Millet İttifakı'nın İstanbul mitingi | Kemal Kılıçdaroğlu: Değişime hazır mısınız?
Millet İttifakı'nın büyük İstanbul mitingi Maltepe'de düzenlendi.
Millet İttifakı liderleri, 14 Mayıs seçimlerine sayılı günler kala İstanbul Maltepe'de düzenlenen mitingte buluştu. Mitinge cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yanı sıra ittifak ortağı diğer parti liderleri Meral Akşener, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu, Temel Karamollaoğlu, Gültekin Uysal ve büyükşehir belediye başkanları Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş katıldı.
Saat 17.30'da başlayan miting öncesi, yüz binlerce istanbullu Maltepe miting alanını doldurdu.
Sırasıyla Temel Karamollaoğlu, Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu, Ali Babacan, Gültekin Uysal, Ahmet Davutoğlu ve Meral Akşener'in söz aldığı mitingte son olarak cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu konuştu.
Mitine katılan yüz binlerin coşkusuyla kürsüye çıkan CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Değişime hazır mısınız?" ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu, "Kul hakkı yemem ve kul hakkı yedirmem. Ben onların neler yediğini biliyorum. Kul hakkı yiyenin burnundan fitil fitil getireceğim" dedi.
İyi Parti lideri Meral Akşener ise, her CHP'li aileden partisine oy istedi. Akşener, "Her CHP'li aileden sadece tek 1 oy istiyorum. 1 tanecik. Ama biz tüm İyi Partililer, çok çalışıp tüm oylarımızı Kılıçdaroğlu'na şak diye basacağız" ifadelerini kullandı.
KILIÇDAROĞLU: BAHARI GETİRECEĞİM
Tüm liderlerden sonra kürsüye çıkan Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:
"Değişime hazır mısınız? Türkiye'ye demokrasiyi getirmeye hazır mısınız? Bu ülkede hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Türkiye'yi inşa etmeye hazır mısınız? Bu ülkede hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Hiçbir yoksul elektriği suyu doğal gazı kesilmeyecek. Bu ülkeyi cennet gibi yapacağız ve birlikte huzur içinde yaşayacağız.
85 milyonun cumhurbaşkanı olacağım. Hakkıyla hukukuyla ve adalet içinde hizmet etmeye söz veriyorum. Huzura kavuşturmamız lazım. Çok kamplaştırdılar. İnsanların inançlarını sorgular hale getirdiler. Türkiye'yi buradan çekip çıkaracağız. Yaklaşık 800 bini aşkın genç İstanbul'da ilk kez oy kullanacak. Sizler otokratik yönetimi demokrasiyle değiştireceksiniz. Bu onur size yeter.
Bu ülkeye baharı, huzur getireceğim. Herkesi kucaklayacağız. Hiç kimseyi mağdur etmeyeceğiz. KHK'lılara bahar gelecek. Biz beraber ve birlikte Türkiye'yi aydınlığa çıkaracağız. En büyük gücümüz sizsiniz. Kendinize güvenin.
Benim Saray merakım yok. 6 liderin de yok. Ben sizler gibi yaşıyorum. Onur duyuyorum. Saray'a gitmeyeceğiz. Cumhurbaşkanlığı'na oturduğumuzda yerimiz Çankaya olacak.
Her hakkı teslim edeceğim. Her hukuku uygulayacağız. Benim Cumhurbaşkanı olmamı istemeyen 2 kesim var. Birincisi beşli çeteler. Yuh çekmeyin, sandığa gidip oy kullanın ben sizden onu bekliyorum. Ama sandığa giderken bir arkadaşını beraber götürün. Özellikle AK Parti veya MHP'ye oy veren kişiyi ikna edeceksiniz, sandığa götüreceksiniz. O zaman gerçek anlamda her birey görevini yapmış olacak.
Yüzbinlerden söz aldım. Beşli çetelerin yurt dışına kaçırdıkları paraları, nerelere götürdüklerini biliyorum. Londra'da paraları nerelere yatırdıklarını biliyorum. Tamamını son centine kadar getireceğim ve bu millete vereceğim. 418 milyar doları götürdüler. Sadece bir işlemden 1 milyarın nasıl götürüldüğünü söyledi. Onların tamamını kuruşu kuruşunu getireceğim ve sizlere vereceğim.
Kul hakkı yemem ve kul hakkı yedirmem. Ben onların neler yediğini biliyorum. Kul hakkı yiyenin burnundan fitil fitil getireceğim. Uyuşturucu baronlarıyla neredeyse kucaklaşacaklar. Bu ülkeyi aydınlığa çıkaracağız. Bundan emin olmanızı isterim."
KARAMOLLAOĞLU: 15 MAYIS YENİ BİR BAŞLANGIÇ
Mitingde ilk olarak kürsüye Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu çıktı.
Karamollaoğlu konuşmasında şunları söyledi:
"15 Mayıs yeni bir başlangıcın, sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun da Cumhurbaşkanlığı'nın tescili olacaktır. Biz 6 siyasi parti olarak bir araya geldik, sırf ülkemizin 21 yıldır içine sürüklenmiş olduğu sıkıntılardan kurtulabilmek için.
Sizin sıkıntılarınızı biliyorum, derman olacak projeleri de son 1 buçuk yıldır hazırladık ve inşallah 15 Mayıs'tan sonra da bunları tatbikata başlayacağız. Bizim derdimiz mevki makama gelmek değil. Bizim derdimiz, sizin derdinizle dertlenebilmek, problemlerinizden kurtulmanızı sağlayabilmek. Her mağdur insanın derdiyle dertlenmeyi kendimize ilke kabul ettik. 21 yıllık iktidarlarında esnafın problemini de çözmediler çözemediler, tam tersi artırdılar.
Biz sadece vaatte bulunmuyoruz. Çok farklı programları olan 6 siyasi parti genel başkanları olarak bir araya geldik, meselelerimizi birlikte mütalaa ettik, komisyonlar kurduk, problemlerin üstesinden nasıl geleceğimizi kamuoyuna açıkladık. Gizli saklı işimiz yok. Siyaseten bizimle aynı duygu düşünceleri paylaşmasa bile onun derdini kendimiz bileceğiz. Herkesin dert babası olacağız. Derdi olanla dertleşeceğiz.
Biz sizden 14 Mayıs için bir taahhüt istiyoruz. Eğer yetkiyi Millet İttifakı'na verirseniz gelecek sene bu mevsimde bir araya gelirsek problemlerimizin büyük bir kısmının çözülmüş olduğunu hep birlikte göreceğiz."
YAVAŞ: SEÇİM Mİ YAPIYORUZ, SAVAŞA MI HAZIRLANIYORUZ
Karamollaoğlu'ndan sonra kürsüye Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş çıktı.
Yavaş'ın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
"Seçime gidiyoruz ama nasıl bir seçim anlamadık. İktidar tankları tüfekleri gösteriyor, gemileri gösteriyor. Seçim mi yapıyoruz, savaşa mı hazırlanıyor belli değil.
14 Mayıs'tan sonra insanlar şununla karşı karşıya kalacak; kiracı-ev sahibi, kredi kartları, pahalılık, enflasyon, uyuşturucu, mülteci... Bunların konuşulmasını istemiyor. Seçim zamanı mevsimlik birazcık milliyetçilik sosu, birazcık muhafazakarlık sosu, insanlar bunlarla tartışsın başka bir şey konuşulmasın istiyorlar."
İMAMOĞLU: KAZANIYORUZ
Yavaş'ın ardından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu kürsüye çıktı.
İmamoğlu şöyle konuştu:
"İstanbul tarihi mitinglerle iz bırakmış bir şehirdir. Kurtuluş Savaşı'nın Sultanahmet Mitingi o ayağa kalkışın büyük simgesi. İstanbul mitingleri Türkiye'nin tarihini değiştirmiştir, değiştirmeye devam edecek. Göreceksiniz yıllar sonra arkadaşlarınıza anlattığınıza diyecekler ki gelmeyenler 'Keşke ben de orada olsaydım.' Bu muhteşem tablo gösteriyor ki Türkiye değişiyor. Aramızda kalsın, kazanıyoruz!
İstanbul'un iradesini beğenmeyenler seçimi iptal etmişlerdir. Sandıktan biz çıkmazsak geçerli sayılmaz dediler. Sonra millet onlara öyle bir demokrasi tokadı attı ki yerle bir etti. Hem milletin kararına saygı göstermeyi öğrendiler hem de bu kararın önünde hiçbir şey olmadığını öğrendiler.
Tek tek oyları saymayı öğrettik onlara. Saygı duyacaksınız kardeşim. 806 bin oy farkını millet onlara tek tek saydırdı. Milyonlarca oy farkını onlara tek tek saydırmaya hazır mıyız? İktidarı millete teslim edecekler. O kötü dillerini ne yazık ki fütursuzca milletimizi bölmek için kullanıyorlar. Millet uyandı.
Bunlar kötülüğü o kadar büyüttüler ki artık miting alanlarında eşlerimizin görüntülerini yayınlayarak oy kapma ucuzluğunu başlattılar.
Bir avuç insanın torpilli yaşamı bitecek. Güçlü ülke herkesin ama herkesin şuradaki gençlerimizin her birisinin çalışır kazanırım, kendim alırım diyebildiği ülkedir, Türkiye öyle bir ülke olacak. İşiyle gurur duyanların ülkesi olacak. İstanbul'da başlattığımız kreş seferberliğini bütün Türkiye'ye yayacağız."
BABACAN: HERKESİN CEBİNDEN KİM ÇALDI?
İmamoğlu'nun ardından kürsüye DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan çıktı.
Babacan konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
"Pahalılığı, yolsuzluğu en iyi bilenlersiniz. Hey gidi İstanbul. 2010'da İstanbul Avrupa Kültür Başkenti olmuştu. Yaptığımız reformlarla yapmıştır. Ülkeyi şimdi getirdikleri noktaya bakın. 200 liralık banknotun hikayesini anlatayım. 2009 yılında tedavüle çıktı. Kaç dolar ediyordu, 134 dolar ediyordu. Bugün ne kadar, 10 dolar bile etmiyor. Döviz bürosunda 20,5 oldu. Herkesin cebindeki 200 liranın 134 dolar iken 9 dolara düşüren yani 124 doları kim çaldı? Herkesin cebindeki 200 liradan 124 doları kim çaldı?
Bu enflasyon tam baş belasıdır. Ekonomiyi kötü yönetirseniz yüksek enflasyona mahkum edersiniz. Türkiye'de kurum kalmadı. Patates soğan diyoruz. Gerisini siz tamamlarsınız. Her şey tek bir kişinin keyfine bağlı, ülkenin ekonomi politikası yok, zır cahillik var. Devlet kadroları bir kişinin oyuncağı oldu. Endişeye mahal yok. Türkiye'yi hızla düzlüğe kavuşturacağız.
Merkez Bankası'nın bağımsız ve itibarlı kurum olmasını sağlayacağız. Hızla toparlanacağız, endişeye mahal yok. Türkiye 1'den büyüktür.
Bu seçim özünde iki seçenekli referandum. İstanbul, cevabın nedir? Otoriterlik mi, demokrasi mi? Keyfilik mi, hukuk mu? Baskı mı, özgürlük mü? Tek akıl mı, ortak akıl mı? Korku mu, umut mu? Öfke mi, sevgi mi? Kavga mı, barış mı? Kriz mi, huzur mu? Yoksulluk mu, zenginlik mi? Kara kış mı, bahar mı?
Gelin bu 14 Mayıs'ta annelerimize baharı hediye edelim. Anneler de çocuklarına demokrasiyi hediye etsin."
UYSAL: GELDİKLERİ NOKTADA YALANLARI DA BİTMİŞ
Babacan'ın ardından sözü Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal aldı
Uysal şöyle konuştu:
"Aziz İstanbul, merhaba. Bir büyük güzelliği bu tarihi günde hep beraber yaşıyoruz. Çağlar açmış, çağlar kapatmış İstanbul, bir dönemi kapatmaya, yeni bir dönemi açmaya var mıyız? Adeta tarihi bir günde bu büyük milletin yürüyüşünde de bilesiniz ki bu günler, bu tarihi anlamda olacaktır. Aziz İstanbul, gençlerimiz, kadınlarımız, yarınlarımızı alın teriyle emeğiyle kazancıyla oluşturmaya çalışan tüm vatandaşlarımız. Bir tarihi kavşağa doğru hep beraber ilerliyoruz. 14 Mayıs 2023 milletin yeniden kaderine hakim olacağı bir gün olacak.
Bugün milyonlarca insanımız eğer sefalet içindeyse bunun sorumluluğu elbette yönetenlerdedir. Cumhuriyette demokrasiye ruhen inanmıyorlar. Demokrasi ve hukuk onların lehine işliyorsa kabulleri, işlemiyorsa değil. Şimdi birileri çıkmış diyor ki 14 Mayıs bir darbe girişimidir. Seçimleri iptal mi edeceksiniz? Bunların düşünceleri ortaya döküldü. Demokrasiye, hukuka, Türkiye'ye dair hiçbir hayalleri yok. 21 yılın sonunda Sayın Erdoğan seçim beyannamesini açıkladı. Mülakatı kaldıracağını taahhüt ediyor. Bozduğu ekonomiyi 2002 şartlarına getirmeyi taahhüt ediyor. İktidarı döneminde çıkan imar aflarını yasaklarını taahhüt ediyor. Geldikleri noktada söz bitmiş, yalanları da bitmiş. Bu ülkenin kaynaklarını resmiyete uydurarak yağmaladılar, haram saltanatı kurdular."
DAVUTOĞLU: SOĞANA MUHTAÇ EDENLER GİDECEK
Uysal'dan sonra altıncı konuşmacı olarak Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu çıktı. Davutoğlu mitingde yaptığı konuşmada şunları söyledi:
"Bana Millet İttifakı'nın Tarım ve Gıda güvenliği politikalarını anlatmak düştü. İki zihniyeti anlatmaya çalışacağım. Önce toprak. Ondan geldik, ona gideceğiz. Bir zihniyet der ki toprak ranttır, bir zihniyet de der ki toprak bizim dostumuzdur. İşte bakın, toprak bir rant alanıdır diyenler, bundan 3 ay önce deprem bölgesine diktikleri binalarla büyük acılar yaşattılar. Mücadele toprağa bereket diye bakanlarla toprakta rant görenler arasında.
Bu seçim halkla birlikte halkın kaderini paylaşanlarla halkı gıda enflasyonu karşısında ezdirenlerin seçimi olacak. Millet İttifakı'nın iktidarında gıda enflasyonu altında bir zümre olmayacak. Yiğidi bir kuru soğana muhtaç edenler gidecek, Anadolu yiğitleri gelecek. Kanal İstanbulla değil, Anadolu'ya suyla bereket getireceğiz. Lüks yatlara mazotu ÖTV'yi kaldıranlar gidecek, çiftçiye mazotu ücretsiz verenler gelecek. Bunlar kendileri manda yoğurduyla ejder meyvesiyle beslenip, halka soğanları çok görenler."
AKŞENER: CHP'Lİ AİLELERDEN BİR TANECİK OY İSTİYORUM
Davutoğlu'ndan sonra İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener sahneye çıktı. Akşener mitingde yaptığı konuşmada şunları söyledi:
"14 Mayıs, burası gösteriyor ki Sayın Kılıçdaroğlu'nun 13. Cumhurbaşkanı olarak seçildiği ve alkışlar içinde Çankaya'ya götürdüğümüz bir akşam olacak. Sizin helal oylarınızla.
Başbakan Meral diyorsunuz ya, oylarınızla olmak istiyorum. Bizim Anadolu'da yaptığımız bütün mitinglerde tek bir şey istiyorum. 1 oy Kemal'e 1 oy Meral'e... Birleşe birleşe kazanıyoruz, ortada bir sorunumuz yok. Her CHP'li aileden sadece tek 1 oy istiyorum. 1 tanecik. Ama biz tüm İyi Partililer, çok çalışıp tüm oylarımızı Kılıçdaroğlu'na şak diye basacağız.
Hayatımda bu kadar rezil bir seçime ilk defa gidiyoruz. Milletine işgalci, darbeci diyen bir dil. Tüm psikiyatrları bu abileri tedavi için davet ediyorum. Cezai ehliyetleri kalmadı. Yeşildağ ailesinin bir ferdi bir kaset yayınladı. O kasette nasıl hırsızlık yapıldığı anlatılıyor. Antalya Havalimanı, 2007'de işletmesi satışa çıkıyor. Bir firma 5 milyar euro veriyor. Buna karşılık o firmanın dosyasından evrak çalınıyor, yakınlardan birine 3 milyar euroya veriliyor, 1 milyar euro cep ellez ediliyor. Ali Yeşildağ'ın iddiasına göre senin cebine girmiş.
Adam çıkıp diyecek ki, 'bu günler daha iyi günlerin bağyan' diyecek. Adamla beni dövüştüreceksiniz. Demin saydıklarım, 3 milyar dolara yapılacaklar 11 milyar dolara yaptırıldı. Bu hesapta cep ellezi ne kadar oldu? Aziz İstanbul, Atatürk'ü hiç sevmiyorlar, Cumhuriyet'ten nefret ediyorlar."
Akşener'in ardından sahneye Kemal Kılıçdaroğlu çıktı.
(İstabul/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et