilenemiyor. Açız yani!” diyerek yaşadıkları zorlukları anlatıyor.

İYİYİZ’ DİYENE TOPLU İTİRAZ!

Bir taşeron firmada çalışan 10 kişilik işçi grubunun yanına gidiyoruz. Mikrofonu uzattığımız ilk işçi diğerlerinin aksine her şeyin yolunda olduğunu söylüyor. İşe gidemedikleri ilk 7 gün idari izinli sayıldıklarını belirterek, “Biraz deprem stresini attık, ondan sonra depremle yaşanmıyor dedik. Gittik stresimizi attık. Deprem süresince idari izin yaptı işveren. Kaldığımız yer de iş yeri de güvenli. Bir sıkıntı yok. Evimiz ağır hasarlı ama devletimiz sağ olsun çadır verdi. Çadırlarda kalıyoruz. Su, yemek ihtiyacımız yok. Çadır korunaklı. Benim kaldığım yer çamur ama çadırdan içeri bir damla su girmedi” dediğinde aynı gruptan başka işçiler söylediklerine itiraz ediyor.

İş arkadaşının söylediklerini uzaktan dinleyen, itirazını yüksek sesle belirtmese de bakışlarıyla anlatan genç bir işçi ise, “Bakmayın öyle dediklerine her şey güllük gülistanlık değil tabi. Yorgunuz. Yoruluyoruz, iş yerinde de yoruluyoruz. Evimizi o şekilde dışarıda bıraktığımız için aklımız illaki evimizde kalıyor. Evin içinde biz olduğumuz zaman güvende hissediyoruz ama evden çıktığımız zaman ailemizi geride bırakıyoruz. Hadi biz köy yerindeyiz ama yine de güvende hissetmiyoruz. Benim talebim biraz daha adaletli, saatler konusunda biraz daha esnek olmalarını talep ediyorum. Kimi zaman çalışabiliyoruz kimi zaman gelip gidemiyoruz, hoşgörüyle bakması lazım işverenin ama biliyorsunuz işverenlerimizi” diye konuşuyor.

MADDİ YARDIM LAZIM

Depreme Elbistan’da yakalandığını belirten başka bir işçi ise “Evim burada olduğu için buraya dönmek zorunda kaldım. İzinliydim zaten bu süreçte, Elbistan'a tatile gitmiştik. Hayatı idame ettirmeye devam ediyoruz. Şu an biz çadırda kalıyoruz. Yağmuru görüyorsunuz, çamur her yer, rüzgar çıkıyor. Zor oluyor yani” diyerek Hatay halkının en önemli talebinin barınma sorunu olduğunu söylüyor.

“Canını kaybetti millet. Buna rağmen hayat devam ediyor. Maddi yardım lazım. Halk olarak beraberiz, el eleyiz zaten. Yanlışları da gördük doğruları da. Bu süreç bize her şeyi gösterdi” diyerek kamerayı kapatmamızı istiyor: “Daha fazla konuşursam başıma iş alırım” diye de ekliyor.

Evi ağır hasarlı olduğu için kardeşinin yanında kaldığını belirten başka bir işçi ise “Hatay kötü. Çadırda kalıyorum ama ara ara eve girdiğim oluyor. Bizim ev pek güvenli değil, kardeşimin evinde kalıyorum. Depremden sonra işe gitmediğimiz süre belirsiz, yıllık izin mi idari izin mi hiçbir açıklama yapmadılar” diye yaşadığı belirsizliği anlatıyor.

Evrensel'i Takip Et